Anayasal iktisat

BİZİM neslin üniversiteyi bitirdiği yıllarda "1960 İnkılábı" oldu. Burada sözü edilen inkılábın, bugünkü dildeki karşılığı "askeri darbe"dir. Darbeden önce kamunun dikkati üç değişiklik üzerine çekilmişti.

Bunlar sırasıyla: 1. Yeni bir anayasa yapılması 2. Çift meclis kurulması ve 3. Basına iddialarını ispat hakkı verilmesi. Eğer bunlar gerçekleştirilirse, ülke düze çıkacaktı. Ondan sonra Türkiye’yi tutana aşk olsun. Gazlayıp, gidecek ve çağdaş uygarlık düzeyinin de üstüne çıkacaktık. O gün bu gündür, biz yeni anayasa yapma işini çok sevdik. Sürekli anayasa yaptık veya madde değiştirdik. Şimdi de yeni bir anayasa yapıyoruz. Ömür biter, anayasa tartışması bitmez.

* * *

Darbenin yönetim aygıtı Milli Birlik Komitesi, yeni anayasayı hazırlayan hukuk ulemasından, metne "enflasyon yasaktır" diye bir madde konmasını istemiş. Bu teklif, iktisatçılar arasında çok komik karşılanmıştı. Ben de kıt bilgimle "enflasyon, yasayla önlenemez" diye dalga geçmiştim. Bugün görüyorum ki, hukukla, uygulamalı iktisat arasında sanıldığından çok daha sıkı bir ilişki var. Buna "anayasal iktisat" deniyor. Bu ilişkileri formüle edenlerin başında, Nobel ödüllü iktisatçı James Buchanon gelir. Bizde de Buchanon’un öğrencisi iktisat profesörü Vural Savaş (savcı olmayan) aynı konuda kitap yazmıştır. Amerika’da çalışan parlak ekonomistlerden Timur Kuran da iktisadi kalkınma ile kurumlar ve dolayısıyla hukuk arasındaki ilişkileri incelemektedir. James Buchanon meseleyi "Kurumlar ve yasal kısıtlar, ekonominin işleyişini belirler" şeklinde özetlemiştir.

* * *

Anayasa hukukuyla iktisat arasındaki temel ilişkiler, üç ana başlık altında toplanabilir.

1. Kamu finansmanı. Merkezi ve yerel yönetimlerinin, vergi toplama, borçlanma ve para harcama yetki ve sorumlulukları.

2. Kamu kurum ve kuruluşlarının, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik ve mülki güvenlik başta olmak üzere kamusal hizmetlerin üretimindeki görev ve sorumlulukları.

3. Gayrimenkul mülkiyet hakları. Ekonomide verimliliği arttırmak amacıyla, kentlerde ve kırsal kesimde yapılması gereken toprak reformlarının yasal dayanağının inşası.

Bankacılık, ticaret, borçlar, icra-iflas, rekabet ve benzeri normatif yasalarca getirilen ve serbest pazar ekonomisinin işleyişini düzenleyen kurallar da iktisatla hukuk arasındaki ilişkilerin içinde sayılabilir. Ama o hususlar, burada sözünü ettiğim anayasal iktisat teorisinin dışındadır.

* * *

Yukarıda saydığım üç temel ilişkiden en önemlisi üçüncüsüdür. Esasen sosyalist ekonomi ile kapitalist ekonomi arasındaki esas fark, mülkiyete bakıştan kaynaklanır. Temel mülkiyet "gayrimenkul" mülkiyetidir. Menkul kıymet mülkiyeti bunun bir türevidir. Osmanlı, kapitalist gelişme trenini kaçırmışsa bunun sebebi, kapitalizme uygun bir toprak mülkiyeti hukuku kuramamış olmasıdır. Eğer bugünkü Türk ekonomisi de çağdaşlaşma trenini kaçıracaksa, bunun sebebi de yine toprak mülkiyeti olacaktır.

Son Söz: Ferdi mülkiyet, ekonomik gelişmeyi sınırlayamaz.
Yazarın Tüm Yazıları