Silahlar konuşurken her şey susar

TUHAF olan o kadar çok şey var ki, onları tartışırken sanki askerlerin o uğursuz karlı dağlardan geri dönmesini sorguluyormuşuz gibi geliyor.

Hayır, önce şunu söyleyeyim ki beni üzen çocukların dönüşü değil, kalbimi kıran onların savaşa gitmesidir her zaman.

Ölümü, acıyı kim ister? Kim yüceltir ki ruh hastaları dışında?

Askeri açıdan katiyen değerlendirmeye kalkışmıyorum. Söylendiği gibi çok başarılı olabilir. Ayıca PKK’nın baharla birlikte başlayan savaş programını etkileyeceği de kesin.

Gerçi asimetrik bir savaşta, karşıda çul çaput bir terör örgütünün bulunduğu düşünülen ve düşündürülen bir durumda, "verdirilen kayıplar listesi"ni görünce aklım karışıyor. Uçaksavarlar, lojistik tesisler, ne biçim terör örgütü bu?

***

ABD
istediği için mi harekat bitti yoksa Gates ve Bush’un açıklamaları öncesinde mi bitirme kararı verildi? Ne önemi var?

Bu operasyon bütünüyle ABD’nin bilgisi ve onayı ile gerçekleşmiyor mu zaten?

ABD’nin sağladığı istihbarat desteği ile başlatılan bir hava operasyonundan sonra kara harekatı da ABD’nin bilgisi dahilindeydi. Washington, harekat başlar başlamaz, önceden haberdar edildiğini kamuoyuna açıkladı.

Bağdat, hatta Erbil’den yapılan açıklamalarda da aynı "anlayışlı" yaklaşım apaçık görülüyordu.

Bir ülkeye hava ve karadan bir komşu ülkenin ordusu günlerce girip çıktığında, söylenecek tek söz "sivillerle zarar vermeyin" midir?

***

İLGİNÇ
olan, Türk Genelkurmayı’nın, "geri dönme kararı zaten alınmıştı" dediği 28 Şubat’ta, "operasyon bitsin" diyenlerin sadece ABD Savunma Bakanı Gates ve ABD Başkanı Bush ile sınırlı olmamasıydı.

Aynı gün, Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa ve İtalyan Dışişleri Bakanı Massimo D’Alema da Roma’dan "bitirin" çağrısı yaptılar.

Askeri müdahale süreci uluslararası toplumun yakından izlediği, onay vererek ya da onu geri alarak olayın içinde olduğu bir süreçti.

***

ABD
’nin onayı ile başlayan bir harekat diplomatik başarı oluyor ve öyle sunuluyor da, bu onay kalktığında neden "milli gurura" dokunuyor?

Komşumuz olan bir ülkeye askeri operasyonlar düzenlemek benim ulusal gururumu daha çok incitiyor.

Bu duruma gelmeden, sorunu kontrol altına alabilecek bir yetenek, yaratıcı toplu zeka geliştirememiş olmak sıkıyor canımı.

Türkiye’de insanların, ölümü kutsar bir ruh haline sokulduklarını, gençlerin savaş odaklı bir gelecek vizyonu geliştirmeye teşvik edildiklerini görmek kahrediyor.

***

BENİM
merak ettiğim, Amerika’ya ne kadar bağımlı olunduğu değil.

Merak ettiğim şey, bu operasyonların ne kadar süreceği?

AKP temsilcileri, Meclis’ten çıkan tezkereye işaret ederek operasyonların yıl sonuna kadar süreceğini söylüyorlar. Başka da bir şey demiyorlar.

Nerede siyasi, ekonomik, sosyal paket? Nerede çocukların Irak dağlarında ölmelerini engelleyecek çareler?

Silahlar konuşurken, her şey susuyor. Bu da AKP’nin bayağı işine geliyor gördüğüm kadarıyla.

Sadece onun değil, CHP’nin de işine geliyor. Sorunlara çözüm önermekten çok, savaşın kimin isteğiyle bitip bitmediği daha çok ilgilendiriyor ana muhalefet partisini.
Yazarın Tüm Yazıları