Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Hangi çetelere karşıyız

ÇETELERLE mücadelede hız kesilmiyor.

Bunda Başbakan Tayyip Erdoğan’ın katkısının büyük olduğu açık.

Özellikle Ergenekon çetesi üzerinde yoğunlaşan hükümete yakın medyada ise, "Çetelerle mücadele bayrağını biz yükseltiyoruz" havası hákim.

Bu havanın gerçek olduğunu varsayarsak şu soruyu sormamız gerekiyor:

"Hadi size göre ’diğerleri’ Ergenekon’u görmüyor (ki yanlış); peki ama, tekelinize aldığınız bu mücadelede, kamudaki çeteler niye hiç yok?"

Enerji Bakanlığı’nda her gün yeni bir çete çıkıyor, belediyeler de cabası.

Bazı bakanlıklarda ise genel müdürlerin adları rüşvete karışıyor.

Açık konuşalım, işin içinde küçücük bir asker bağlantısı varsa öne çıkarılacak; ama AKP bürokratları ile ilgili olanlar görülmeyecek!

Oysa Ergenekon da, Mavi Hat da, Beyaz Enerji de, diğerleri de aynı.

Samimi olanın, hangisinde sonuna kadar gitmeye en küçük itirazı olabilir?

BAKAN OPERASYON DURDURUYOR

Okurlarımız iyi biliyor; birçok çete operasyonunu köşeme konuk ettim.

Bugün Mavi Hat operasyonunda ilk kez veya ikinci kez tutuklanan sanıkların çoğu ile ilgili önemli iddiaları burada gündeme getirdim.

Tutuklu bürokratların bazılarının göreve gelir gelmez yaptıkları usulsüzlükleri delilleri ile gündeme getirmeme karşın, görevleri korundu.

Onları görevde tutan Enerji Bakanı Hilmi Güler’in bugün en önemli savunması, "Kaliteli bürokrat bulamıyorum ki" oluyor.

Altı yıllık bakan için bu ne kadar gerçekçi bir gerekçe takdire bağlı; ancak Mavi Hat operasyonunda, ki iyi niyeti konusunda bir kuşku ileri sürme hakkımız yok, Bakan’ın tutumunda açıklamaya muhtaç noktalar var.

18 Eylül 2007 günü soruşturmayı yürüten savcı bakana gidiyor.

Duyduğum, aslında operasyonu öğrenen Güler savcıya gitmek istiyor; savcı, bunun yanlış olacağını düşünerek kendisi bakanlığa geliyor.

Savcı bakana, önemli bürokratlarının da işin içinde olduğunu söylüyor.

Bakan Güler, operasyonun bir süre durdurulmasını istiyor.

Şimdi bunu istemeye hakkı var mı yok mu tartışmalı bir konu.

Ama sonrasında vahim görülebilecek gelişmeler oluyor.

BAŞBAKAN DEVREYE GİRİYOR

Bakan, adı geçen bürokratlarla görüşüp açığa alıyor.

Aynı günlerde operasyon haberleri bakanlık koridorlarında uçuşuyor.

Bazı bürokratlar kaçıyor, bazıları kaderine razı oluyor.

Bu arada ilginç bir gelişme daha yaşanıyor; sanıkların telefon konuşmalarının içeriği değişmeye başlıyor.

İşte o an operasyonu yürütenler paniğe kaplıyor.

Benim öğrendiğim, çare, konu hemen Başbakan’a iletilerek bulunuyor.

Erdoğan da duruma el koyuyor; 15 Ekim 2007’de Bakanlığa yazı yolluyor; BOTAŞ başta olmak üzere bakanlıkta rüşvet alma, çete oluşturma, usulsüz işlere karışma gibi suçların işlendiği iddialarını iletip soruşturma açılmasını istiyor.

Bunun üzerine savcılık hemen yeniden harekete geçiyor.

Çete ayıranlara Başbakan’ın, bir toplantıda, "Enerji işleri iyi gidiyor" diyen Güler’i, "Orası iyi de, bakanlıktan hiç iyi haberler gelmiyor" sözleriyle tatlı sert eleştirdiği bilgisine sahip olduğumu da ileteyim.
Yazarın Tüm Yazıları