Cumhurbaşkanı’nı bu seçim için kutlarız

CUMHURBAŞKANI Gül durdu durdu, turnayı gözünden vurdu.

Öyle bir YÖK başkanı seçti ki tam evlere şenlik.

Yeni başkan seçilir seçilmez rektörleri mahkeme kararlarına aldırmadan türbana göz yummaya çağırdı.

Bir bilim adamının, YÖK başkanı olur olmaz rektörlere hukuku tanımamalarını önermesi ilginç.

Yusuf Ziya Özcan’ın daha koltuğuna oturur oturmaz yaptığı bu açıklama ile üniversiteleri nasıl perişan edeceği anlaşılmıştı.

Birkaç gün sonra Meclis Başkanı Köksal Toptan’ı ziyaretinde bir çam daha devirdi yeni başkan.

Köksal Toptan görüntü almaları için TV kameralarını içeri aldırmıştı.

Nezaketen YÖK Başkanı’na bir şeyler söylemek isteyip istemediğini sordu.

YÖK Başkanı kameraları unutup "Hayır efendim konuşmayacağım. Başbakan ’Aman hocam sakın konuşma, yoksa ipimizi çekerler’ diye uyardı" dedi.

Bütün Türkiye de bu sözleri duydu.

* * *

Üniversitelerarası Kurul 24 Ocak’ta 16 adayın katıldığı seçimde 83 oyla İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Celal Şengör’ü YÖK üyeliğine aday olarak seçti.

Prof. Şengör sıra dışı bir bilim adamıdır. Dünyanın sayılı deprem uzmanlarından da biridir.

Dünyanın birçok önemli üniversitesinde dersler verdi.

Birçok saygın bilim akademisinde üyelikler yaptı.

Ord. Prof. Fuat Köprülü’den sonra Rus Bilimler Akademisi’ne kabul edilen ikinci Türk oldu.

Çok sayıda kitabı olan Prof. Celal Şengör’ün 1826 bilimsel makalesi var.

İşte tüm dünyada saygı gören bu bilim adamını Gül’ün YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan üyeliğe layık görmedi.

Üniversitelerarası Kurul’un YÖK üyeliği önerisini "usul eksikliği" gibi komik bir gerekçeyle geri gönderdi.

Gerçek neden ise şu:

Celal Şengör, dedik ya, sıra dışı bir bilim adamıdır. Doğruları kellesini kesseniz de söyler.

Yusuf Ziya Özcan’ın YÖK başkanlığına atanma kararını duyar duymaz medyaya yaptığı açıklamada "Hiçbir akademik özelliği yok, değil YÖK başkanı asistan bile yapmakta tereddüt ederim" dedi.

Prof Özcan’ın bu kararı bir bilim adamına yakışmayacak bir davranış.

Üstelik Şengör’ün "Hiçbir akademik özelliği yok" değerlendirmesi de dayanaksız değil.

Çünkü Yusuf Ziya Özcan doçent olduktan sonra profesörlük unvanını alabilmek için tam 14 yıl beklemek zorunda kalmış.

YÖK başkanlığına getirilen Özcan, kısa sürede AKP’nin misyoneri olduğunu kanıtladı.

Zaten Cumhurbaşkanı’nın Özcan’ı bulup çıkarmasının nedeni de bu.

Koltuk uğruna böyle bir misyon yüklenmeye değer mi?

Hem bilim adamlığına, hem de üniversite camiasına ihanet etmek yakışır mı?

Kara harekátı

DİLERİM can kaybı büyük olmaz.

Mehmetçikler sağ salim dönerler.

Kuzey Irak Kürtleri direnmeye kalkmazlar, PKK’lı teröristler de silahlarını bırakıp teslim olurlar.

Artık yeter.

İnsanlık suçu olan terörün sonu yok.

Maşa olarak kullanıldıklarını anlasınlar.
Yazarın Tüm Yazıları