Çağın korkutan sırrı

ÇAĞIN korkutan sırrını ilgililer biliyor ama söylemiyorlar.

Biz gölgelerle boğuşurken, onlar gerçeği görüyor ama açıkça uyarmıyorlar.

"Petrol bitiyor" demiyorlar.

Petrol bitiyor. Saltanatının iki yüz yılı aşmayacağı anlaşılan petrolün varil başına fiyatının, on yıl içinde 380 dolara tırmanacağı tahminleri yapılıyor.

Bugünkü yaşam biçimini kökten zorlayacak bir sürecin başındayız.

Rezervler azalıyor, talep artıyor, petrol bulmak için daha derinlere inmek gerekiyor.

Petrol fiyatlarındaki artışın geçici olmadığını gösteren üç ana unsur.

Amerikan Enerji Bakanı Samuel Bodman’ın Cuma günü yaptığı konuşmanın satır aralarında bu sırrın ipuçları vardı.

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu DEİK’in şemsiyesi altında faaliyet gösteren Türk-Amerikan İş Konseyi’nin düzenlediği öğle yemeğinde konuşan Bodman, 2030 yılına kadar elektrik tüketiminin ikiye katlanmasını beklediklerini söyledikten sonra "Başkan Bush ile birlikte küresel enerji güvenliğini ABD ulusal güvenlik konseptinin merkezine yerleştirmeye karar verdik" dedi.

Amerikalı enerji bakanı Türkiye’nin, konumu nedeniyle "hayati bir küresel enerji kapısı" olduğunu söyledi.

"ABD, enerji geleceğini Türkiye ile paylaşmak" istiyordu.

***

ŞİMDİYE kadar farklı mıydı? "Komünizme karşı ortak gelecek paylaştığımız"
söylemi ardında yine paylaşım haritasının temeli aynı idi. Enerji.

Ama artık açık biçimde ortaya konuyor. Söylem farkı ilişki biçimini de netleştiriyor. Enerji geleceğini ABD ile paylaşmak, kabaca Rusya’nın petrol ve doğal gaz tekelinin kırılmasında rol üstlenmek, İran’ın Hazar havzası petrollerine alternatif olmasına izin vermemek anlamına gelir.

Enerji geleceğinin paylaşımı, artık sadece petrol ile sınırlı değil. Bu "paylaşım"ın edilgen unsuru olmamak için bugünden geleceğin enerji vizyonu üzerinde daha fazla düşünüp, daha fazla tartışmaya ihtiyaç var.

En kısa zamanda uluslararası bir "Temiz Enerji Konferansı" toplayıp artık bu konulara ağırlık verilmesi gerektiğini söyleyen Amerikalı Enerji Bakanı Bodman’ın Türkiye ile ilgili saptaması dikkatimi çekti...

"Eski bir iş adamı olarak, Türkiye’nin temiz enerji yatırımları için ideal bir yer olduğunu düşünüyorum" dedi Bodman. Sonra da önceliğini ortaya koyan bir davette bulundu.

Bodman, Türkiye’yi, ABD Başkanı Bush’un geçen yıl ortaya attığı Küresel Nükleer Enerji Programı’na üye olmaya davet etti.

***

KÜRESEL
Nükleer Enerji Ortaklığı (GNEP), ABD ve Rusya’nın küçük ülkelere reaktör yakıtı vermesini ve kullanılmış yakıtı yeniden kullanılır hale getirmelerini öngörüyor.

Ama, daha üç hafta önce Amerikalı bilim adamları, bakanın Türkiye’yi davet ettiği bu programın durdurulmasını istediler.

17 ülkenin üye olduğu bu program hakkında, Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi’nin Ulusal Araştırma Konseyi, bu projenin finansal ve teknik riskleri olduğuna karar verdi.

Petrol sonrası dönem nasıl olacak? Nükleer ortaklık değil, nükleere bile gerek duyurmayacak zenginlikte temiz enerji kaynaklarına sahip bir ülke Türkiye. Yasal düzenlemeler yapıldı, hazırlığa başladık bile diyeceksiniz. Yetmez. İnsanları evlerinde, iş yerlerinde rüzgar enerjisi, güneş pilleri gibi temiz enerji kaynakları kullanmaya teşvik etmeden, tasarruf politikaları geliştirmeden bu yeni geleceğe hazırlanabilir miyiz?
Yazarın Tüm Yazıları