Sigara yasağıyla gelen flört kültürü Smirting

Bar ve lokantalarda uzun zamandır sigara yasağı bulunan dünya kentlerinde, nikotini terk edenlerin sayısında ve sigarayla bağlantılı ölümlerde azalma işaretleri var.

Mesela New York’ta yasak sayesinde sigara içen yetişkinlerin oranı yüzde 20 düşmüş. Sigara ölümleri de yüzde 11 azalmış. Bu tabii ki iyi bir şey. Ancak sigara içmekte direndiği halde insanların başına iyi şeyler de gelebiliyor. Gelecekteki nikotin bağlantılı olası bir ölüm hariç...

Sonunda sigara yasağının da faydası bulundu. Hayır, yasak yüzünden sigarayı bırakıp sağlığına kavuşanlardan değil, sosyal içicilerin hayatına gelen yeni renklerden söz ediyorum. Zaman değiştikçe yeni oluşlarla dillere yeni kelimeler ekleniyor ya, İngilizce Oxford ve Webster sözlüklerinde bir milyonu bulan kelimelerin arasına yeni bir fiil girdi: Smirting.

Kapalı mekanlardaki yasak nedeniyle kapı önünde sigara içerken flört etmek anlamına geliyor. Yani bar önünde "smoking" eylemi içindeyken, aynı zamanda "flirting" ortamına girmeye "smirting" deniyor. İngiltere’de, Galler ve İskoçya’da hızla yayılıyor smirting. Pub ve barların kapı önlerine artık yeni single barları diyorlar.

Bu yeni flört kültürü Fransa’da da tiryakilerin eğlencesi haline gelmiş durumda. Fransa’da bar, disko ve lokantalarda sigara içmek yılbaşından beri yasak.

Bizim Hürriyet binası sigara yasağına erken davrandığı için arka kapı önlerinde içiyoruz sigarayı. Smirtinge uygun renkli bir ortam olduğunu söyleyemem. Geçen gün gazetenin arka kapısından çıkarken su bidonu taşıyan adam şöyle bir omuz vurup geçti. Hiç sesimi çıkarmadım. Sanırım suçluluk duygusundan. Sigara içenlerin çevresinde oluşturulan düşmanca atmosfer yüzünden illegale geçtiğimi düşünmemden.

Ama alışıyoruz. Şikayetçi değiliz. Yasaklıyız diye kendimizi daha modern hissediyoruz. Çünkü yasak sayesinde Batı dünyasında sigara tüketimi azalırken, sigara şirketlerinin oburca saldırdığı gelişmekte olan ülkelerde yüzde 67 oranında arttı. Yeryüzündeki 1.8 milyar tiryakinin yüzde 84’ü de bu ülkelerde yaşıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün tahminine göre, 2025 yılına gelindiğinde gelişmekte olan ülkelerde sigara ölümleri yılda yedi milyonu bulacak. Gelişmiş ülkelerde ise üç milyon olacak. Türkiye’nin ikinci kategoride yer almasını umut ediyor ve henüz zulüm aşamasına gelmediğimiz için kendimizi şanslı sayıyoruz.

KÖPEĞİNİ AZMETTİREN TİRYAKİ

Sigara içenler için zulüm başkenti New York. Belediye Başkanı Michael Bloomberg, beş yıl önce barı, lokantası her yere yasak getirdiğinden, bu alanda büyük fiyaka sahibi. Ancak yasak yüzünden ayrımcılık ve zulüm almış yürümüş durumda. New York medyasına bakıyorum, büyük apartmanlarda da sigara yasağı uygulamasına başlanmış. Sigara içenlere daire kiralanmıyor, satılmıyor. Yani evinde de sigara içemiyorsun. Hatta bazı kan emici avukatların, sigara içen komşularını dava etsinler diye müvekkil avına çıktıklarına dair haberler var. Geçenlerde New York Times’a konu oldu. Apartman sakini bir çift, 40 yıllık sigara tiryakisi komşuları aleyhinde 67 milyon dolarlık tazminat davası açmış. Davalı, Galila Huff adında, İtalyan lokantası işleten bir kadın. Kendi lokantasında sigara içemediği gibi evindeki hayatı da "zehir" olmuş. Davacılar, dört yaşındaki çocuğumuzun sağlığı tehdit altında diyor. Dava dilekçesinde başka bir iddia daha var: Galila Huff’un köpeği, sigara ihtilafının intikamını almak için kapılarının önüne işiyormuş. Huff azmettiriyormuş.

Sigara yasağı ile bağlantılı farklı cinsten davalar da var. Mesela, İngiltere’de bir çift evlerine bitişik kasaba pub’ının önünde sigaraya çıkan müşteri kalabalığı yüzünden işletmeden davacı oldu. Neil ve Rachel Mutter, sabahın köründen gece yarılarına kadar içen müşteriler kapı önünde şamata yapıyor diye oturdukları evin değer kaybettiğini ileri sürüyor ve 50 bin sterlin tazminat istiyorlar.

Mahkemelik olmaktan daha beter durumlar da var. Zulüm nedeniyle canına kıymak gibi. Bild’in haberine göre Almanya’nın Baden Württemberg eyaletinde geçen ağustos ayında yürürlüğe giren sigara yasağı yüzünden bir bar sahibi intihar ediyor. Adamın adı Uli Stegmaier, 60 yaşında. Geride bıraktığı intihar notunda, yasak nedeniyle müşteri kaybına uğradığını ve ölümünden devletin sorumlu olduğunu yazıyor. Stegmaier yasağa karşı büyük mücadele veriyor, yürürlüğü durdurmak üzere eyalet yönetimini mahkemeye vermek için örgütlenen baskı gruplarına bağışlarda bulunuyor. Ancak fayda etmeyince dramatik bir eylemle hayatını noktalıyor.

YASAK YÜZÜNDEN ALKOL ÖLÜMÜ

Sigara yasağı nikotin bağlantılı ölümleri azaltıyor. Peki bu yasak, alkol bağlantılı ölümleri artırıyor olabilir mi? Amerikalı iki ekonomistin iddiasına göre olabilir. Wisconsin-Milwaukee Üniversitesi’nden Scott Adams ve Chad Cotti, Amerika’daki sigara mevzuatının eyaletten eyalete değişmesi nedeniyle alkollü araç sürenlerin sayısında artış olduğunu tespit etmiş. Ulusal çapta tek bir sigara yasağı düzenlemesi olmadığı için tiryakiler, sigaranın serbest olduğu uzak mahallerdeki barlara gitmek zorunda kalıyor ve dönüş yolunda alkollü araç sürerken ölümlü kazalara yol açıyorlarmış.

Journal of Public Economics’te yayınlanan araştırmaya göre, yasağın bir buçuk yılı aşkın süredir yürürlükte olduğu bölgelerde alkollü tiryakilerin karıştığı kazalarda yüzde 19’luk artış meydana gelmiş. Teoriyi destekleyen başka veriler de var. 2002 yılında Delaware eyaletinde sigaranın yasaklanmasından sonra komşu eyalet Pennsylvania’nın sınır bölgesinde trafik kazaları yüzde 26 oranında artmış.

NİKOTİN ZAPTİYELERİ

Sigara yasağını zulme dönüştürmenin başka yolları da var. Artık sigara içmek gazete haberi olabiliyor. Medya nikotin zaptiyeliği yapıyor. İngiliz Daily Mirror gazetesi, geçenlerde Prens Harry’nin sigara içerken görüldüğünü yazdı. Çocuk Afganistan’da cephedeyken, asker arkadaşları sigara içmediğini söylemiş de, ama Prens cephe dönüşü çıktığı seyahatte havaalanındaki bir sigara noktasında tüttürürken görülmüş de, söylentilere göre bu işi 14 yaşından beri yapıyormuş da...
Yazarın Tüm Yazıları