AKP iktidarının ricatı

İSTANBUL Feshane’de geçen hafta Hizbullah ve Hamas gibi örgütlerin temsilcilerinin katıldığı ’Uluslararası Kudüs Buluşması’ yapıldı.

Bu toplantının, bazı gazeteler tarafından ’skandal’ ve ’İstanbul’dan cihat’ başlıkları ile verilmesi büyük yankı uyandırdı. Bu haberler, AKP’yi ürküttü...

Nitekim, bu hafta sonu Amerika’da gerçekleştirilecek ’Annopolis Zirvesi’ öncesindeki ’Kudus Buluşması’nın yapılmamasını Filistin Devlet Başkanı ve El Fetih’in lideri Mahmut Abbas’ın talep ettiği ve ve İsrail’in de bu toplantıdan sonra Dışişleri Bakanlığı’na bir nota verdiği Dışişleri’ne yakın kaynaklarca ifade edildi.

İktidarın ’ürkekliği’ni anlayabilmek için olayı biraz daha açmak gerekiyor.

Üç gün süren ’Kudüs Buluşması’na İslam dünyasının önemli isimleri katıldı; Tunus’un sürgünde yaşayan ’Nahda Hareketi’nin lideri Raşit Ğanuşi, Filistin İhvani Müslimin lideri Raed Salah, Hamas’ın II. adamı Ebu Marzuk, eski Kudüs Müftüsü İkrime Sabri, Fas Adalet kalkınma Partisi Genel Başkanı ve ana muhalefet lideri Saadettin Osmani gibi...

’DEMOKRASİ YILDIZLARI’

Dışişleri Bakanlığı’nın onay verdiği toplantının ev sahibi, 22 temmuz seçimleri öncesinde gazetelere verdiği ilan ve billbordlarda Başbakan Erdoğan’ı; Menderes ve Özal’la birlikte ’Demokrasi yıldızları" diye tanıtan Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV) idi. Bilindiği bu şemsiye vakıfta; Birlik Vakfı’ndan İlim Yayma Cemiyeti’ne kadar bir çok İslami STK’lar yeralıyor.

’Kudus Buluşması’na gelen konukların bir çoğu Atatürk Havalimanı’nda VIP’te karşılandı. "Kudüs’ün şiddet kullanılarak Siyonistlerden geri alınması" çağrısının yapıldığı toplantıda daha önce konuşma yapacağı bildirilmesine rağmen Belediye Başkanı Kadir Topbaş katılmadı. Daha sonra bir danışmanın, konuşma metnini okuyacağı söylenmesine rağmen bu da gerçekleşmedi.

Yoksa Genel Merkez’den bir uyarı mı gelmişti?

Geriye gidelim:

Daha önce Filistin’in Hamas’lı Başbakanı İsmail Haniye ile Suriye’de yaşayan Hamas’ın sürgündeki lideri Halit Meşal’ın, Türkiye’ye davetleri de ABD gibi İsrail tarafında rahatsızlık yaratmıştı.

Başbakan her iki liderle görüşmekten kaçınmış, o zaman Dışişleri Bakanı olan Gül, ilk ziyaretini Türkiye’ye yapan Meşal’i ancak AKP Genel Merkezi’nde kabul etmişti. Haniye’nin gelişi için de "bu davet değil, ziyaret" olarak geçiştirilmek istenmişti. (Erdoğan daha Davos konuşmasında, Meşal’i misafir edeceklerini söyleyerek, Türkiye’ye yönelik baskılara bir mesaj vermişti.)

Peki AKP iktidarı davet ettikleriyle neden görüşmüyordu acaba?

ABD’NİN TAVRI

Biraz daha gerilere gidelim:

Hamas’ın gerçek lideri sayılan ve yaşamını tekerlekli sandalyede sürdüren Şeyh Ahmet Yasin

sabah namazından çıkarken İsrail helikopterlerinin roket atışında öldürüldüğünde Erdoğan ne demişti?

"İsrail devlet terörü uyguluyor."

Erdoğan, bu sözü üzerine ABD ve İsrail’den (hem de ABD’deki İsrail lobisinden) tepki çekmiş,

Bush’tan beklediği randevu konusunda uzun süre sorun yaşanmıştı. Ancak Bush’un çeşitli vesilelerle

bulunduğu dıştaki dört etkinlikte bulunan Erdoğan’a, yapılan bazı temaslardan sonra randevu verilmişti. Ama (siyasal kulislere göre) İsrail Başbakanı Şaron ile görüştükten sonra... Nitekim bundan sonra Erdoğan, İsrail’e gitmiş ve yoğun bakıma girmeden önce Şaron’la görüşen son lider olmuştu. Ve ardından da Bush’la ’Oval Ofis’te kabul edilmiş ve görüşmede ’at sineği’ sohbeti medyanın gündemini oluşturmuştu. Bu bir anlamda ’buzların’ erimesi anlamındaydı.

Türkiye ile Amerika’nın ilişkileri yeniden düzeldikten sonra Erdoğan ve Gül, Türkiye’ye gelen bu tür radikal grupların -Son ’Kudüs Buluşması’nda olduğu gibi- temsilcileriyle görüşmekte daha bir özen içinde oldukları, ’çekince’ koydukları dikkat çekmiyor mu?

Bu AKP’nin ilk ricadı değil, AKP bunu uzun zamandır hep yapıyor.

Suudileri sakın hiç unutmayın

I. Dünya Savaşı sırasında Medine’de peygamberimizin mezarını Mehmetçik aç ve susuz aylarca savundu. Hıristiyan düşmanlara karşı mı? Hayır. Fahrettin Paşa komutasındaki bu ordu, Müslüman Araplara karşı savundu.

2. Abdülhamid’in devamlı isyan ettiği için yakalatıp İstanbul’a getirdiği ve 15 yıl gözünün önünden ayırmadığı Vehhabi Şerif Hüseyin’i, İttihat Terakki’ciler yönetime gelince hemen serbest bıraktılar. O da önce düşmanlarımızdan altın aldı, sonra da onlarla birlik olup bizi arkamızdan vurdu. Şimdi Suudi Krallığı’nın başındaki kralların Şerif Hüseyin’in torunları olduğunu hiçbir zaman unutmamamız gerektiğini düşünüyorum. Ülkemize gelip Atatürk’ün mezarını ziyaret etmeden döndüğünü de hatırlatmak istiyorum.

A. Kazım ERBİL

(E) Deniz Albay


Edirne’nin başı kel mi?

BULGARİSTAN, Meriç ve Tunca nehirleri üzerindeki inşa ettiği barajların kapaklarını açarak bilinçsizce Edirne ve Trakya’yı afet halinde sele vermektedir. Görüntü ve Türkiye’ye yapılan muamele ürkütücüdür. Halk çaresiz, eli böğründe kaderini seyretmektedir.

Ne yazık ki devlet ve hükümet vurdumduymazlık içindedir. Bir Türk kadını ortalığı ayağa kaldırmadan vakurca durumu izah etmektedir: "Ben devletten 50 yıl bir şey istemedim. Sadece şimdi bir vidanjör istedim, o da gelmedi."

Istranca’daki derelere belediyecilik dönemlerinde 4 baraj yaptık diye kendilerini ’baraj uzmanı’ ilan edenler 5 yıllık iktidarları döneminde Bulgarlarla ortak bir barajı hálá gerçekleştiremediler.

Tunca üzerindeki ’Suakacağı’ barajının acilen yapımı gerçekleştirilmelidir.

Bulgaristan ile baraj kapaklarını olur olmaz sebeplerle açması konusunda diplomatik görüşmelere derhal başlanmalıdır.

Biz Fırat baraj kapaklarını açabilir miyiz veya hiç açar mıyız? 50 yıl önce Türkiye’de barajlar yokken Adana, Eskişehir, Amasya hep sele teslim olurlardı. Barajlar yapıldı, sorun bitti.

Eskiden Bulgaristan’da barajlar yapılmamışken, Edirne’de sel afeti olmaz, Meriç ve Tunca biraz yükselirdi. Oysa şimdi her yıl Bulgaristan, Trakya’yı sele vermektedir.

Aslan ÖZMEN-

Y. Mühendis-İSTANBUL


PKK ve IMF

EMEKLİ paşalarımız, ülkemizin birliğine ve bölünmez bütünlüğüne açıkça saldıran dış destekli PKK’ya karşı yapılması gerekenleri ve hükümetimizin terör örgütüne karşı acizliğini açık yüreklilikle dile getirirken, neden acaba ekonomi uzmanlarımız, hükümetimizin IMF’ye bağlı olarak aldığı ekonomik karaları tartışmamaktadır?

Umarım ABD ve AB, PKK terör örgütünü açıkça kullanarak sağ gösterirken, sinsice yürüttüğü ekonomik politikalarla sol vurarak bizi yere sermez.Göksel KAYA

Biliyor musunuz

DP’de olaganüstü kongre toplanması için muhalefetin, Türkiye çapında bir imza kampanyası açmak üzere harekete geçtiğini; bu arada mevcut yönetimin ise mayısa bıraktığı Büyük Kongreyi daha da ileri tarihe ertelemek için tüzük kongresi toplanması için girişimlere başladığını...
Yazarın Tüm Yazıları