Cevabı ne?

Önce bunu söyleyip avans aldıktan sonra, artık her şeyi söyleyebilisiniz. Atış serbest... İşte, demokratsız demokrasi’nin hoş tarafları bunlar.

***

Her neyse.

Ben bugün başka bir noktaya dikkat çekmek istiyorum.

Savcı, bu partiyi sakıncalı buluyor. Tamam da sakıncalı bulduğu parti, aynı zamanda iktidar.

Ne kadar sürecek bu dâva?

Diyelim ki 10 ay.

Öyleyse daha en az 10 ay, bu parti iktidarda.

Bütün yetkiler onda.

***

Öyle ya.

Emrinde Ordu var. Elinde top var, tüfek var. Polis gücü var.

MİT?o’na bağlı.

YÖK o’nun kontrolünde.

En büyük iletişim ağı olarak TRT, o’nun malı.

TMSF’deki bütün medya, o’nun mülkü.

Adı devlet’le anılan Hava meydanları, Hava Yolları, Demir Yolları, Deniz Yolları, Kara Yolları ve Kamu Bankaları dahil bütün kurumlar, hep o’nun iki dudağı arasında.

Ya Meclis?

O’nun hâkimiyetinde...?Dilediği kanunu çıkartır.

Daha sayayım mı?

***

Anlatmak istediğim şudur.?Ortada bir tutarsızlık ve bir mantıksızlık var:

- Parti sakıncalı ama memleket o’na teslim.

5 yıldır zaten teslimdi de, şimdi mahkeme bitene kadar yine teslim.

Düşünün ki bir taraftan yargılanacak, bir taraftan da sınır ötesi harekat yapacak, Avrupa’yla müzakereleri sürdürecek, uluslararası hayatî anlaşmalara sürekli imza atacak.

Nasıl olur?

Bir iktidar hem sakıncalı hem yetkili nasıl olabilir?

Bunu Savcı’ya soruyor değilim. Savcı ne yapsın? Ama ortada böyle bir ucube var. Hükümet ne etsin? İstifa mı?

***

İktidardaki parti kapatılır mı diye soranlar, herhalde bu ucube’yi işaret ediyorlar.

Haklılar.

Biz “meşruiyetini kaybetmiş iktidarları”?hemen o anda alaşağı etmeye alışmış bir ülkeyiz. 10 ay, 20 ay daha avans vermek kimin aklına gelir.

İlk def’a böyle bir�durumla karşılaşıyoruz.

Ne diyorsunuz?

Buna da mı alışırız?

Yok canım... Siz önce “parti kapatılmasına gönlüm razı değil” diye başlayın lâfa, sonra istediğiniz palavrayı sıkın.

Ama ben sorduğum şeye cevap beklerim:

- Şimdi ne olacak?

Kim kime güvenecek?

Ve ne zamana kadar?