’Son savaş' çığırtkanları

BİR süre önce kendi açımdan çok önemli bir karar aldığımı yazmıştım.Artık marjinal gazetelerin, marjinal yazarlarını, provokatörlerini okumayacağım demiştim.

Bu kararımı uygulamaya devam ediyorum.

İnanın hayat böyle çok daha güzel.

Kafam sakinleşti.

Öfkem iyice yatıştı.

Olaylara daha sakin bakıyorum.

Benim gibi yapın.

O yüzden herkese tavsiye ediyorum.

Herkes "kendi marjinaline", "kendi fanatiğine", "kendi kışkırtıcısına" kış kış demeyi öğrensin.

Bugünlerde hepimizin buna ihtiyacı var.

Özellikle Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bunu yapmasının hem kendine hem ülkeye büyük yararı olacağına içtenlikle inanıyorum.

* * *

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, geçen salı günü partisinin grup toplantısında çok önemli bir uyarıda bulundu.

Güya AKP’yi desteklediğini söyleyen bazı çevreler, bir süredir Başbakan’a şu telkinde bulunuyor:

"Sakın boynunu giyotine uzatma."

"Sonuna kadar git. Meydan oku. Anayasa’yı değiştir, referanduma git."

"Çünkü bu demokrasi için son savaştır. Bu savaşı da kazanırsan, Türkiye artık demokrat olacak."

Üsluplarına bakarsanız, bir "Savaş kanlı mı olacak kansız mı olacak" cümlesi eksik.

Olaya böylesine kıran kırana bir "son savaş" mantığıyla bakarsanız, buradan nasıl bir demokrasi çıkar, kimse bilemez.

Benim siyaset psikolojisi bilgim şunu fısıldıyor:

Böylesine kırıcı bir savaşı kazanan taraf, buradan demokratik bir bilinçle çıkamaz.

Çıksa çıksa karşısındaki herkesi tasfiye etme ihtirasıyla çıkar ki, o lidere de artık "AB standardında" demokrat katiyen denilemez.

O yüzden "nihai savaş" çığırtkanlarının istediği şeyin demokrasi olduğuna katiyen inanmıyorum.

Onların savunduğu marazadan, tahammülsüz, antidemokrat, diktatör, tek parti heveslisi insanlar rejimi çıkar.

O da, faşizmin mücavir alanıdır.

* * *

Devlet Bahçeli, Başbakan ve çevresini bu "son savaş" çığırtkanlarına karşı uyarıyor.

O sözlerin altına ben de imzamı atıyorum.

Bugün Türkiye’de aklı mantığı savunan, meşruiyet sınırları içinde kalmak isteyen herkesin bu savaş çığırtkanlarına kulaklarını tıkaması gerekir.

Bütün gençlikleri boyunca hayatları hep "halk savaşı", "cihat", "halk cephesi", "milli demokratik devrim" gibi savaş söylemleriyle geçmiş eski solcu yeni liberaller, işler istedikleri gibi gitmeyince yine aynı nakarata dönüyorlar.

O nakarattan Türkiye’ye hiçbir zaman hayır gelmedi.

Başbakan bu dönemde ağzına savaş kelimesini almayan makul insanlara kulak verirse, bu dönemi kolaylıkla atatır ve kalıcı bir demokratik ortama kavuşuruz.

* * *

MHP Genel Başkanı, son 8 ay içinde AKP’ye çok hayati iki konuda can simidi attı.

Biri Cumhurbaşkanlığı seçimiydi.

Öteki ise türban yasağının kaldırılması.

Üstelik bunu, kendisine oy verenlerin bir bölümünün ağır eleştirisini göze alarak yaptı.

Kara gün dostluğunu göstermiş bir insanın, daha kara gündeki tavsiyesini dinlemek sizce mantıklı değil midir?

O yüzden diyorum ki...

Başbakan’ın önünde iki yol var.

Kara gün dostunun tavsiyesini dinlemek.

Veya "son savaş" çığırtkanlarının tamtamlarına kulak vermek.

Çünkü ortada savaş falan yok.

Savaş açtırmayı isteyen bir taraf var.

Ve o tarafın ne siyasi, ne hukuki, ne de ahlaki sorumluluğu var.

Savaşı onlar açtıracak, bedelini siyasiler ve ülke ödeyecek.

Kimse bu oyuna gelmemeli.
Yazarın Tüm Yazıları