Spor devletin kıyakları ile ekonomik bir sektör olmaz

TÜRKİYE ekonomisinin gelişimine bakarsanız, zamanında çok fazla devlet kıyağıyla beslenen alanların, sonuçta sağlıklı, dünya ile rekabet edecek sektörler haline gelemediği görülür.

Maliye Bakanlığı’nın futbol kurumlarına ve kişilerine son dönemde yaptığı kıyakları gördüğümde aklıma ilk gelen bu oldu ve Türk sporunun geleceği için üzüldüm..

Sporun yaygınlaşmasının, hem bireysel hem toplumsal gelişim için ne kadar önemli olduğunu ben de biliyorum. Son dönemde futbolla birlikte canlanan uluslararası başarıların insanlara kendilerini ne kadar iyi hissettirdiğini bir Fenerbahçeli olarak yaşıyor, diğer spor alanlarına da ağırlık verilmesi gerektiğini, özellikle geri kalmış bölgeler için giderek sporun hayati önem kazanan bir alan haline geldiğini de görüyorum.

MALİYE’NİN KIYAKLARI

Bu arada deneyimine güvendiğim Devlet Bakanı Sayın Murat Başesgioğlu ile spor ekonomisi üzerine, futbolun ve diğer spor dallarının birer sektör haline gelmesi gerektiği konusunda, küresel rekabette sporun yeri üzerine zaman zaman sohbet imkanı da buluyorum. Spordan Sorumlu Bakanlığa Başesgioğlu’nun getirilmesinin, şimdiye kadar ihmal edilen bu alan için önemli bir şans olduğunu biliyorum. Ancak Maliye Bakanlığı kanalıyla son günlerde gündeme getirilen kıyakları da içim burkularak izliyorum. Hem vergi sisteminin bu nedenle bozulmasının ne kadar sakıncalı olduğunu görüyor, hem de "kıyak alanların kendilerine çekidüzen verip, rasyonel bir zemine oturamayacağını" bilerek, ilerisi için üzülüyorum.

Şimdiye kadar hep böyle oldu; kayırılan sektörler bir türlü rüştünü ispat edemedi. En küçük bir dış etkenle yıkıldılar, rekabet zamanı geldiğinde hiç dayanamadılar.

Spor kulüplerine devlet arazisi tahsisi gibi teşviklerin yararlı olduğunu, devletin spora kaynak aktarması gerektiğini, sponsorluk siteminin geliştirilip özel sektörün bu alana girmesinin, sporda çok sayıda sosyal sorumluluk projesi hazırlanmasının önemine inanıyorum.

Ancak iş ne zaman kıyak boyutuna gelirse, o zaman kıyak alana kötülük edildiğini biliyorum.

KIYAK YAPAN EMİR DE VERİR

Amme alacaklarına ilişkin yasa tasarısı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na ait alt komisyonda görüşülürken spor kulüplerinin borçlarına tecil imkanı getirildi. Sporcuların gelirlerinin stopaj yöntemi ile kesilmesi düzenlemesi de Alt Komisyon’da kıyak haline getirildi. Borçların tecil süresi 6 yıl olarak geldi, 10 yıla çıkarıldı. Buna göre, 1 Temmuz 2008 tarihine kadar yapılacak müracaatlara uygulanmak üzere, spor kulüplerinin vergi, resim, harç, fon payı, bunlara bağlı gecikme faizi, gecikme zamları, vergi cezaları ve vergi cezalarına uygulanan gecikme zamları ile sigorta primi, sosyal güvenlik destek primi ve diğer prim borçları, tecil faizi oranının 6’da biri dikkate alınarak tecil edilecek.

Daha önce spor kulüplerine 2004 yılında da tecil imkanı getirilmişti. Yani üst üste gelen iki af demek ve her af gibi, sistemi bozup sürekli hale gelmiş durumda...

STOPAJ DÜŞÜRÜLDÜ

Bu da yetmedi, 2017 yılı sonuna kadar gelir vergisi stopajı sporcular için kademeli olarak düşürüldü. Milli takımlarda görev yapan teknik direktör ve antrenörlere yapılan ödemeler ile milli sporculara uluslararası müsabakalara katılmaları karşılığında yapılan ödemeler için de gelir vergisi stopajının yüzde 5 uygulanması öngörüldü.

Bütün bunlar başka bir ekonomik alana yapılsaydı, ortalık birbirine girerdi. Ancak spor herkesin ortak alanı ve kıyaklara kimse ses çıkarmıyor. Bütün bu ayrıcalıkların Anayasa’ya ve yasalara aykırı olduğu söyleniyor ama belli ki CHP de bozmak için itiraz etmeyecek.

Bu arada Futbol Federasyonu seçimleri sırasındaki "bağımsız, özerk federasyon" sözlerini hatırladım. Kimse unutmasın ki; kıyak çeken emir de verir...

Bir yandan özerklik bağımsızlık isteyip, diğer yandan kıyak talep etmek olacak iş değil.
Yazarın Tüm Yazıları