Çözüm umudu mu yeniden paylaşım mı?

RUM gençleri bütün mahalle baskılarına omuz silkip sandık başlarında bildiklerini okumasalardı, Mr. No, yani Tasos Papadopulos bugün ikinci turu yapılacak olan Kıbrıs seçimlerinin galibi olacaktı.

Ama olmadı. Bugün de sandıktan nasıl bir sonuç çıkacağı, bu mahalle baskısı, parti disiplini tanımaz 30 bin genç seçmene ve geçen hafta yapılan siyasi pazarlıkların vereceği sonuca bağlı.

Bu sonuç Kıbrıs Türklerini nasıl etkileyecek? Batı basınının ileri sürdüğü gibi gerçek bir çözüm süreci başlayacak mı?

Bu hafta boyu süren pazarlıklar sırasında Papadopulos’un, orta sağ partinin lideri Kasulides değil de solcu AKEL Lideri Hristofyas’a destek vermesi, Makarios’çu çizginin devamıyla ilgili.

Bu çizginin özelliği dün Sovyet yanlısı, bugün ise Rusya ile çok iyi ilişkiler içinde bulunmasından ileri geliyor.

Rusya ile Kıbrıs Rum Yönetimi arasında ekonomik ve siyasi ilişkiler çok güçlü. Kayıtlı olduğu kadar kayıtdışı ekonomiyi de içeriyor bu ilişkiler.

Ayrıca, Annan Planı’nın Türk tarafında kabul, Rum tarafında reddedilmesinden sonra BM Genel Sekreteri’nin Güvenlik Konseyi’ne sunduğu rapor, ilk kez Rumları çözüm istemeyen taraf olarak gösterince Rusya’nın engeline takılmamış mıydı?

Rusya Devlet Başkanı Putin, uluslararası hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle Kıbrıs’tan örnek verirken, bazıları bunun "İşte Rusya KKTC’nin bağımsızlığına destek veriyor" diye yorumladılar. Ardından Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov hemen bu algılamayı düzeltti. "Biz Kıbrıs’ta BM Güvenlik Konseyi kararlarını esas alırız" dedi.

***

DİĞER
aday, merkez sağ partinin lideri Kasulides ise Annan Planı’na "evet" demişti. Kasulides Avrupa ve ABD’nin desteğine sahip. İşin ilginç tarafı Annan Planı’na "Hayır" diyen Kıbrıs Rum Kilisesi Baş Piskoposu Hrisostomos da Kasulides’i desteklediğini açıkladı.

Seçim pazarlıkları sırasında Papadopulos’un desteğini almak için her iki lider de yarıştı. Kasulides, on bakanlı hükümetin beş bakanlığını ve Meclis başkanlığını teklif ederken, Hristofyas üç bakan önermesine rağmen destek aldı. Bunun nedeni EOKA döneminden beri gelen, "batı karşıtı" Sovyet yanlısı siyasi duruş olarak yorumlanıyor.

Kıbrıs’taki seçimlerin bir yönü bu dengeler mücadelesi.

Ama bizi yakından ilgilendiren diğer yönü ise çözüm umutları.

Papadopulos ve onunla birlikte "çözümsüzlük" bu küçük adanın siyaset sahnesinden siliniyor mu?

Şimdi herkes bu soruyu soruyor. Avrupa basınında yer alan yorumlarda sorunun yanıtı olumlu. Yeni bir çözüm döneminin başlayacağı yorumları yaygın biçimde yapılıyor.

Bu yoruma ben de katılırdım eğer, bugünkü seçimlerde adaylardan herhangi birinin gerçek bir çözüm planı olsa ve halk o adayı desteklese idi.

Her iki aday da Papadopulos’un desteğini almak için sözler verdiler. Kıbrıs ile ilgili her adımı Ulusal Konseyi’nin alacağı karara göre atacaklarına dair. Bu, da Papadopulos’un partisine veto hakkını baştan tanımak anlamına gelir. Ayrıca her ikisinin de öne çıkarttığı konu Kuzey’de Türk askeri varlığının sona ermesi. Bu konuda da geniş bir uluslararası destek sağlayacaklardır.

Bütün bu gerçekleri göz önüne alınca, Kıbrıs’ta, bir görüşme sürecinin başlayacağı söylenebilir. Ama bu sürecin Kıbrıs sorununu çözüme götürüp götürmeyeceğini söylemek zor.
Yazarın Tüm Yazıları