Etrafımızdaki ülkeler

GELİŞMİŞ ülkelerde yaşanan çalkantılar Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere bugüne kadar aynı boyutta yansımadı. Her an her şey olabilir beklentisiyle ekonomik birimler doğal olarak tetikte. Çeşitli senaryolar tartışılıyor.

Çok fazla senaryo da yok. Basitleştirip özetlersek, gelişmiş ülkelerin finans piyasalarındaki çalkantılar gelişmekte olan ülkelere ya yansıyacak ya da yansımayacak. Ama, bazı ülkeler zaten bozulan makro dengeler yüzünden çalkantıya davet çıkarıyorlar.

Maalesef, bu ülkelerin çoğu da bizim çevremizde. Doğrudan Türkiye ekonomisine yönelik risklerin göreli olarak daha az olduğunu düşünsek de (ki pek öyle görünmüyor), etrafımızdaki ülkelerin risklerinin artması dolaylı olarak bize yönelik riskleri daha da artırabilir. Hatırlanacak olursa, Güneydoğu Asya ekonomilerinde 1997 yılında çıkan kriz bizi fazla etkilememişti, ama 1998 yılındaki Rusya Krizi Türkiye ekonomisini çok daha fazla hırpalamıştı.

BULGARİSTAN VE ROMANYA

Tüm ülkelerde benzer bir hikaye var
. Yabancı yatırımların artması ve iç talep genişlemesiyle enflasyon artıyor. Cari işlemler açığı tehlikeli boyutlara geliyor. Büyüme yüksek. Bu eğilim arttıkça, riskler de doğal olarak artıyor. Yabancı yatırımcıların sevdiği yüksek ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği sorgulanmaya başlıyor.

Komşumuz Bulgaristan’da cari işlemler açığı milli gelirlerinin yüzde 21.6’sına geldi. Dış borçlarının milli gelirlerine oranı yüzde 94’e dayandı. Ekonomi yüzde 6’nın üzerinde büyüyor. Enflasyon yüzde 2’lere kadar inmişken, şimdi yüzde 8’i zorluyor.

Ülke riskinin piyasa bazlı bir göstergesi olarak kabul edilen, bir anlamda, 5 yıl vadeli dış borçlanmada sigorta primi olarak kabul edilen fiyat (credit default swap spread primle Amerikan bono getirisi arasındaki fark) Bulgaristan için bir ara eksiye düşmüşken ocak ayında 200 baz puanı geçti. Bugünlerde 155 baz puan civarında. Yani, uluslararası yatırımcı açısından, Bulgaristan ekonomisi şimdi daha riskli bir hale geldi. Bu fiyatın artması gelişmiş ülkelerdeki çalkantının da bir sonucuydu.

Romanya’da cari işlemler açığı 2006 yılında 12.6 milyar dolarken, 2007 yılında 23.3 milyar dolara fırladı. Cari işlemler açığının milli gelirlerine oranı yüzde 15’e yaklaştı. Yıllık enflasyon bir yıl önce yüzde 3’lerdeyken, şimdi yüzde 7’nin üzerine geldi. Dış borçları milli gelirlerinin yüzde 43’ü civarında ve yükselme eğiliminde. Ekonomik büyüme yüzde 6’ya yaklaşıyor. Risk primi 161 puan civarında.

RUSYA

Rusya ekonomisi daha da tehlikeli sinyaller veriyor
. Enflasyon yüzde 12.6’ya geldi. Petrol gelirleri nedeniyle dış ticaret fazlası oldukça büyük, ama hızla eriyor. Küçümsenmeyecek bir ithalat patlaması yaşıyorlar. Toplam ihracat gelirlerinin üçte ikisi petrol gelirleri. Yüksek petrol gelirlerine rağmen, cari işlemler açığı milli gelirlerinin yüzde 17’sinden yüzde 6’sına geldi. 2009 yılında bu düzeydeki petrol gelirleriyle Rusya ekonomisinin cari işlemler açığı verebileceği tahminleri yapılıyor. Rusya’nın risk primi bugünlerde 133 baz puan civarında.

Gelişmiş ülkelerde yaşanabilecek ekonomik durgunlukla petrol fiyatlarının düşmesi Rusya ekonomisini sarsabilecektir. Dış borçlanmada yaşanabilecek bir tıkanıklığın Rusya’da bir bankacılık krizine dahi yol açabileceği söyleniyor. Ama, ekonomi şimdilik yüzde 7.5 civarında büyüyor. Petrol fiyatlarının da şimdilik düşmeye pek niyeti yok.

Bu ülkeler Türkiye ekonomisi için dolaylı bir biçimde risk oluşturuyorlar. Bir de, yabancı yatırımcılar gözünde doğrudan kendi riskimiz söz konusu. Risk primi Türkiye için bugünlerde 233 baz puan civarında. Dikkat edilmesi gereken bir dönemden geçiyoruz.
Yazarın Tüm Yazıları