Serbestliğin de bir sınırı var

TÜRKİYE’de döviz üzerinden işlem yapmak serbest. Mali tasarruflar döviz olarak tutulabilir.

İstenirse, yurtdışında mevduat yapılabilir. yurtdışından kredi alınabilir. Kısacası, "Türkiye’de yerleşik kişi ya da kurumların yurt içinde ya da yurtdışında TL üzerinden yapabilip de döviz üzerinden yapamayacağı hiçbir işlem yoktur" dense abartılı olmaz.

Kambiyo rejimindeki bu sınırsız serbestliğe önemli birkaç sınır vardır. Bunlardan en önemlilerinden birisi Türkiye’de yerleşik bankaların ancak döviz kazandırıcı faaliyetlerde bulunan Türkiye’de yerleşik şirketlere döviz kredisi verebilecekleridir.

Örneğin, ihracatı olan bir firma bir Türk bankasından döviz kredisi kullanabilir. Ama, ihracatı ya da başka bir döviz kazandırıcı faaliyeti olmayan bir şirket Türkiye’de yerleşik bankalardan döviz kredisi kullanamaz. Onlar yurtdışındaki bankalardan döviz kredisi kullanabilirler ya da yurt içindeki bankalardan dövize endeksli kredi alabilirler.

YURTDIŞI BORÇLANMAYA ÇÖZÜM

Son yıllarda yurtdışından şirketlerin borçlanmaları arttı
. yurtdışından borçlanmaların artmasının arkasındaki en önemli neden döviz kurlarının düşmesiyle döviz kredisinin YTL kredisine göre çok daha ucuz olması. Geçmişe göre yapılan hesapla ucuz görünen döviz kredilerine doğal olarak talep artıyor. Döviz kazandırıcı faaliyeti olmadığı için yurt içindeki bankalardan döviz kredisi alamayan şirketler doğal olarak yurtdışından kredi alıyorlar. Bir başka açıdan, döviz kazancı olmayan şirketler kur gelişmeleri üzerine kumar oynuyorlar. Bu kumar bir noktadan sonra sistem riski yarattığı halde, birkaç uyarı dışında, şimdilik durumu herkes seyrediyor.

Aslında, yurtdışından alınan kredilerin arkasında yine Türkiye’deki bankalar var. Çünkü, çok az sayıdaki Türk şirketinin doğrudan yurtdışından borçlanabilme kabiliyeti var. yurtdışı borçlanmaların arkasında Türkiye’deki bankaların kefaleti söz konusu. Bir Türk şirketi yurtdışından borçlanma yapmak istediğinde, Türkiye’deki bir banka mutlaka bu krediye kefil oluyor. Şirket, yurtdışına olan borcunu ödeyemediğinde, kefil olan Türkiye’deki yerleşik banka şirketin yurtdışına olan borcunu ödüyor, şirket Türkiye’deki bankaya borçlu kalıyor. Yani, yurtdışı borçlanmalarda da Türkiye’deki bankalar kredi riski alıyorlar.

Her şey serbestken, Türkiye’deki şirketlerin Türkiye’deki bankalardan hiçbir şart olmadan borçlanabilmesinin önündeki bu engelin kaldırılması yıllardır gündemdedir. Özellikle, Türkiye’deki bankaların döviz varlıklarının çok olduğu dönemlerde (bugünkü gibi), bu konu daha sık gündeme gelir. Bankalarımızın isteyene döviz kredi açabilmesi istenir. Bu şekilde, yurtdışı borçlarımızın boşuna artmasının önüne geçilebileceği iddia edilir. Bugünlerde bu kısıdın da kaldırılacağı söylentileri ortada dolaşıyor.

YERLİ PARA KULLANIMI

Konu bu şekilde ortaya konduğunda, kambiyo rejiminde her şeyi serbest bırakan bir ülkenin bu konuda da serbestlik getirmesinin doğal olduğu ortaya çıkmaktadır. Ama, asıl tartışılması gereken, "daha fazla serbestlik mi?" yoksa "bazı serbestliklerin aslında makro ekonomik dengeleri tehdit edici tohumlar taşıdığı mı?" olmalıdır.

Dünyada kambiyo rejimi en serbest olan ülkelerin başında gelmekteyiz. Aynı zamanda, kendi parası dışındaki paraları en fazla kullanan ülkelerin de başındayız. Yıllar süren ekonomik istikrarsızlıkla kendi paramızı dışlayıp yabancı paralar üzerinden işlem gören bir ekonomi yaratmışız. Şimdi, kendi paramızın iç ve dış değerine istikrar getirerek kendi parasını kullanan bir ülke olmaya çabalıyoruz. Ama, bu çabanın önünde en büyük engellerden biri de yürürlükteki kambiyo rejimi olmaktadır.

İlk bakışta bir çelişki gibi görünen bu konuya yarın gireceğim.
Yazarın Tüm Yazıları