Attali: Rapor uygulanırsa Fransa üç yılda şaha kalkar

DÜNYA Ekonomik Forumu’nun son günü Kongre Sarayı’nın koridorlarında Jacques Attali ile karşılaştım.

Fransız Cumhurbaşkanı Sarkozy’ye geçen hafta sunduğu "reform raporu" nedeniyle gündemde olan Attali bu yıl Davos’ta oldukça popülerdi.

Daha önce kendisiyle üç kez söyleşi yaptığımdan "bir kahve içelim mi" teklifimi kırmadı.

Oturduk, biraz raporu, biraz da Avrupa’yı konuştuk.

Ben sordum, beni dinlerken gözü sürekli blackberry’sindeki mail’lerinde olan Attali yanıtladı.

Neden böyle bir rapor?

"Cumhurbaşkanı Sarkozy Fransa’nın ekonomik büyümesi için böyle bir rapor önerdi. Altı ay boyunca benim seçtiğim 43 kişilik bağımsız bir komisyon ile çalıştık. Günde bir kez bir araya gelerek beyin fırtınası yaptık. Ortaya somut 316 tane öneri çıktı".

Peki Fransa’nın sorunları neler?

"Genç nüfusun işsizliği, eğitimin kalitesi, fırsat eşitliği, büyüme, devletin daha etkin yapıya kavuşması"./images/100/0x0/55ea5950f018fbb8f87a21d3

Tam da Türkiye’yi yakından ilgilendiren sorunlar.

Raporda en fazla neye ağırlık verdiniz?

"Geleceğin sektörlerine öncelik verdik. Dijital sektörü yaygınlaştırmak. E-Ticaret. Büyümenin motoru olabilecek sağlık sektörü. Enerji ve çevre sektörleri. Raporda çevreci 10 büyük şehrin kurulmasını öneriyoruz."

GELECEK KAMU SEKTÖRÜNDE DEĞİL

Neticede daha modern, daha dinamik bir Fransa mı istiyorsunuz?

"Devlet özellikle daha dinamik, daha etkin bir yapıya kavuşmalı. Fransızlar geleceğin kamu sektöründe olmadığını anlamalı artık. Fransızlar düşünce tarzını değiştirmek zorunda. Rant kültüründen risk kültürüne geçmenin zamanı geldi".

Tam bu noktada bir parantez açıyorum.

Bir kahvelik kısa konuşmamızda Attali’nin "rant kütürü" ve "risk kültürü"nü açıklamasına fırsat olmadı.

Raporla ilgili medyada çıkanları okuduğumda Attali’nin sözünü ettiği iki kavrama rastladım

Attali’ye göre, Fransa’nın "rant kültürü" toprağına bağlı güçlü bir köylü toplumu olmasından kaynaklanıyor.

Fransa "köylü" olacağı yerde "denizci bir ülke" olmayı seçmiş olsaydı "risk kültürü"ne sahip olacaktı.

Zira Attali’ye göre, denizciler riski göze alan girişimciler.

Köylü ise rantiye.

Denizci bir toplum olmamızı isteyen Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan, armatör Eşref Cerrahoğlu gibi isimlerin kulaklarını burada çınlatıyorum.

AB, TÜRKİYE İLE GÜÇLENİR

Attali’
ye sorularıma devam ediyorum.

Sizce hazırladığınız rapordaki öneriler uygulanır mı?

"Hükümet isterse uygulayabilir. Ben önerilerimi hazırladım ve sundum. Karar vermek hükümetin işi."

Peki Fransa bu önerilerinizle özlediği parlak günlere kavuşabilir mi?

"Önerileri uygularsa Fransa üç yılda şaha kalkabilir. Büyüme trendine girebilir. Hepsini bir arada uygularsa çok daha verimli olur".

Fransa’yı bir yana bırakırsak Avrupa Birliği’nin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

"Avrupa Birliği bence kritik bir dönemeçte. Oyunun ortasında diyebilirim. Bu büyük bir proje. Avrupa kendi içine kapanırsa proje düşüşe geçer. Eğer Türkiye ve Rusya’yı içine almayı başarırsa o zaman global bir oyuncu olur".

Attali
bunu ilk kez söylemiyor.

Yaklaşık 10 yıl önce Paris’teki söyleşimizde de Türkiye ve Rusya olmadan Avrupa Birliği’nin "global bir oyuncu" olamayacağını söylemişti.
Yazarın Tüm Yazıları