İşsizlik artıyor yeniden güven vermek şart

DÜN açıklanan istihdam verileri, işsizlik oranında artışın devam ettiğini gösteriyor. Mayıs ayında başlayan bozulmanın eylülde de devam ettiği gözlenirken, işsizlik oranı bir önceki yılın aynı döneminde yüzde 9.1 iken, bu yıl Eylül sonunda yüzde 9.3’e yükseldi...

İşsizlik oranındaki bu artışın doğrudan doğruya büyüme oranlarındaki yavaşlamaya bağlı olduğu açık. Dolayısıyla yeni iş bulanların sayısı, işgücü ve nüfus artış hızının altında kalıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, işgücü artışı yüzde 1.3 ile kurumsal olmayan sivil nüfus artışı ile paralel bir seyir izlerken, istihdam artışı Temmuz 2006 sonrası en düşük oran olan yüzde 1’de kaldı. Tarım sektörü istihdamında nisanda başlayan daralma eylülde de devam etti. Bu arada tarım sektörünün toplam istihdam içindeki payının daralmaya devam ettiği de açık olarak verilerden gözüküyor.

Sanayi sektörü istihdamı eylül ayında, 2006’nın aynı dönemiyle kıyaslandığında bir değişiklik görülmüyor ama inşaat sektöründeki istihdam artışı yüzde 5.1 ile yaz başındaki düzeyine inmiş durumda.

Toplam istihdamın yarısına yakınını gerçekleştiren hizmetlerde yıllık bazda istihdam artışı ise ağustostan sonra eylülde de yavaşladı. Ancak sektörün toplam istihdam içindeki payı diğer sektörlerdeki daralmalar nedeniyle arttı.

GÜNDEM MERKEZ’İN YERİ DEĞİL

İşsizlik oranları, makro büyümenin daralmasına bağlı kötüleşmeye devam ederken, veriler işaleminin "En az yüzde 7 büyümeye devam etmeliyiz" sözlerinin ne kadar haklı olduğunu da ortaya koyuyor. Türkiye’nin işsizlik sorununu çözmek için, yüksek ve kalıcı büyümeye ihtiyacı olduğu kesin.

Ancak 2008 koşulları da ortada ve küresel ekonomideki belirsizlik, eski makro büyüme oranlarına ulaşılmasını engelleyecek gözüküyor. İşte bu nedenle bir süredir diyoruz ki; biran önce önlemleri alın ve uygulamaya koyun...

Hükümet, maalesef, işaleminin "rehavet" tanımlamasına uygun olarak işi çok ağırdan aldı ve piyasalarda oluşan güven yavaş yavaş bozulmaya başladı.

Bu arada ekonomi yönetimi ne yapıyor derseniz, "tamam, duruma hakimiz, kötü bir şey yok, önlemler de geliyor" demekten başka bir şey yapmıyor.

Geliyor geliyor diyorlar ama hálá gelen bir şey de yok...

Örneğin Gaziantep ve Batman’da ziyaretlerde bulunan Hazine’den sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, "Merkez Bankası’nın İstanbul’un finans merkezi olmasına bağlı olarak taşınacağını" söylüyor.

Merkez Bankası’nın Ankara’da mı olacağı, İstanbul’da mı olacağı, Merkez Bankası yönetiminin bu işle ilgili olmadığı demeçleri, şu an herhalde en son verilecek demeçler olmalı. Şimdi konuşulacak olan şey; enflasyon hedefindeki yüzde 100 sapmanın nasıl rayına sokulacağı, sürekli büyüyen işsizlik oranını azaltmak için ne tür tedbirler alınacağı olmalı.

Piyasalara güven vermek gerekiyor ve bunun zamanı geçiyor...
Yazarın Tüm Yazıları