IMF gitti, işsizin parası harcanmaya başlandı

IMF işçi düşmanı diye bilinir ama, işçinin işsiz kalacağı zamanlar için garanti olarak kurulan İşsizlik Sigorta Fonu (İSF), IMF’yle ilişkiler kesilince, başka yerlere harcanmaya başladı.

Peki, bu hareket hükümetin aslında IMF’yle ihtiyati stand-by anlaşması yapmaya niyeti olmadığını mı gösteriyor? Sadece buradan yola çıkarak, tam olarak bunu söyleyemeyiz. Biz hálá; hükümetin niyeti olmasa da, önümüzdeki aylarda sıkışınca ihtiyati stand-by’a mecbur kalacağını düşünüyoruz. Ancak fon harcarsa, kimsenin şüphesi olmasın ki, IMF başka kısıntı isteyecektir.

Çünkü İSF’den harcanan para aynen bütçe harcaması gibi etki yapar. Yani İSF’den harcama yapmak, bütçenin arkasından dolanmaktır, bütçede gözükmeyen harcamaları artırmaktır. Ekonomiye olumsuz etkisi ne olur derseniz, hesapsız harcama etkisi ne olursa burada da o olur.

Yani her şeyden önce harcamaları artacağı için enflasyona olumsuz etkisi olacaktır.

Ayrıca İSF’nin tüm kaynaklarının Hazine kağıtlarında değerlendirildiğini göz önüne alırsanız, Hazine bu fona satamadığı kağıdı yani borçlanma ihtiyacını dönüp, bankalardan daha fazla borçlanarak kapatacaktır. Yani faizlerin artmasına da neden olacaktır.

Aslında bu para kamunun parası da değildir. Şimdi "kamunun ödediği payın neması kullanılıyor" filan denilerek, bahane yaratılıyor ama İSF kendi başına bir şahsiyettir ve işçi ile, kamu da olsa özel de olsa, işveren arasındaki ilişkileri düzenleyen bir fondur. Yani aslında kamu malı değildir.

Daha önce IMF’yle yapılan müzakerelerde zorla, IMF’ye bunun faiz dışı fazla (FDF) ve kamu dengesi içinde sayılması kabul ettirilmişti. Oradaki amaç da FDF hedefinin gerçekleştirilmesi için ekonomi yönetimine kolaylık sağlanmasıydı.

IMF’yle anlaşmanın temel unsurlarından biri FDF hedefiydi. Bu nedenle AKP Hükümeti daha önce de bu fonu harcamak istediğinde IMF her seferinde karşı çıkmış ve "Madem FDF içine aldırdınız, harcayamazsınız" diyerek bu kullanımını engellemişti.

Şimdi 10 Mayıs’ta IMF’yle stand-by anlaşması sona eriyor ve daha anlaşma bitmeden, daha gözden geçirmeler bile tamamlanmadan hükümet bu parayı harcamayı planlamaya başladı.

IMF’nin gözden geçirmeleri tamamlamak için bile buna karşı çıkıp garantiye alması lazım.

BÜROKRATLAR DA KARŞI

Fondan yapılacak harcama, bütçe harcamaları kadar denetime de tabi değildir. Yani hükümet fondan harcamaları çok daha rahat ve istediğine yapabilecektir. Bu da şeffaflığa darbe demek.

İşte tüm bu nedenlerle ekonomi bürokrasisi de İşsizlik Fonu’ndan yapılacak harcamalara karşı çıktı. İstihdam paketiyle fon harcamalarının yolu açılırken, taslak aşamasında da bu konu gündeme geldi ve bürokratlar bunun yapılamayacağını söyledi. Ancak Bakanlar Kurulu’nda, teknisyenlerin belirttiği sakıncalara rağmen fon harcamaları yasa taslağına eklendi.

Geçen hafta Referans’ta yer alan Hacer Boyacıoğlu’nun haberinde İSF harcamalarının yer aldığı paket yaşama geçerse, fona maliyetin 10 milyar YTL’yi aşacağı belirtildi. İSF’nin toplam büyüklüğü Mart 2008 itibarıyla ise 32.7 milyar YTL düzeyinde. Pakette yer alan GAP düzenlemesine göre, 1 puanlık devlet katkıları ile bunların neması belirlenerek, bu kaynağın 2008 yılı neması GAP’a aktarılmak üzere Hazine’ye verilecek. İSF’deki devlet katkı payı 3.4 milyar YTL düzeyinde, bu paranın nemalandırılmış hali 8 milyar YTL . Bu kaynak yüzde 15 oranında nemalandırılsa, GAP ve kalkınmakta olan yörelere yılda 1.2 milyar YTL aktarılabilecek. Bu kaynak, aynı faiz düzeyinde kalındığı varsayımıyla 5 yılda toplam 6 milyar YTL’ye çıkacak.

18-29 yaş arasındaki gençler ile yaş şartı olmaksızın kadınların istihdamına dönük olarak verilecek teşvik de dahil edilince bürokratlar, maliyetin 10 milyar YTL’ye aşacağını hesaplıyor. Bunun da ötesinde bunun fonun kullanımı için yol açılmasından korkuluyor. Yani IMF gitti, işsizlik fonu daha çok kullanılıp harcamalar artırılacak. Bunu adı popülizm ve mali disiplinin giderek kaybolmasıdır. Hem de küresel etki giderek ağırlaşırken...
Yazarın Tüm Yazıları