Geri adım: Kod türban

ANKARAKİM, kiminle, hangi zeminde uzlaşacak?

Çok bilinmeyenli siyasi denklemi eşanlı çözecek hamle var mı? Bence, evet var. Yaşanan sorunun en büyük ortak böleni (ebob) türbandır.

Dolayısıyla süreci ilk türban alarmına kadar geri sarmak zaruridir.

* * *

Hatırlayın, 1) Siyasetin kimyası türbanlı first lady tartışması ile bozuldu. 2) Yeni Anayasa’nın türban ekseninde sunumu ve eleştirisi ile devam etti. 3) Türbanla ilgili Anayasa değişikliği ile tepe yaptı. 4) Türban kanıtlı kapatma davası sistemi fena kilitledi.

Şimdi yeniden türban düzenlemesine geri dönersek...

İlk türban günahının telafisi ve affı mümkün müdür?

Neden olmasın? Mesela Başbakan çıkıp dese ki:

- Anayasa Mahkemesi türban değişikliği ile hangi kararı alırsa alsın... Ben parlamento içi ve dışı uzlaşma arayacağım... Diğer liderlerden de takvimli taahhüt bekleyeceğim.

Diyelim ki bu açıklama ile türbanda bugüne kadar atılan adımlar yok sayıldı.

Bunun yerine siyasi parti liderleri çıkıp kamuoyu önünde söz verdi.

Türban sorununa en geç 2010 yılına kadar çözüm bulmayı taahhüt etti.

Önümüzdeki birbuçuk yılda herkesin gönlüne/nesebine uygun çözüm bulundu.

Türban özgürlüğünün sadece üniversite ile sınırlı kalacağı... Kamuda türban yasağının süreceği konusunda ikna süreci başarıyla yürütüldü, yeterli güvence sunuldu.

Hayat cennet olmaz... Ama bu kadarı bile fena mı?

Peki bu çözüm Anayasa Mahkemesi’nin kapatma kararını etkiler mi?

Bilinmez; belki etkiler, belki de etkilemez.

Tayyip Erdoğan’ı siyasi yasaktan kurtarır mı, işin o kısmı da meçhul.

Yine de AKP’nin yüzde 46.6 oya rağmen yaşadığı kan kaybını durdurabilir.

Üstelik Başbakan’ın bizzat koyduğu kriterle, "Ülke kazanır".

* * *

Yukarıda kısaca aktardığım siyasi formülü ben bulmadım/uydurmadım. Sivil toplum girişimi, türban değişikliği sürecinde partileri bu uzlaşma zemininde buluşturdu.

Son anda anlaşmazlık çıkmasaydı, Çankaya türban değişikliğini veto edecek, tarif etmeye çalıştığım takvim işleyecekti. O zaman olmadı, bu kez denenemez mi?

AKP’den gelen ilk sinyaller pek cesaret vermiyor:

Geçen sefer bu formüle yanaşan AKP kurmayları bu kez farklı mantık yürütüyor.

"Kapatma davası gündemde iken türban uzlaşması sonuç vermez" deniliyor.

"Hele türban değişikliği onaylanırsa parti hiç kapatılamaz" inancı vurgulanıyor.

* * *

Anayasa madde 104: Cumhurbaşkanı, devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk milletinin birliğini temsil eder; Anayasa’nın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.

Abdullah Gül göreve başladığı günden bu yana yukarıdaki maddeye çok kez atıfta bulundu.

Çankaya Köşkü’ndeki ilk uzlaşma arayışının beklediği sonucu vermemiş olması, inat ve ısrarını asla kırmamalı. Süleyman Demirel örneğini unutmamalı.

Çünkü inanın, en kötü Meclis kapalısından iyidir.

En beter iktidar, iktidar boşluğundan evladır.
Yazarın Tüm Yazıları