Gereği yapılacak

120 bini aşan dilekçe...Belki de Türkiye tarihinin en kısa zamanda gönderilmiş en uzun dilekçesi bu... Konu Taksim’de tacize uğrayan iki genç kız...

Haberin Devamı

Hurriyet.com.tr bu taciz olayını ve şehir magandalarına verilen 57 YTL cezayı toplumun önüne ağır bir yara olarak koydu...

Ve dedik ki:

"Bu taciz yalnızca iki genç kıza değil bütün bir millete yapılmıştır."

Dahası:
/images/100/0x0/55eacacff018fbb8f8970742
Bu yalnızca genç kızların bedenine değil bütün kadınların ruhuna yapılmıştır.

Evet bu tespiti bir dilekçe ile Adalet Bakanı’na göndermeleri için toplumun önüne koyduk.

İki günde 120 bini aşkın dilekçe Adalet Bakanı’na gönderildi.

Ve önceki gün Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin aradı.

İlk sözü şu oldu:

"Evet, ortada acı bir gerçek var. Dilekçeleri Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü’ne incelettireceğim. Elbette gereği yapılacak. Yalnız burada hakimlerin ve savcıların bir kabahati yok. Yasanın uygulanmasıdır söz konusu olan. Yasada bir boşluk varsa işte o konuda gereği yapılır. Çünkü şikáyet olmadığı zaman bunlar kabahat kapsamında ele alınır."/images/100/0x0/55eacacff018fbb8f8970744

Evet Adalet Bakanı gereğinin yapılacağını söylüyor. Bu umut verici bir gelişme ve aynı zamanda Hurriyet.com.tr aracılığıyla 120 bin dilekçenin etkisi.

Daha da önemlisi toplumun duyarlılığının ve sesinin en kısa sürede en yetkili makama ulaştırılmasının bir sonucu.

Bu 120 bin dilekçe aslında toplumsal bilincin ve demokrasinin sembolüdür...

Bu dilekçe, insanların olayları gazete ve televizyonlardan yalnızca izleyen bir seyirci değil, internetin gücüyle olaylara karşı doğrudan müdahale edebilen bir kamu gücü olduğunu göstermiştir.

Haberin Devamı

"Tiksindirici, aşağılık ve alçakça."

Çubukçu’nun bu tepkisine katılmamak elde değil... Peki bu tacizleri yapanlar şikáyet olmadığı sürece 57 YTL cezayla kurtulacaklar mı? Çubukçu bu soruya ilginç bir cevap veriyor:

- Ben bu konu tartışılmalı diyorum. Çünkü şikáyet hukukta önemli bir kavramdır. Şikáyet olmadığı sürece hukuken harekete geçmek ve olayın cezaya dönüştürülmesi mümkün olmuyor./images/100/0x0/55eacacff018fbb8f8970746

Ancak ben buna rağmen bu konu tartışılmalı diyorum. Ve ondan sonra Meclis’e gelebilir.

Evet önce Adalet Bakanı sonra Aileden Sorumlu Devlet Bakanı aynı şeyleri söylüyor:

Bu konu mutlaka tartışılmalı ve hukukçular bir çözüm bulmalı. Bu çözüm Meclis’te ele alınmalı.

Şimdi 100 bin dilekçe adına bunu bekliyorum...

Mesajı almış

ÇOK iyi biliyorum ki Cumhurbaşkanı Gül, Kuzey Irak’taki sorunun ve Bağdat-Ankara ilişkisinin silahla çözülmeyeceğine inanıyor. Aslında bu inanç hükümet ve Genelkurmay’da da var... Bütün mesele, bu sorunun diplomatik çerçevesinin iyi çizilmesidir... Bunun için de Ankara yeni bir strateji için düğmeye basıyor.

Bu stratejinin özeti şudur:

- Başta Barzani olmak üzere Talabani ve Bağdat yönetimi, Türkiye’nin büyük bir devlet olarak ABD ile köprü müttefik ilişkilerini sonuna kadar kullanabilir. Yapılan hava harekátları bu müttefik ilişkinin açık göstergesidir. Bu durumda Bağdat’ın artık, Ankara’nın taleplerini diplomatik bir çerçeveye oturtması gerekmektedir...

Açık mesaj budur.../images/100/0x0/55eacacff018fbb8f8970748

Bu mesaj Talabani tarafından alınmıştır...

Önceki gün Ankara’da çok kritik bir makamda yapılan değerlendirme alınan bu mesajın muhtemel sonuçlarını şöyle özetliyor...

- Eğer Talabani, bu mesajı gerçekten aldı ve diplomatik çerçeve içinde çözüme yönelik yaklaşım gösteriyorsa Ankara Talabani ile görüşme zincirini başlatacaktır...

Kısa bir süre önce Talabani ile Ankara arasında bu bağlamda bir mesajlaşma yaşanmış.

Şimdi Cumhurbaşkanı Gül’ün Washington ziyaretinde Bush’la yapacağı görüşme bu yeni "diplomatik çerçeve"nin ilk adımını oluşturacaktır.

BUSH’TAN SONRA YENİ DÖNEM

Daha açık bir deyişle bu gelişmeyi şöyle özetleyebilirim:

- Cumhurbaşkanı Gül Başkan Bush’la yapacağı görüşmenin ardından orada alınacak kararlar doğrultusunda Talabani ile yeni bir dönemi başlatabilir.

Çünkü Washington’un Ankara’ya ve Bağdat’a verdiği ortak mesaj şudur:

- Bağdat ve Ankara bu bölge için iki önemli merkezdir. Bu iki merkezdeki iki yönetim de ABD ve bölge barışı için çok önemlidir. Bu nedenle bu iki merkezin sorunları çözmek için diplomasinin düğmesine basmaları gerekmektedir.

Evet, Ankara-Bağdat hattından Washington’a uzanan ve Cumhurbaşkanı Gül’ün Bush’la yapacağı görüşmenin sonuçlarına odaklanan yeni takvimi şu cümle ile netleştirebiliriz:

- Düşmanca tavırlar yerini diplomasinin ortak çıkarlar boyutuna bırakmalıdır.

İşte bu söz, önümüzdeki kısa dönemde Talabani’nin Ankara’ya yapacağı ziyaretin işaretidir.


Birlikte Benazir Butto suikastını kınayabilirler/images/100/0x0/55eacacff018fbb8f897074a

SİYASETİN soğuk ve keskin kulislerinden oldukça sıcak bir soruya geçiyorum...

Cumhurbaşkanı Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül, Washington’da Laura Bush tarafından ağırlanacak...

First Lady’lerin görüşme takvimi, verilecek hediyeler, yapılacak jestler, dünya kamuoyuna sunulacak görüntüler, çok önemli...

Ankara şimdi, bu görüntülerin hassasiyetini konuşuyor.

Çünkü Beyaz Saray’ın Gül Ailesi’ne vereceği mesaj aynı zamanda bütün Müslüman coğrafyada önemli bir etki yaratacak.

Örneğin Benazir Butto...

Bu Müslüman coğrafyada bir kadın siyasetçi olarak Butto’ya yaşam hakkı verilmedi...

Oysa Türkiye’nin iddiası hem laik hem Müslüman bir toplum olarak demokrasinin başarılabileceğidir.

İşte bu nedenle ben Washington’da First Lady’lerin vereceği görüntü ve mesajların önemli olduğunu düşünüyorum.

Belki her iki First Lady de ortak bir açıklama ile ya da doğaçlama bir basın sohbeti sırasında Butto’ya yapılan suikastı kınayabilirler.

Beyaz Saray’dan ’Barış Gül’ü çıkacak

SEVGİLİ okurlar geçtiğimiz haftanın en keskin konusu yılbaşı gecesi içine yuvarlandığımız "taciz çukuru"ydu... Önümüzdeki haftanın en önemli konusu ise Gül-Bush zirvesidir. Bu nedenle ikinci konu olarak Beyaz Saray’daki bu buluşmanın detaylarını aktarıyorum... Muhtemel ve önemli gelişmeyi şöyle özetleyebilirim...

- Çok büyük ihtimalle Abdullah Gül Beyaz Saray’dan bölge için barış mesajlarıyla ayrılacak./images/100/0x0/55eacacff018fbb8f897074c

Diplomasinin önemi vurgulanacak ve başta Pakistan olmak üzere Filistin-İsrail ve Bağdat-Ankara arasındaki barışın yeniden oluşması için Gül, ciddi bir misyon üstlenecek...

Dışişleri Bakanlığı’nın derin kulislerinde Beyaz Saray sonrası için şu kısa cümle dolaşıyor:

"Beyaz Saray’dan Barış Gül’ü çıkacak."

Yalnızca bu söz bile önümüzdeki altı ayın Talabani-Barzani ve Ankara arasında diplomasi kapılarının açılacağı bir dönem olacağını gösteriyor.

Tiksindiricidir, aşağılıktır ve alçakçadır

GEÇEN haftanın en ağır ve keskin konusu 2008’e böyle aşağılık bir ’taciz manzarası’yla girmemizdir. Bu yüzden ikinci yazıyı da bu konuda görüşlerini açıklayan Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’ya ayırıyorum... Çubukçu, yalnızca bir siyasetçi değil, yıllarca kadına ve çocuğa karşı geliştirilen şiddetle mücadele etmiş bir isim... Elbette kadın olması mücadelesindeki keskinliği artırıyor... Bu yüzden de 2008’e girdiğimiz gece yaşadığımız taciz olayını şu üç kelimeyle çerçeveliyor:

Yazarın Tüm Yazıları