Hediyelerle ilgili bir ’ahlak’ sözleşmesi

DÜNKÜ gazetelerde yayımlanan bir habere göre Sabancı Holding, bütün çalışanlarına bir "etik (ahlak) sözleşmesi" imzalatmış.

Sözleşme, değeri 250 YTL’yi aşan hediyelerin kabul edilmemesini de öngörüyor. Sabancı Holding yöneticileri de başkalarına vereceği hediyeler için aynı sınırlamaya uymak zorunda olacak.

Bu haberi okurken ister istemez aklıma yine Suudi Arabistan Kralı’nın hediyeleri konusu geldi.

Öyle görünüyor ki ben sormaktan yorulmayacağım, Cumhurbaşkanı ve Başbakan da bu soruları okumaktan sıkılmayacaklar!

Bizim yasal mevzuatımızda da böyle bir hüküm var biliyorsunuz.

Yabancılardan alınan hediyelerin, alındıkları tarihten itibaren 10 gün içinde Defterdarlık’ta kurulacak bir değerleme komisyonuna bildirilmesi gerekiyor. Komisyon, hediyenin değerinin asgari ücretin on katından fazla olduğunu tespit ederse, hediyenin 10 gün içinde ilgili kamu görevlisinin bağlı bulunduğu kuruluşa teslim edilmesi şartı var.

Suudi Kralı tarafından verilen hediyelerde bu yasal gereklilik yerine getirildi mi, bilmiyoruz; çünkü soruyoruz ama yanıt alamıyoruz.

Kamu görevlilerinin eşlerine verilen armağanların da aynı şekilde değerlendirilmesi gerekiyor.

Suudi Kralı, basına yansıdığı gibi gittiği ülkelerdeki devlet yöneticilerinin eşlerine de pahalı mücevherler armağan etme alışkanlığına sahip.

Herkese verdiği hediyeyi, "dost ve kardeşlerinden" neden sakınsın?

Eğer böyle yaptıysa büyük bir kabalık yapmış demektir.

Yok, alışkanlığını değiştirmediyse de bu hediyelerle ilgili nasıl bir işlem yapıldığını öğrenmek, kamuoyunun hakkıdır.

Giderek çok çiğnenecek bir sakıza dönüşme eğilimi gösteriyor bu konu.

Ve bu gereksiz tartışmayı önlemek de herhalde Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın görevi olmalı. "Etik değerler" bunu gerektiriyor.

Bir takıyye var ama...

ÜNİVERSİTELERDE türbanı serbest bırakacak Anayasa ve yasa değişiklikleri AKP ile MHP arasındaki yakınlaşmanın görünmeyen sonuçları da oldu.

Hükümet, Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesindeki değişiklik yapan tasarıyı gündeme getirmedi. Dünkü Radikal’de yayımlanan bir habere göre de AKP, veto edildiği için aynen geçirmeyi planladığı Vakıflar Yasası’nda da MHP’nin istediği bazı değişiklikleri yapacakmış.

Hatırlayacaksınız, hükümet söz konusu bu yasa değişikliklerini Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinde karşılaşılan bazı sorunları aşabilmek için yapıyordu.

MHP ise AB’ye karşı olduğu için bu yasaların çıkmamasından yanaydı.

Şimdi MHP’nin isteğine uyulduğuna göre, AKP hükümetinin AB üyeliğinden vazgeçtiği sonucunu mu çıkarmalıyız?

Bu durumda iki muhtemel yanıt var:

1- AKP hükümeti zaten AB konusunda samimi değildi, kendi gizli ajandasını uygulayabilmek için AB sopasından da yararlandığı bir takıyye yaptı.

2- Ya da hükümet AB konusundaki görüşlerini muhafaza ediyor ama türban konusu geçene kadar MHP’ye karşı bir takıyye yapıyor!

Siyaseti amacına ulaşmak için her şeyin mubah olduğu bir eylemler dizisi olarak gören bir anlayış bu.

Ve herhalde medeni bir demokraside bunun yeri olmamalı.

Elektronik kart, neyinden belli olur?

ELEKTRONİK devlet yönetimine geçiş çalışmaları kapsamında hazırlanan bir kimlik kartı, 2009 yılında elektronik kimlik sistemine geçilmesiyle birlikte kullanılacak.

Mart ayında seçilen bazı pilot bölgelerde bu kartın denemesi yapılacak.

Bu kart sayesinde devlet dairelerine gitmeye gerek kalmadan birçok işlem yapılabilecek, doktorların reçeteleri ve alınan ilaçlar bile kart üzerindeki bir elektronik devreye işlenecek.

Dünkü gazetelerde ve CNN Türk’te bu amaçla hazırlanan kartın bir fotoğrafı da yer alıyordu.

Haberlerde bu kart ile ilgili hazırlıkların sürdüğü de anlatılıyor. Demek ki kartların tümü hazırlanmamış daha.

Bu nedenle çok geç olmadan bir uyarıda bulunmak istiyorum

Kartın üzerinde şöyle yazılı: "Türkiye Cumhuriyeti Elektronik Kimlik Kartı"!

Bu kartın "elektronik kart" olduğu zaten üzerindeki çipten kolayca anlaşılıyor.

Kredi kartlarının üzerinde nasıl o kartın, kredi kartı olduğunu yazmaya gerek görülmüyorsa, bence bu kartın üzerine de uzun uzun bunun yazılmasına gerek yok.

Ayrıca kart görsel olarak da hisse senetlerinin ya da benzeri değerli káğıtların küçültülmüş haline benziyor ve bu görüntüsüyle eskiyi çağrıştırıyor.

Daha modern bir dizayn, kartın ifade ettiği amaçla daha iyi örtüşürdü.
Yazarın Tüm Yazıları