Türkiye’nin uranyum zenginleştirme merkezi olması gündemde

TÜRKİYE’nin uluslararası bir enerji aktörü ve bölgesinde "bir enerji merkezi" olma ihtimali her geçen gün artıyor.

Mevcut boru hatlarının yanısıra İran’la imzalanma aşamasına gelen "doğalgaz sahalarının işletilmesi anlaşması", son olarak da ABD ile Irak doğalgaz ve petrolünün ortaklaşa çıkarılması ve pazarlanması yönündeki görüş birliği, bu ihtimali gündeme getirmişti. Son olarak nükleer enerji ve teknoloji alanındaki gelişmelerin, Türkiye’ye "nükleerde stratejik konu olan uranyum zenginleştirmede merkez olma" şansını verdiği, bu konuda somut çalışmalara başlandığını öğreniyoruz.

Türkiye’nin uranyum zenginleştirmede merkez olma isteğinin, bakanlık bünyesinde bir süredir tartışıldığı öğrenildi. Kurulacak nükleer santrallerde kullanılacak yakıtın temin edilmesi ve sürekliliğinin sağlanması arayışları, Türkiye’yi böyle bir yola itti. ABD ile nükleer yakıt temini ve zenginleştirmenin görüşülmeye başlandığı, somut olarak böyle bir talepte bulunulmadığı ama yakında resmi olarak bu talebin gündeme getirileceği öğrenildi.

Dolayısıyla, bu plan uygulamaya girdiği takdirde, Türkiye sadece elektrik üretimi için nükleer santral yapan bir ülke olmaktan çıkıp, nükleer enerji ve nükleer teknoloji konusunda dünyanın sayılı merkezlerinden biri olabilecek.

Bu girişimin tüm dünya için stratejik bir öneme sahip olduğu, Türkiye’nin geleceği açısından çok kritik bir karar olduğu biliniyor ve buna göre ayrıntılı planlamalar yapılmaya çalışılıyor.

Önümüzdeki cuma günü İstanbul’da yapılacak Nükleer Enerji toplantısında bu konunun gündeme gelebileceği öğrenildi. Bu toplantıya Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) 2’nci ismi olan Taniguchi’nin yanı sıra ABD; Rusya, Fransa ve İngiltere’nin, yani bu konuda söz sahibi teknoloji sahibi ülkelerin, en üst düzey yetkililerinin de katılacağı belirtiliyor.

Dünyada nükleer enerjinin yeniden öne çıkmasının ana nedeni; tüm ülkelerin nükleer santral kurup, bu yolla elektrik üretmeyi planlaması. Doğalgaz ve petrol fiyatlarının yüksekliği, petrol üreten ülkelerin bile, elektriği nükleer santrallerde üretip, ellerindeki gaz ve petrolü yüksek fiyatla satmaya yöneltti. Bu nedenle son dönemde birçok ülke nükleer santral talebinde bulunurken ABD, her isteyen ülkenin nükleer santrale sahip olmasını istemiyor.

ABD Başkanı Bush’un Ortadoğu ülkelerindeki gezisinde, bölge ülkelerinin bu taleplerini bastırmaya çalıştığı, Fransa Devlet Başkanı Sarkozy’nın ise bölgeye yaptığı ziyaretlerde, "istedikleri nükleer santralleri kendilerinin yapması" yönünde kulis yaptığı belirtiliyor.

TÜRKİYE’DEN SATIN ALACAKLAR

ABD şimdiye kadar dünya nükleer yakıt pazarını, oluşturduğu GNEP (Global Nükleer Enerji Ortaklığı) ile yürütmeye çalışıyordu ama bir süre önce IAEA’nun nükleer enerjiye sahip olma hakkını, ülke ayırdetmeksizin desteklemesi /images/100/0x0/55ea8d4cf018fbb8f8876a70üzerine, kontrolü kaybetti. Rusya Devlet Başkanı Putin, 2006’daki G8 zirvesinde bütün ülkelerin bu teknolojiye sahip olması gerektiği görüşünü belirtti ve ardından Sibirya’nın Angarsk şehrindeki santralde uranyum zenginleştirme işlemine başlayıp, bu işlemin IAEA’nın himayesi altında yürüyeceğini açıklayıp destek aldı.

Ardından Fransa hem kendi nükleer santrallerinden biri olan Basel 2’yi zenginleştirme çalışmaları için görevlendirdi hem de Güney Afrika’da kendi yaptığı nükleer santralde bu işlemi yapıp, Asya ve Afrika’nın nükleer yakıt taleplerini buradan karşılamak istiyor.

Özetle, uranyum zenginleştirme işi tam bir kargaşaya dönüşüyor ve bu işlem kontrolden çıkma eğiliminde. ABD’nin bunu görerek, IAEA bünyesinde uranyum zenginleştirme ile ilgili tek bir otorite kurulup, bunu desteklemeye razı olma aşamasına geldiği tahmin ediliyor. Türkiye bu kargaşadan yararlanıp, yeni bir sistem kurulurken, merkezlerden biri olmaya aday durumda. İran yetkililerinin geçen yıl baskılar üzerine "3. ülkelerde uranyum zenginleştirme işlemine Türkiye’de yapılırsa razı oluruz" sözleri, Türkiye’nin elindeki en önemli argüman. Bölgede Mısır, Suudi Arabistan, Kuveyt, Bahreyn, Yemen ve Suriye’nin nükleer santral kurmak istedikleri biliniyor. ABD şimdilik bu talepleri engelliyor ama bir yandan da inisiyatifin elinden kaçtığını görüyor. Eğer Türkiye bir Nato ülkesi olarak uranyum zenginleştirme merkezi olursa, hem ABD buna razı olacak, hem de diğer bölge ülkeleri, yapacakları santraller için Türkiye’den zenginleştirilmiş uranyum satın alabilecek.

Türkiye’nin bu girişimi ileride ABD ile İran arasındaki tartışmaları bile bitirebilir...
Yazarın Tüm Yazıları