Yarın için CHP’de nefesler tutuldu

YARINKİ mahkeme kararını yüreği ağzında bekliyor. Baykal ve CHP Yönetimi.

Yarın Ankara Asliye 8. Hukuk Mahkemesi’nin CHP Tüzüğü ile ilgili bir karara varması bekleniyor.

"Bu tüzük Siyasal Partiler Yasasına aykırıdır" ya da "burada mesele yok, tüzük yasaya uygundur". İkisinden biri. Ya da, kararın ertelenme olasılığı.

Ekim 2003’te CHP parti tüzüğünü değiştiriyor. Buna göre:

İl ve ilçe kongrelerinde başkanlığa, kurultayda da genel başkanlığa aday olabilmek için, kongrelerin ve kurultayın üye tam sayısının en az yüzde yirmisinin önerisi gerekiyor.

Öneri genel başkanlık için daha kapsamlı. Genel başkan adaylığı için öneriyi delegelerin kurultay başkanlık divanı önünde tek tek imzalaması zorunlu kılınıyor.

SORUN GİZLİ OY

Tüzük değişikliği kurultayda iki kez oylanıyor. İlk oylamanın sonucu belli olmadan, ad okunarak ikinci oylamaya geçiliyor ve tüzük kabul ediliyor.

Değişiklik çeşitli çevrelerde, parti içi demokrasiye aykırı, olarak niteleniyor. Orada kalmıyor, tüzük iptali için iki dava açılıyor.

Biri Ankara Asliye 8. Hukuk, öteki Ankara Asliye 22. Hukuk Mahkemesi. Davalardan birini CHP İstanbul milletvekili Ali Topuz açıyor.

Geçen oturumda CHP’nin avukatları, mahkemenin yetkisizlik kararı vermesini istiyor. Ancak, yargıç iki başvuruyu birleştiriyor ve iptal istemini esastan incelemeye alıyor. "Gizli oy ihlali var mı, yok mu" gerekçesiyle.

TOPUZ’UN İTİRAZI

Ali Topuz
mahkemeye sunduğu dilekçede il, ilçe ve genel başkan adaylarının bu tüzükle kendilerini tanıtma, programlarını açıklama hakkını kullanamadıklarını ileri sürerek can alıcı noktaya geliyor:

"Başkanlık Divanı gözetiminde imzalar alınırken, hangi delegenin, hangi adayı desteklediği herkes tarafından görülmektedir. Bu durum imza verir ve oy kullanırken, delegelere baskı yapılmasını kolaylaştırmaktadır. Gizli oy kuralı ihlal edilmekte, yönetimi elinde tutanlar delege üzerinde sürekli denetleme ve yönlendirme yapabilmektedir. Bunun parti içi demokrasiyle bağdaşır yanı yoktur."

Mahkemenin yarın karar vermesi bekleniyor.

CHP Kurultayı gelecek hafta sonunda. Eğer, mahkeme tüzükteki bu maddeyi parti içi demokrasiye ve gizli oy kuralına uygun görürse, mesele yok.

Baykal ve CHP Politbüro yeniden derin bir nefes alabilir.

Yok, eğer iptal ederse, kurultayda genel başkanlık seçimi için yeni bir sahne kurulabilir. Çanlar kimin için çalar, hiç belli olmayabilir.

Ramses, Erdoğan ve Ali Bayramoğlu

MÜSTAKİL Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) eski başkanı Ali Bayramoğlu şimdi AKP milletvekili.

Arkadaşım Saygı Öztürk geçenlerde önemli bir habere imza atıyor.

Bayramoğlu’nun gümrüksüz çay ithal ettiği ve bunu piyasaya yasa dışı sürdüğü iddiası ile hakkında soruşturma açıldığını bildiriyor.

Bayramoğlu ve avukatları soruşturmayı iftira olarak niteliyor. Başbakan Erdoğan da, durumu incelemek üzere, Başbakanlık Teftiş Kurulu’nu görevlendiriyor.

Milattan 300 yıl önce Mısır Firavunu Ramses’in sadrazamı hakkında yolsuzluk iddiasıyla soruşturma açılıyor.

Sadrazam Ramses için çok önemli, üstelik onu canı kadar seviyor. Görmek için yanıp tutuştuğu halde, "yargıyı etkilerim" düşüncesiyle, soruşturma sürerken, Ramses sadrazamı asla görmüyor. Uykuları kaçıyor, yine de görmüyor. Ancak, soruşturma sonrasında, sadrazamı ilk ziyaret eden yine Ramses.

Tayyip Erdoğan Katar’a resmi ziyarette bulunuyor.

Erdoğan’a Katar’da eşlik eden milletvekilleri arasında kim var? Hakkında soruşturma yürütülen Ali Bayramoğlu.

Bayramoğlu suçlu mu, değil mi, elbette bilmiyorum.

Yanlış anlaşılmasın, Ramses ile Erdoğan’ı karşılaştırmak aklımdan bile geçmiyor.

Nerede o lüks, o şans nerede? Sadece Milattan önce 300’de Mısır’da ve Milattan sonra 2008’de Türkiye’deki zihniyeti sergiliyorum.

Ramses, kararı etkilerim, kaygısıyla sadrazamını görmüyor. Erdoğan, o milletvekilini kanatlarının altında Katar’a götürüyor.

İbretle izliyorum.
Yazarın Tüm Yazıları