Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Hilmi Özkök nasıl genelkurmay başkanı oldu

28 Şubat dizisinde Mesut Yılmaz’ın, Org. Hilmi Özkök için, "Keşke bizim dönemimizin genelkurmay başkanı olsaydı" dediğine dikkat çeken bir kaynağım, Özkök’ün atanma süreci ile ilgilenmemi tavsiye etti.

Süreci Fikret Bila, "Ankara’da Irak Savaşları" adlı kitabında anlatmış olmasına rağmen araştırma kararı verdim.

Özkök’ün selefi Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu’nu arayıp not bıraktım; kendisiyle konuşamasam da Bila’nın yazdıklarına ilave ilginç ayrıntılara ulaştım.

Bu ayrıntılar, DSP bölündüğünden DSP-MHP-ANAP hükümetinin azınlığa düştüğü 2002 Ağustos’unda atandığı için AKP’nin ilk döneminde görev yapan Özkök’ün bazı kesimlerin neden hedefi olduğunu da ortaya koyar nitelikte.

ARKA KAPI DİPLOMASİSİ

2002 Temmuz’unda Başbakan Ecevit, Genelkurmay Başkanı Org. Kıvrıkoğlu ile Başbakan Yardımcısı Şükrü Sina Gürel’i Başbakanlık Konutu’na çağırdı.

Dışarıdan bakıldığında gündem AB’nin olası Irak müdahalesiydi. Ama bu hiç konuşulmadı; Ecevit, bölgedeki olası gelişmeleri dikkate alarak YAŞ’ta komuta kademesinin değişmesini istemediğini belirtti, Kıvrıkoğlu’na, "Görev sürenizi uzatalım" önerisi yaptı.

Kıvrıkoğlu, "kendisini onurlandıran bu taktiri" kabul etti.

Diyalogu şaşkın izleyen Gürel, oraya çağrılma nedenini ancak Ecevit, "Konuyla ilgili koordinasyonu siz yapın" dediğinde anladı.

Gürel, ilk ziyaretini Cumhurbaşkanı Sezer’e yaptı. Süreci gizli götürmek için de Köşk’e, 5 Numaralı arka kapıdan girdi.

O ilk buluşmada, Sezer, "Sistemle oynamak sakıncalı olmaz mı, hükümetin durumu nedeniyle, yasa çıkarmada zorluk yok mu?" sorularını yöneltti. Sezer’in çekinceleri üzerine Gürel, bu kez gizlice Genelkurmay’a gitti.

Başbakanlık Konutu’ndaki buluşmada, Gürel "Uzatma kararının öncesi var sanki" diye düşünmüştü; Kıvrıkoğlu’nun istekli tutumu karşısında o gün bu düşüncesi daha da güçlendi.

Bu tutum Gürel’i, bir kez daha aynı kapıdan Köşk’e taşıdı. Sonuç yine değişmeyince Genelkurmay’a ikinci gizli ziyaretini yaptı.

Bu sırada gizli görüşmeler Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan beri Kıvrıkoğlu ile tartışmalı olan Mesut Yılmaz’ın kulağına gitti.

Yılmaz,
hemen Ecevit’e, "Koalisyondan ayrılırız" mesajını iletti.

ÖZKÖK’ÜN GELİŞİ, BAŞER’İN GİDİŞİ

Durum zorlaşınca çare olarak, Köşk’te dörtlü zirvede aranması benimsendi.

Sezer, bu yüzleşmede de isteksiz davranınca Ecevit ve Gürel sessiz kaldı.

Kıvrıkoğlu ise ilginç bir çıkış yaptı; gençliğinden beri tanıdığı Özkök, "İlişkileri ve tutumu nedeniyle" gericilik ve irtica ile mücadele edemezdi. Ancak sözleri karşısındaki üçlüde beklenen etkiyi yaratmadı; aksine onların kafasında, "Madem gençliğinden beri tanıyordun; o zaman niye Kara Kuvvetleri Komutanı yaptın" kuşkusuna neden oldu.

Bu toplantı sonrası Gürel, bir tur daha yapsa da sonuç alamayınca Özkök’ün atanması kesinleşti.

Özkök’ün yerine de Kara Kuvvetleri’ne Org. Edip Başer geliyordu.

Kıvrıkoğlu’na bildirme görevi de Gürel’e düştü. Sonucu kabul eden Kıvrıkoğlu’nun yeni bir önerisi vardı: "Yeni Kara Kuvvetleri Komutanı da Org. Edip Başer olmasın."

Gürel’in ilettiği öneriyi, Ecevit ve Sezer, "O atamada Genelkurmay Başkanı’nın tercihi kabul edilebilir" görünce soruna nokta kondu.

Böylece Özkök’ün ataması Başer’in emekliliği ile sağlanabildi.
Yazarın Tüm Yazıları