AKP, Güneydoğu’da neler yapıyor

DİYARBAKIR’da iki gün içinde eski dostları gördük; yeni dostlar edindik, sorular sorduk; yanıtlar aldık. DTP’lilerin kaygılarını dinledik; AKP’nin uygulamaya başladığı yeni politikasını anlamaya çalıştık: PKK’lılar eve mi dönecek, dağda yaşamaya devam mı edecek? Düğüm burada yatıyor.

Bir kere şu dikkat çekiyor. AKP, Güneydoğu bölgesindeki ’ağırlığını’ daha da hissettirmeye başlamış. Halkı ’ince’ taktiklerle daha da ’kucaklamış’ görünüyor. Bunun bir örneği; Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun eşinin bile her gün üç yoksul ailenin evini ziyaret etmesi... (Bu ziyaretler medyaya haber verilmeden yapılıyormuş.) Köydes ve Beldes projeleri ile mezralara kadar yollar yapılmış; su (1300 yerleşim yerine) götürülmüş. Sağlık ve eğitim üzerine yapılan yatırımlarla ’memnuniyet’ noktasının doruğuna çıkılmış... Yani her türlü ’katkı ve yardım’ çeşitli biçimlerde Güneydoğu’daki ’imanı güçlü’ vatandaşa aktarılıyor. ’İnanan’ işadamı grupları bölgeyi ’keşfetmeye’ geliyor.

Tarım Bakanı Mehdi Eker, son beş yılda bölgeye aktarılan yatırım tutarını 8.5 milyar YTL olarak açıklıyor. Başbakan, GAP yatırımlarının 4-5 yılda tamamlanmak üzere hızlı adımlar atmaya başlayacaklarını söylüyor. Türkiye’nin diğer bölgelerini kıskandıracak bir yatırım atağı... Dur durak bilmiyor AKP iktidarı... Her ay bir bakan bölgeye giderek sorunları tespit ediyor; yeni yatırım projeleri hazırlanıyor. Nitekim geçen hafta ocak ayının ’yetkili’ bakanı Nazım Ekren temaslarından sonra bakın ne diyor:

YENİ DÖNEM

"Yeni dönem artık bir sosyal restorasyon dönemidir. Her bölge, evrensel standartlarda yaşayacaktır."

Dokuz ilin 2002’de 690 milyon dolar olan ihracat rakamının bugün 2.5 milyar dolara yaklaştığını da vurgulamak gerekiyor bu arada.

Diğer partiler, AKP’nin ’kuyruğu dik tutma’ adına bölgeye nasıl bir ’yığma’ yaptığını görebilirler. Bir de, ’siyaset eğitimi’ çalışmalarına başlayacağı açıklanmışken...

Diyarbakır’da ilk başta şunu fark ediyorsunuz hemen:

Bir tarafta devlet ve iktidar; bir tarafta da DTP’li belediyeler.

Bu ’dinamiklerin’ konumu şöyle değerlendirilebilir:

- Asker, terör sürdükçe DTP’lileri muhatap almıyor. (Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın son ziyaretinde Diyarbakır’dan sonra hiçbir yeri ziyaret etmemesi bunun açık bir göstergesi.)

- AKP’nin varlığı, iktidar gücüyle bölgede giderek hissediliyor.

- DTP ayrı bir eksende, vatandaşların AKP’ye yönelmesinin kaygılarını taşıyor.

Mezra, köy, ilçelerde kesin bir AKP egemenliği var. Buradaki belediye başkanlıklarının çoğunu alabilir. Diyarbakır, Şırnak, Mardin, Batman, Hakkári gibi il merkezlerinde, DTP’nin egemenliğini kırabilmesi henüz kolay değil.

DIŞLANMIŞLIK DUYGUSU

’Barış’ umutlarına darbe vuran 3 Ocak bombalaması keşke olmasaydı. Daha önce Koşuyolu Parkı’nda 7’si çocuk 11 kişinin yaşamını bitiren olayın failleri de bulunsaydı.

Bu iki olayın sonucunda çok dersler çıkartılmış... Beklentilerin aksine kaygılar artmamış; aksine sükûnet sürüyor. Artık kimse çatışma ortamı istemiyor. Bu amaçla da, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı’nın bölgeye gezilerinin ardından -daha önce yapılması kararlaştırılmış- bölgenin gazetecileri, STÖ’ler ve işadamlarının düzenlediği ’Güneydoğu’nun İmajında Medyanın Rolü’ panelindeki konuşmalar bunun işaretlerini verdi. Gazetecisi de, esnafı da, STÖ temsilcisi de karamsarlıktan uzak, umutlara dönük ve yeni açılımlar beklentisini ortaya koydu. Ortak mesaj; ’toplumsal barış’ ve işti...

Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir, "Bizler aynı hamuruz, aynı leğende yorulduk" diyerek, halkın kendi psikolojik bilinciyle çağı yaşamak istediğini anlatmak istiyordu konuşmalarında.

İnsan ilişkilerinde çok sıcak tavırlar sergiliyor bölge halkı... Acılara karşın tek başına suskun, ancak soruşturan ve şüpheci yanları ile geleneksel değerlerini koruyor; birbirine yardım eli uzatıyor... O eli hálá bekliyorlar.

Dışlanmışlık duygusunu yaşayanlar, karşılığını AKP’de buluyor ama AKP ’hep ben’ derse bunun sıkıntıları ilerde ortaya çıkabilir.

Diyarbakır’la ilgili yazılarımızı sürdüreceğiz.

İlginç bir soru

DİYARBAKIR’dan havaalanına dönerken telefonumuz çaldı. "Sizinle konuşma fırsatımız olmadı" diyerek kamuoyuna bir soru yöneltmemizi istedi: "3 Ocak’ta patlayan bombanın patladığı kaldırımın arkasındaki arsa, AKP Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan’ındır. Eski RP’li Belediye Başkanı Ahmet Bilgin döneminde yaptığı kaldırım gibi inşaat işlerinin parasını alamayınca kendisine borç karşılığı bu arsa verilmişti. Arslan Ailesi inşaatçıdır. Oğul Mücahit Arslan, Başbakan Erdoğan’ın danışmanıdır. Milletvekili İhsan Arslan, buraya 33 katlı, altında YİMPAŞ mağazasının olacağı bir iş merkezi ve rezidans yapacaktı. Önceki belediye kendisine ruhsat vermedi. Bu arsaya eski DTP İl Başkanı Ahmet Cengiz ortak mıdır? Bugün bu yerin ruhsat işi halledilmiş midir?"

GÜNÜN SÖZÜ

"AKP Genel Merkezi, İstanbul’a taşınsın!"

(Süleyman Ekim)

Bunları biliyor musunuz

SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın’ın "Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınması kararının gerekçesi Ankara düşmanlığıdır" dediğini... 10 Aralık Platformu’nun, "Alevi yurttaşların sorun ve taleplerine oy kaygısıyla ve hesabıyla bakmak yerine evrensel insan hakları temelinde yaklaşarak somut adımlar atmanın tek gerçekçi çıkış olduğunu" açıkladığını...

"KAZDAĞLARI ve Kazdağları yöresinde, Madra Dağı’nda altın madeni kimya işletmesi ve termik santralı istemiyoruz" diyen Çanakkale Çevre Platformu’nun, "19 Ocak Cumartesi günü Balıkesir ve Çanakkale başta olmak üzere bulunduğumuz her yerde, ilçe ve beldelerde alanlardayız" açıklamasını yaptığını.
Yazarın Tüm Yazıları