Annem Kürt olmasına rağmen ben o trenden indim

Dün başladığımız Latif Tekin söyleşisi bugün de devam ediyor...

ORHAN PAMUK KÜRTLER'İN TRENİNE BİNDİM DEMİŞTİ AMA

Annem Kürt olmasına rağmen ben o trenden indim
Anne tarafından Kürt olmanıza rağmen, Kürt meselesinde hiç sesinizi duymadık. Neden "Kürtler eziliyor!" diye ortalığa çıkmadınız?

- Halbuki çıkmalıydım değil mi! Annem Kürt ama babam da Türk. Böyle çok aile var bu ülkede, eve dair anılarımızı orta yerinden bölemeyiz. Hem ben oradaki hayatı bilmiyorum. Doğrudan yaşamadığım bir şey. Tabii ki özgürleşme mücadelesi veren herkesin yanında hissediyorum kendimi ama ben o trene atlayamazdım. Orhan Pamuk’un ’Kürtler’in trenini atladım’ diye bir lafı vardır, ben o trenden indim! Çünkü benim için bu ahlaki bir meseleydi, içinde gerçekten yer almadığım bir hareketin, mücadelenin sözcülüğünü yapamam, Kürtler’e ayıp etmiş olurdum. Ayrıca, ben kendi devletimden bile haz etmiyorum, başka bir devlet kurmak isteyen insanların ne kadar yanında olabilirim ki?

KÜRTLERİ YAZIN, BASALIM

Yıllar önce Edward Said Türkiye’ye gelmişti. Onunla yemek yedik, güzel bir gece geçirdik, Türkiye’yi ve dünyayı konuştuk. Yanında çok ünlü Amerikalı editör bir hanım vardı, New York’ta yayımlanan önemli bir edebiyat dergisinin editörüydü. Bir süre sonra yayınevime bir faks geldi o hanımdan, "Latife Tekin’in Kürtler hakkında yazacağı bir şey varsa, yayımlamak isteriz!" Ben gülümsedim sadece, "Latife Tekin’in Kürtler hakkında Amerikalılara söyleyeceği hiçbir şey yok!"

LİBERAL AYDIN FERAHLIĞI

Türkiye’de olup biten şeyleri, geleceğimiz adına endişe verici buluyorum. Hiç de öyle liberal aydın kadınların ferahlığıyla bakamıyorum duruma. Bence insan, pek öyle güvenilir bir yaratık değil. Üstelik kötülüğün çok hızlı örgütlendiğini biliyorum.

AH İSTANBUL!

İstanbul, artık benim için "Kentsel dönüşüm bulantısı" geçiren bir şehir. Orada nasıl yaşanabilir, gittikçe anlayamaz ve inanamaz hale geliyorum. Bazı köşe yazarlarını okurken de benzer şeyler hissediyorum. O kadar büyük bir umutsuzluk ve bir tekrar duygusu yansıyor ki yazılarına. Hep huzursuz, hep saldırgan, hep İstanbul merkezli. Anladık İstanbul’da çok insan yaşıyor ama sanki her şey sadece orada olup bitiyormuş gibi. Yaz olunca Bodrum programları başlıyor, bir de bombaların patladığı diğer şehirler var. Türkiye, bundan mı ibaret?

ÖRTÜLERDEN KURTULMAK

İtalya’da, İslam ülkelerinden gelen kadın yazarların katıldığı bir toplantıda Bedira ile tanıştım. Suudi Arabistanlı bir kadın yazar. Bir akşam yemeğinde yakaladı beni, "Biz bu örtülerden kurtulmak istiyoruz, neden sizin kadınlarınız örtünmek istiyor, çıldırdılar mı?" diye sordu. Havaalanına giderken, örtüsünü bir kenara atmak için nasıl sabırsızlandığını anlattı bana. Uçağa binince "Normal kadın" oluyordu, İtalya’da örtüsü yoktu, siyah upuzun saçlarını durmadan sevinç içinde savurup gülüyordu. "Uçağa bindiğimde yine örtüneceğim, bundan nefret ediyorum. Herhangi gibi bir kadının gönüllü kapanmasını aklım almıyor" diyordu. Al, benden de o kadar!

HAMİŞ Sabancı Müzesi’nin tuvaletindeki abdest tartışması Cumartesi’ye. Müthiş bir katılım oldu. Hepinize teşekkür ediyorum. Mümkünse bu konuda başka mail yollamayın, posta kutum çökecek...
Yazarın Tüm Yazıları