ABD’de Bush’tan sonrası

BUSH 2008 sonunda başkanlığının ikinci dönemini de bitirerek siyaset sahnesinden çekilecek. Bush’un Amerikan tarihinin en tartışmalı başkanlarından biri olarak değerlendirileceği kesin.

Yalnızca dış politikada ve savunma politikasında değil, ekonomide de halefine içinden çıkılması çok zor bir miras bırakacak.

Bu nedenle yeni başkanın Demokrat adaylardan biri olması ihtimali çok yüksek ve bunlar arasında, kişiliği kamuoyunda çok sempati uyandırmıyorsa da, en önde gelen şimdilik Hillary Rodham Clinton.

* * *

Foreign Affairs Dergisi, kasım/aralık sayısında Hillary Clinton’ın ve Cumhuriyetçi adaylardan John McCain’in makalelerine yer veriyor. McCain, Irak konusunda Bush kadar, hatta neredeyse daha şahin. Demokrat adayların Irak’tan çekilmek gerektiği yolundaki görüşlerine şiddetli tepki gösteriyor. Ona göre Irak’tan çekilmek, tarihi bir hata teşkil eder ve bundan sadece bir parti değil, bütün Amerikan vatandaşları yıllarca olumsuz etkilenir.

Clinton’a göre ise ABD’nin kaybettiği dünya liderliğini tekrar ele geçirmesi, Irak savaşına son verilmesine bağlıdır. Clinton aslında senatör sıfatıyla Irak savaşına başlangıçta destek vermekten geri kalmamıştı, fakat şimdi savaşın "ABD’nin askeri gücünü zayıflattığını, stratejik kozlarını tükettiğini, dikkatin ve kaynakların Afganistan’a odaklanmasını engellediğini", ABD’yi müttefiklerinden uzaklaştırdığını ve Amerikan halkını böldüğünü ileri sürüyor.

Clinton’ın amacı, ABD kuvvetlerinin Irak’tan çekilmesinden dolacak boşluğu yoğun bir diplomatik inisiyatifle doldurmak. Türkiye’nin, İran’ın, Suudi Arabistan’ın ve Suriye’nin Irak’taki sivil savaşın dışında kalmaları sağlanırsa siyasi istikrarın korunabileceğine inanıyor. Clinton’ın görüşleri bir hayli karmaşık. Ona göre Amerikan kuvvetleri Irak’tan çekilecek, fakat El Kaide terörüne karşı özel kuvvetler mücadeleyi sürdürecekler.

Kuzey Irak’ta ABD askeri mevcudiyeti de belki bir şekilde devam edecek: "Kuzey Irak’ta gelişen kırılgan, fakat gerçek demokrasi ve nisbi barış ve güvenliği korumak üzere o bölgede bazı kuvvetler bırakmak konusunu inceleyeceğim. Fakat bu olasılığı, PKK’ya karşı önlem alınacağı ve Türkiye ile sınırın ihlal edilmeyeceği anlayışıyla ele alacağım."

* * *

Clinton,
Afganistan üzerinde de önemle duruyor. Afganistan’daki askeri gücün takviye edilmesine taraftar. Afganistan’da Taliban tekrar iktidara gelirde El Kaide’nin de onunla birlikte geri döneceğinden emin. Afganistan’da halen göz yumulan ve Taliban’ı finanse eden uyuşturucu ticaretine karşı etkin tedbir alınmasını öneriyor.

İran konusunda ise Clinton, Bush’un Tahran ile diyaloğu reddetmesini eleştirmekle beraber böyle bir açılım için oldukça kapsamlı koşullar ileri sürüyor: "İran nükleer silah programını sona erdirmek iradesini gösterirse, terörizmi desteklemekten vazgeçerse, Irak’ın istikrarının sağlanmasında yapıcı bir rol üstlenirse, Tahran’a dengeli bir motivasyonlar paketi sunabiliriz."

Clinton
ayrıca, İran uluslararası yükümlüklerine uymazsa, bütün opsiyonların saklı tutulacağını vurguluyor. Bush’tan çok farklı bir tutum değil.

* * *

Bütün politikacıların seçim kampanyasında söyledikleri ile iktidara geldikten sonraki icraatı arasında çelişki bulunması yadırganamaz. Clinton da kuşkusuz seçildiği takdirde politik yaklaşım ve tutumlarında ayarlamalar yapacaktır.

Yine de Demokratların yönetiminde tek taraflılığın zemin kaybedeceği, daha geniş bir uluslararası işbirliğinin aranacağı, bazı lobilerin etkisinin bir ölçüde azalacağı, özellikle Bush devrinin ilham kaynağı olan yeni muhafazakárların nüfuzlarını kaybedeceği söylenebilir.

Bu kadarı bile ABD ve dünya için hayırlı olacaktır.
Yazarın Tüm Yazıları