Bürokrasinin sınav günleri

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan önceki gün yurtdışında bir soru üzerine, "Partisinin kapatılacağına inanmadığını" söylemiş.

Kapatılır mı kapatılmaz mı, kapatılsa mı bu siyasi çatışma havası sona erer, kapatılmasa mı, bilmiyoruz... Ancak bildiğimiz bir şey var ki; ok yaydan çıkmış gözüküyor.

Bir başka açıdan baktığınızda, şimdiye kadar yaptıkları nedeniyle, AKP’nin bu süreçten başarıyla çıkması halinde, toplumun tüm kesimlerinin biat etmesini de, ya da ettirilmesini de beraberinde getirir mi sorularının da, yanıtlanması gereken sorular olduğu açık...

Özellikle işaleminin, kapatılmanın yaratacağı sıkıntılar kadar, kapatılmaması halinde AKP’nin tavrının yaratabileceği sıkıntıları da birlikte düşündüğünü söyleyebiliriz.

HASSAS DÖNEM

Sadece işalemi değil, devletin hükümet dışında kalan kurumlarının hemen hepsi, böyle bir ihtimalin yaratabileceği sıkıntıları, hatta çatışmaları, düşünüyorlardır sanıyorum...

Sözün kısası; çok hassas bir dönem yaşıyoruz.

Böyle dönemlerde bürokratların işi de çok zordur. Geçmişte hep yaşadığımız gibi; böyle dönemlerde özellikle iktidar partisi veya partilerinin milletvekillerinden, bakanlarından, Başbakan’dan, hatta iktidara yakın bilinen kişilerden bile çok yoğun taleplerin geldiği dönemlerdir. Kimisi hatır için rica eder, kimisi "yapacaksın" der, kimisi önümüzdeki dönem için tehdit eder, öyle ya da böyle taleplerin arttığı bir dönem olabilir.

Bunun işaretlerini alıyor muyuz derseniz; alıyoruz...

Böyle dönemlerde bürokrasinin de yeni duruma göre pozisyon almaya çalıştığını görürüz. Belirsizlik dönemi işte bu nedenle aynı zamandan bürokrasinin de sınav günleridir.

ÖRNEKLERİ UNUTMAYALIM

Bizce bürokratlar her şeyden önce kendi şahsi ahlak ilkeleriyle ve profesyonel meslek anlayışları ile böyle dönemleri atlatmalıdır. Aksi takdirde, kim gelecek kim gidecek diye işe bakarlarsa yanılma ihtimalleri her zaman olur. Sadece yanılmakla da kalmazlar, bürokrasi hayatları biteceği gibi, hukuki açıdan da sonradan büyük sıkıntılar yaşayabilirler.

Şimdiye kadar yaptıklarıyla zaten ileride hukuki olarak sıkıntıya girecekler yok mu derseniz, evet var... Ancak artan baskılar nedeniyle bu yola gitme tehlikesi olanlar da var.

Geçmişte bunun örneklerini çokça yaşadık. ANAP dönemi diye adlandırılan dönemin kötü örnekleri, umarız önümüzdeki dönem, yeni parti isimleriyle tekrarlanmaz.

Ama bürokratların, örneğin Türkiye Kalkınma Bankası Eski Genel Müdürü Özal Baysal’ın olayını hatırlamaları gerek. İktidar partisi, hükümet yetkililerinin kredi taleplerinin Baysal’ı hapise gönderecek sonuçlara ulaştığını unutmamaları gerek.

BASKILAR ARTACAK

Bugünlerde artacak baskılar adam atama, işe alma gibi nispeten masumane talepler olabileceği gibi, parti yandaşlarına eşe dosta kredi verilmesi, ihalelerden iş verilmesi, verilen işler için ön ödemeler istenmesi, kaba deyimiyle doğrudan rüşvet talepleri bile olabilir.

Bürokrasi, her zaman böyle taleplerle, tekliflerle sınanıyor, önemli sınavlardan geçiyor. Ancak dediğimiz gibi; bu süreç bu yöndeki baskıların artacağı bir süreç olacaktır.

Yerine getirilecek talepler, kişisel olarak sonunda bürokrata hukuki faturanın çıkacağı talepler olabileceği gibi, hukuki sonuç doğurmasa da isminin lekeleneceği talepler olabilir.

Dediğimiz gibi; ok yaydan çıktı. Artık öyle ya da böyle, bu süreç yaşanacak.

Hepimiz biliyoruz ki, nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, yeni dönemde çok şey değişecek, çoğu şey eskisi gibi olmayacak.

Belki herkes bir sınav veriyor ama bürokratlar için ayrıca önemi olan bir sınav dönemi.
Yazarın Tüm Yazıları