Bir enflasyon analizi

2007 yılı sonu itibariyle yıllık enflasyon yüzde 8.4 oldu. Hedef açık farkla ıskalandı. Demek ki, enflasyon hedefine odaklı para politikasında bir sorun var.

Enflasyonla mücadelede en başarılı yıl 2004 yılıydı denebilir. Yıl sonu hedefinin yüzde 12 olduğu bir yılda haziran ayında yıllık enflasyon yüzde 7.1’e kadar düştü ve yıl sonunda yüzde 9’u biraz aştı. Yıl sonu hedefinin yüzde 4 olduğu 2007 yılının temmuz ayında enflasyon yüzde 6.9’a kadar düştü ama yıl sonunda yüzde 8.4 oldu.

ENFLASYONDA OYNAKLIK

2004 yılının ikinci yarısından 2005 yılının son çeyreğine kadar ortalama enflasyon yüzde 8 civarında, ama dar bir aralıkta salınma eğilimi gösterdi. 2006 yılının birinci çeyreğinden itibaren ise enflasyon artış eğilimine girdi. 2006 yılı ortasında yaşanan döviz kurlarındaki çalkantı zaten artma eğiliminde olan enflasyonun üzerine tuz biber ekti.

2006 yılının ilk üç ayından sonra enflasyondaki artış eğiliminin ardında 2005 yılının son çeyreğinde gevşeyen para politikasının etkisi küçümsenemez. O dönemde Türkiye ekonomisine yoğun bir biçimde giren dövizlerin bir bölümünü alan Merkez Bankası bilançosunu çok hızlı büyütmeye başladı. Bilançonun yıllık büyümesi yüzde 40’ı, Merkez Bankası Parası’nın (toplam Türk Lirası yükümlülükleri) yıllık büyümesi yüzde 90’ı aştı. 2006 yılı ortasındaki para politikasındaki sıkılaştırma enflasyon eğilimlerine değil, döviz kurundaki çalkantılara bir tepki olarak geldi./images/100/0x0/55ea428df018fbb8f87484a2

2006 yılı ortasından sonra enflasyondaki oynaklıklar belirgin bir biçimde arttı. Grafiklerde üçer ve altışar aylık toplam fiyat endekslerinin bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde artışlar veriliyor. Yıllık artışların grafikleri hem TÜFE için hem de dışsal etkenlerle fiyatları oynaklık gösterebilen bazı maddeleri dışarıda bırakan (H) endeksi için veriliyor.

3 aylık enflasyon grafiğinden görüldüğü gibi, 2006 yılının başından itibaren üçer aylık ortalama enflasyon artış eğilimine giriyor, ama "temel enflasyon" olarak alınan H endeksindeki artış yavaşlamaya devam ediyor. H endeksi enflasyonu 2006 yılının ortasında (nisan-haziran dönemi) artış eğilimine giriyor ve 2007 yılının başında TÜFE enflasyonunu büyük ölçüde yakalıyor.

PARASAL BASKI

2007 yılının ortasından itibaren üçer ve altışar aylık endekslerde düşme eğilimi görülüyor. Eğilim yılın son çeyreğinde yeniden tersine dönüyor. 3 aylık TÜFE toplamının bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde artışı 2007 yılının eylül ayı itibariyle artmaya başlıyor. H endeksindeki aynı bazdaki düşüş eğilimi de aşağı yukarı aynı dönemde duruyor. Tesadüfe bakın ki, bu aylarda Merkez Bankası’nın kısa vadeli faizleri indirmeye başlaması ile çakışıyor. Bu tesadüf doğal olarak faiz indirimlerinin zamanlamasını konusunda soru işaretleri doğuruyor.

Son dönemde Merkez Bankası döviz alımlarına devam ettiği halde, bilançosundaki büyümeyi önleyebiliyor, ama elden çıkaracak YTL varlığı olmadığı için Merkez Bankası Parası’ndaki büyümeyi önleyemiyor. Toplam Türk Lirası yükümlülüklerdeki yıllık artış yüzde 40’ı geçmeye başladı. Dolayısıyla, enflasyon üzerinde yeniden parasal baskılar oluşmaya başladı. Dışsal etkenleri de hesaba kattığımızda, enflasyon daha uzun süre hedefin oldukça üzerinde seyredecek gibi görünüyor.
Yazarın Tüm Yazıları