İnsanlar bizden çözüm bekliyor

DİYARBAKIRBAŞLIĞI atarken çok düşünmedim çünkü Diyarbakır’a giderken, orada ve dönüşte dinlediğim herkes ama herkes bir tek şey söylüyor. "Artık bu sorun bitsin. Bu sorunu siz çözersiniz."

Siz denen "medya".

Medyanın böyle bir gücü olabilir mi? Yok.

"Hayır, var." O kadar inanarak söyleniyor ki bu, insan ister istemez "Belki doğru bir tarafı vardır, anlamaya çalışarak dinleyeyim" diye dikkat kesiliyor.

"Siz, haber dilinize dikkat edin, çözümü savunun, korkuları besleyen değil, aşacak biçimde yazın. "

Ben her zaman sözün gücüne inanırım. Sözler ağızdan çıkar çıkmaz nereye gider biliyor musunuz?

Hayır, beyne değil. Sözler önce yüreğe gider. Mesela, siz kadın değilseniz, kadını aşağılayan bir ifadenin farkına varamayabilirsiniz, ama bu sözler kadınların kalbine çizik atar geçer.

"Kürtçeyi kamu alanında konuşmak serbest olursa bizi böler" dendiğinde bu sözlerin "sen ana dilini konuşmak istiyorsun, o zaman bölücüsün" diyen bir ok gibi kalbe saplandığını eğer Kürt değilseniz örneğin, hissetmezsiniz.

Ya da Alevilerden örnek verebilirim, yerim olsa örnekleri çoğaltabilirim, ama hafta sonu Diyarbakır gezisinden çıkardığım sonuçların başında, sözcükleri en geniş ve hızlı biçimde yayan etkin bir aracın parçası olarak bizlerin, gazete ve televizyon çalışanlarının dilimize çok dikkat etmemiz gerektiği geliyor.

Bu Türkçe olduğu kadar Kürtçe gazete ve yayınlar için de geçerli.

Öyle bir dönemden geçiyoruz ki burada, barış dilini, uzlaşma dilini ve yaklaşımlarını öne çıkartmazsak eğer, provokasyon ortamı güçlenir. Çok daha fazla acılar yaşanabilir.

* * *

DİYARBAKIR
Ticaret Odası ve Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nin ortaklaşa düzenledikleri "Medya ve Diyarbakır’ın imajı" konulu toplantının sonunda, televizyon haberlerinin reytinglerden çıkartılması için kampanya açılması kararlaştırıldı.

Reytinge teslim olan habercilik anlayışı ile doğru ve düzgün haber yapılamıyor. Gerçekler örtülüyor. Haber alma özgürlüğü kısıtlanıyor.

Televizyonlardaki son dakika haberleri örneğin, reyting kurbanı haberlerin başında geliyor. Televizyonlardaki anlayış gazeteleri de etkiliyor, haberler kısırlaşıyor, savruklaşıyor, büyük hatalar yapılıyor.

Diyarbakır’dan çıkardığım çok önemli ikinci sonuç ise şu.

* * *

"BİRKAÇ gün önce bir cemaatin üyesi iş adamları Diyarbakır’a geldiler, yoksul mahallelerde et dağıttılar"
diyor bir Diyarbakırlı.

Evet Diyarbakır’da yerel seçimler için yarış başlamış gibi. AKP’nin, Diyarbakır ve bölgede yerel yönetimleri ele geçirmek istediği ondan sonra da bölgeye kesenin ağzını açacağı, "Biz halkı memnun ettik bu meseleyi çözdük. Başka da bir şey yapmaya gerek yok" diyeceği söyleniyor. Ama halkın beklentisi bu mu? Değil, Çünkü bölgedeki yoksulluk, ekonomik ve sosyal geri kalmışlık, Kürt kimliğinin eşit haklar talebinin karşılık bulması sadece AKP’nin çözeceği bir şey değil. Bu sorunu ne sadece AKP, ne DTP-AKP yarışı ne de medya çözebilir. Bu, bütün Türkiye’nin meselesi ve bunu muhalefeti ile iktidarı ile hep birlikte çözeceğiz.

YASAKLI HARF W

Diyarbakır Belediyesi’nin yeni yıl kartlarının üzerinde Türkçe, Kürtçe, İngilizce kutlama mesajları yer almış bu yıl. Bazı bürokratlar ve siyasiler Kürtçe yazı olduğu için tebriği geri göndermişler. Kart için de Belediye hakkında dava açılmış. Kürtçeden değil, Kürtçe tebrikte yer alan "W" yüzünden. Fıkra gibi.
Yazarın Tüm Yazıları