Tatile niye yalnız gittim

GEÇEN bayramdan beri soruyorlar.Tatile neden yalnız gittiniz?Yalnız tatil üzerine epey senaryo da üretildi.

Her komplo teorisi gibi, çoğu aptalcaydı.

Olay şu.

Tatile Tansu ile birlikte gidecektim.

Hatta bu tatili ona sürpriz olarak tasarlamıştım.

İki hafta önce pazar günü, karım evin önündeki bir kediyi sevmek isterken, kedi elini ısırdı.

Aslında tanıdığımız bir kediydi. Garfield’in tekiri türünden sevimli bir kedi.

Tipik bir toroman erkek.

Doktorlara danıştık.

Mutlaka kuduz aşısı yaptırın dediler.

Buraya kadar her şey normaldi.

Ancak o andan itibaren, Türkiye’nin bazı gerçekleri ile karşı karşıya kaldık.

Herkesin başına gelebilir diye, bunu sizlerle paylaşmak istedim.

* * *

Öğrendiğim ilk şey şu oldu.

Özel hastaneler artık kuduz aşısı yapmıyormuş.

Yani mutlaka bir devlet hastanesine gitmek gerekiyormuş.

Her devlet hastanesi de kuduz aşısı yapmıyor.

Haseki Hastanesi’nin içinde bir kuduz merkezi var.

Uzman hastane orası ve oraya gittik.

Kuduz merkezi, hastanenin acil servisinin hemen yan tarafında.

O nedenle, acil servisine de girdik.

Orada kaldığım süre boyunca gözlerimi yaşartan bir heyecan, sabır ve gayretle çalışan genç doktorlar gördüm.

İmkánları son derece sınırlı, çalıştıkları mekánlar felaketti.

Gelen hastaların yakınları laf dinlemiyor, hepsi içeri hastanın yanına girmek istiyorlardı.

Eşimin muayene edilmesini beklerken, o doktorları, hemşireleri izledim.

Aldıkları maaşları düşündüm.

Sonra kendi kendime sordum.

O maaşa kim bu ağır ve sorumluluk isteyen işe katlanabilir?

* * *

Oradan kuduz merkezine geçtik.

İnsanı gerçekten etkileyen insanlar çalışıyordu.

"Siz tanınmış bir insansınız, ondan size böyle davranmışlardır" diyebilirsiniz.

Hayır, emin olun hiç böyle değildi. Beni tanıyorlar mıydı onu bile bilmiyorum.

Herkese aynı muameleyi yapıyorlardı.

Hastalara bilgi veriyorlar, izleme raporları dolduruyorlar, hangi süreçte ne zaman ne yapacaklarını çok basit cümlelerle anlatıyorlardı.

* * *

Biz şikáyet etmeyi seven bir milletiz.

Ama bazen şikáyetlerimizde insanlara büyük haksızlıklar yapıyoruz.

Devletimizin hizmetinde çalışan insanların hepsinin "Bugün git yarın gel" zihniyetinin temsilcisi olduğunu sanıyoruz.

O akşam Haseki Hastanesi’nin acil servisinde ve kuduz tedavi merkezinde gördüklerim, kafamdaki bu klişeyi değiştirdi.

Artık şuna inanıyorum.

Bu ülkenin devlet kurumlarında adını sanını bilmediğimiz isimsiz kahramanlar çalışıyor.

Yaptıkları iş gerçekten çok zor.

İnsana on binlerle ölçülen maaşlar verilse, yapmakta tereddüt edeceği cinsten işler bunlar.

* * *

Neticede karıma dört aşı yapılması gerekti.

Doktorlar yurtdışına gitmesine izin vermediler.

Otele paramızı yatırmıştık, rezervasyonumuzu başka bir tarihe kaydırmayı kabul etmediler.

Karım da gidip dinlenmem için çok ısrar etti.

Uçakta giderken, turizm şirketi ile yaptığım kontratın arka sayfasına baktım. Meğer böyle bir hastalık mücbir sebep sayılıyormuş.

Yani paramızı iade edebilirler veya başka bir zamana erteleyebilirlermiş.

Ama iş işten geçmişti.

Tatile yalnız başıma gitmek zorunda kalmıştım.

Ama Haseki Hastanesi’nde çalışan o fedakár genç insanları tanıdığım için de sevindim...

Gıyaplarında bayramlarını kutladım, saygıyla ve sevgiyle andım...
Yazarın Tüm Yazıları