Bu yol çıkar mı?

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ın aradığı "sihirli cümle", gazete haberlerine bakarsanız bulundu:

Üniversitelerde türbanı serbest bırakabilmek için Anayasa’nın 10’uncu maddesi ve 42’inci maddesi değiştirilecekmiş. Bir de 2547 sayılı YÖK yasasının ek 17’nci maddesi yeniden düzenlenecekmiş.

Biz kaç defa bu sütunda dedik ki, hangi formülü bulursanız bulun, ya istediğiniz sonucu alamayacaksınız yahut da getirdiğiniz formülün sonuçları altında kalacaksınız.

Dinlemediler. Zaten Başbakan Tayyip Erdoğan dün partisinin Meclis Grubu’nda kimseyi dinlemediğini ve dinlemeyeceğini açıkça beyan etti.

Ehh. Ne yapalım. Bundan sonra bize "Allah selamet versin" demek kalıyor.

Ama iş orada bitmiyor.

Getirildiği ileri sürülen formüller yarın öbürgün Anayasa ve Yasa maddesi olarak karşımıza çıkınca, bu ülkede sadece Tayyip Erdoğan ile Devlet Bahçeli yaşamayacak. Biz yani onlar gibi düşünmeyenler de varız ve biz de yaşayacağız.

O nedenle getirdikleri formül karşısında "Ne haliniz varsa görün" diyerek kenara çekilecek değiliz. Gördüğümüz, bildiğimiz ne ise onu söyleyeceğiz.

Örneğin baştan ifade edelim:

Anayasa’nın 10’ncu maddesi MHP’nin zoruyla ne bir şey ilave eden ne bir şey çıkartan boş laf ilavesiyle değiştiriliyor. Sözde böylece "kamu hizmetlerinden herkes eşit şekilde yararlanacak"mış.

42’nci maddesinin "Kimse eğitim ve öğrenim hakkından yoksun kılınamaz" şeklindeki birinci fıkrasına, "Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yükseköğrenim hakkından mahrum edilemez" koşulu eklenecekmiş.

Burada sözü edilen "kanun" da, YÖK yasasında yer alıyor ve yeni getirilen madde ile sınır şöyle çiziliyor:

"(...)Hiç kimse başının örtülü olması sebebiyle yüksek öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz ve bu yönde uygulama ve düzenleme yapılamaz. Ancak başın örtülmesi, kişinin yüzü açık ve kimliğinin tanınmasına imkan verecek ve çene altından bağlanacak şekilde olması gerekir."

Bu düzenleme yasalaşırsa, "türban" yahut onun çene altından bağlanmış şekli üniversitelerden dışarı taşmayacakmış. Üniversitelere de çarşaf, burka, peçeyle girmek de mümkün olmayacakmış.

O zaman soralım:

Gelecek yıl yapılacak yerel yönetim seçiminde türbanlı hanımlar aday olur seçilirse ne yapacaksınız? "Belediye Başkanı türbanlı olamaz" mı diyeceksiniz yoksa sineye mi çekeceksiniz?

Sineye çekerseniz "Hani kamu kurumlarında hizmet verenlere yasak koymuştunuz?" denmez mi?

İkincisi... Yukarıdaki formülde "çarşaflı" (ama yüzü açık) öğrenciyi engelleyen ne var?

Üçüncüsü... Üniversiteden türbanla mezun olmuş kişiyi kamu hizmetine almamaya gücünüz yeter mi?

Dördüncüsü... Daha şimdiden ilk ve ortaöğretimde türbanı engelleyemiyorsunuz. Bu düzenleme çıkınca nasıl baş edeceksiniz?

Beşincisi... Bu düzenleme Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilince ne yapacaksınız?
Yazarın Tüm Yazıları