Merkez bankaları ne yapmaya çalışıyorlar

GELİŞMİŞ ülkelerdeki finansal krizin merkez bankalarının para basmalarıyla çözülemeyeceği anlaşıldı. Çünkü, kriz bir aşamada, likidite krizi boyutunu aştı ve güven krizine dönüştü.

Merkez bankaları tarafından basılan para belli kurumların likidite sorunlarına çözüm oldu. Ama, kriz derinleşip yayıldıkça, piyasalardaki güven bunalımı likiditenin el değiştirmesini zorlaştırdı. Bir anlamda, kriz merkez bankalarının ulaşamayacağı alanlara yayıldı. Bu aşamada, merkez bankaları para basmanın çözüm olmadığını anladılar ve paranın finansal kurumlar arasında akışkanlığını sağlayacak bir yol arayışına girdiler.

Bu yol, finansal kurumların elinde bulunan piyasası kalmamış (riskli, değersiz kağıtlar) sermaye piyasası araçlarını güvenilir Hazine bonoları ile değiştirmek olarak bulundu.

VADELİ VARLIK TAKASI

Salı günü, Amerikan Merkez Bankası (FED), Avrupa, Kanada, İsviçre ve İngiltere merkez bankalarıyla birlikte yeni bir likidite operasyonuna girdiğini açıkladı. Açıklamaya göre, FED Hazine bonosu piyasasında FED’in piyasa yapıcıları (primary dealers) olan finans kurumlarına ellerindeki riskli sermaye piyasası araçları karşılığında belli bir süre için Hazine bonosu vermeye (securities swap) karar verdi.

Bu şekilde, piyasa yapıcıları başka finans kurumlarından değersiz kağıtları alıp FED’e götürecekler ve karşılığında Hazine bonolarını alarak kurumlara Hazine bonosu aktaracaklar. Ellerindeki değersiz kağıtlar yerine Hazine bonolarını teminat gösteren diğer finans kurumları bu yolla, eğer kendilerine güvenen kurumlar bulabilirlerse, belli şartlarda çok daha rahat borçlanabilecekler. Likidite bulabilecekler.

Bu stratejinin kendinden bekleneni verebilmesi için piyasa yapıcılarının diğer finans kurumlarına belli bir güven duyması gerekiyor. Nakit akışına göre kağıt akışı çok daha kolay olabilir. Sorunun geçici olarak algılanması durumunda (değersiz kağıtların belli bir süre sonra eski değerlerine yaklaşacağı beklentisi olduğunda) bu strateji çalışır. Hatta, değersiz kağıtların belli bir süre içinde değer kazanmaları hızlanabilir dahi. Durumun kalıcı olması, güvenin tesisi ve kağıtların arkasındaki değerlerin nereye geleceği ile ilgili.

ÖNCE GÜVEN

FED’in açıkladığı bu strateji FED’in ek para yaratmasını gerektirmiyor. Dolayısıyla, bu yaklaşımın enflasyon yaratma etkisi doğrudan para basmaya göre çok daha sınırlı. Ama, geçici bir süre için dahi olsa, FED’in bilançosundaki varlıkların kalitesi düşecek. Hazine bonoları çıkacak, yerine şimdilik değersiz kağıtlar girecek. FED’e ödeme zorluğu yaşandığında, bugün basılmayan para, o zaman basılmış olacak. Bu krizin çözümü için canla başla çalışan FED açısından, herhalde bu risk, alınabilecek risk olarak düşünülüyor. Zaten, piyasaya para pompalanırken de benzer bir risk söz konusuydu.

Yeni yaklaşımın gelişmiş ülkelerin finans piyasalarında yaşanan krizin çözümü olarak algılanması biraz zor görünüyor. Ama, krizin daha da derinleşmesinin önüne geçebilir. Ne kadar başarılı olacağı finans piyasalarındaki güven krizinin ne denli çabuk aşılacağı ile yakından ilgili.

FED’in güvendiğini söylediği sistem oyuncuları (özellikle piyasa yapıcıları) diğer kurumlara da benzer bir güven gösterebilir. Bunun için, diğer finans kurumlarının şeffaf davranması, varsa pisliklerin hemen ortaya çıkması, güven krizin aşılmasını kolaylaştıracaktır. Aksi taktirde, FED çok daha başka stratejiler oluşturmak zorunda kalacaktır.
Yazarın Tüm Yazıları