Yeni şarkı telaşı

"Kapatılırsa kapatılsın."

Günlük yaşamın içinde yuvarlanan, yüksek siyasetin dışındaki halk, AKP ye kapatma davası açıldığını duyduğunda, ilk tepkisini bu sözle dile getiriyor. Nedeni var. Bir bölümü:

"Dükkanı açıyorum, siftah etmeden kapatıyorum, perişanım."

Bir bölümü:

"Emeklilik yasasıyla bizi diri diri gömmeye kalkıyorlar."

Bir bölümü:

"Yatırım için kredi aldım, dışarıdan makine getirdim, onların paketini açmadan şimdi geri gönderiyorum."

Şikayetler doğrudan ekonomik. Geçim sıkıntısı çeken halka, ki her iki kişiden biri AKP ye oy veriyor, AKP nin kapatılması için açılan dava onların umurunda değil.

Sadece Amerikan etkisi değil, ekonomi içerde krize yakın noktaya yaklaşıyor. Daha 2007 Kasım’ında IMF bizimkileri uyarıyor. Pembe tablolar yine de, birbirini izliyor.

Kapatma davası, AKP’nin düşüşe geçtiği döneme rastlıyor. Dava, AKP yi kurtarıyor.

Halkın tepkisi, AKP deki düşüşün kanıtı. Dava, o düşüşü durduruyor.

GÜNAY’IN BESTE SIRASI

Kapatılan partiler mezarlığından yükselen çığlıklar bir gerçeğin ifadesi.

Önce bölünüyor, sonra küçülüyor. Eski haline gelmesi için yıllar gerekiyor. Hele de, lider siyaset dışına çıkarsa, manzara çok ilginç.

"Biz beraber yürüdük bu yollarda" şarkısına eşlik edenler, bir anda ya başkalarıyla beraber yürümeye başlıyor ya da "neden benimle beraber yürümesinler" şarkısını besteliyor.

Yeni besteye belki en çok hevesli, solculuktan dönme Ertuğrul Günay. Sağ yumruğunu havaya kaldırıp eski AKP’liden daha sıkı AKP’li olarak, açılan davada kendini en çok kaybeden o. Belki de, beste sırasının kendine geldiğini düşünüyor. Tanırım ben Ertuğrul’u.

Tayyip Erdoğan siyasetteki bu vazgeçilmez kuralı iyi biliyor. Erbakan’dan koparken, yeni bir şarkı besteleyenlerin başında kendisi geliyor. Tayyip Bey onun için çok sinirli.

Siniri meydanlarda okuduğu A’RAF suresine kadar ulaşıyor. "Gözleri vardır, onlarla görmezler, kulakları vardır, onlarla işitmezler, işte onlar hayvan gibidir."

Partisine sükunet çağrısında bulunan Erdoğan’ın sükuneti işte bu.

AB’nin yüzde 27 lekesi

NEONAZİ Jörg Haider 2001 de Avusturya’da yüzde 27 oy alıyor ve iktidar ortağı oluyor.

AB ayağa kalkıyor. "Nasıl olur da, bir neonazi partisi iktidar ortağı olur" diyerek, ortalığı kasıp kavuruyor. En başta da, şimdi AKP için ağıt yakan, o sırada Almanya Başbakanı Schröder. AB elbirliği ile Haider’in iktidarını engelliyor. Neden? Demokratik sistemin tehlikeye düşeceği kaygısıyla.

Yüzde 27 oy alan Haider AB müdahalesiyle istifa etmek zorunda kalıyor.

Senin demokrasin tehlikeye düşünce, yüzde 27’yi aklına bile getirme, benim demokrasim tehlikeye kayıyorsa, yüzde 47 diye nutuk at.

AB kara lekelerine bir yenisini daha ekliyor.

Gül’e ödül tam kara mizah

ÇOĞU eski ANAPlı, yeni AKP’li.

Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneği bu üyelerden oluşuyor.

Bu dernek önceki akşam Abdullah Gül ile Ahmet Çalık’a ödül veriyor. Gül’e Özal Demokrasi Ödülü, Çalık’a Özal Ekonomi Ödülü.

Şaka gibi. Gül’e demokrasi ödülü demokrasiyi tehlikeye attığı gerekçesiyle açılan davadan 3 gün sonra veriliyor.

Çalık ise, AKP treninde şaşmaz bir rota ile muhteşem yolculuğunda. Yaşadığımız günleri simgeleyen ödüller.

Yakışıyor, ikisine de yakışıyor.
Yazarın Tüm Yazıları