Başkentte mutsuz bir Başbakan

USTA politikacının dokundurması başka oluyor.

Üç cumhurbaşkanı dün öğle yemeğinde. Abdullah Gül, Filistin Cumhurbaşkanı Mahmud Abbas, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres. Benim de davetli olduğum yemekte, masalara bakıyorum. Su ve meyve suyu. Böyle bir protokol yemeğinde, en azından şarap servisi, dünyanın her yerinde makul ve geçerli.

Durumun herkes farkında. İsrail Cumhurbaşkanı Peres kısa bir teşekkür konuşmasından sonra, kadehler şerefe kalkacağı sırada, fırsatı kaçırmıyor, dokunduruyor:

"Aramızdan bazıları şarap içmiyor, ama su da idare eder" (Some of us don’t drink wine, but water is fine).

Ve kadehler, pardon su bardakları şerefe kalkıyor. AKP ile birlikte, pek çoklarının alıştığı bir tablo. Alışamayanlar olduğu gibi, Peres gibi, yadırgayanlar da eksik değil.

PROTOKOL MASASI

Ankara’nın elit kadrosu Peres-Abbas buluşmasına tanık olmak üzere, öğle yemeğinde hazır ve nazır.

Yüksek bürokrasi, büyükelçiler, işadamları, gazeteciler. En çok ilgi gören Amerikan Büyükelçisi Ross Wilson. Herkes onun çevresini sarıyor, özellikle biz gazeteciler. Ama o, "yeni bir haber yok" demekle yetiniyor.

Protokol masasında üç cumhurbaşkanı, Peres’in mihmandarı Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Abbas’ın mihmandarı İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Sanayi Bakanı Zafer Çağlayan, bu olayın baştan sona yaratıcısı TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu.

MASADA BİR EKSİK

Protokol masasına bakıyorum, düşünüyorum, düşünüyorum, bir eksik var, bulacağım, düşünüyorum, evet, tamam Tayyip Erdoğan eksik. Böyle tarihsel bir günde, Başbakan Erdoğan yemekte yok.

Oysa, yemek saatine kadar herkes onu bekliyor, geleceği bildiriliyor, son anda nedense katılmıyor.

Örneğin, önceki akşam Çankaya’daki resmi yemekte de, çok kısa kalıyor, erkenden ayrılıyor. Hatta, iddiaya göre, sinirli bir ayrılma.

İnsan! Kitap başlıkları, hani vardı ya, İnsan, Bu Meçhul, diye kitaplar. İnsanı, tepeden tırnağa psikolojik çözümleme denemeleriyle anlatan kitaplar.

Tayyip Erdoğan bir kaç gündür mutsuz. Bir kaç gündür Kral ve Cumhurbaşkanı ağırlayan Gül, ister istemez ön planda. Erdoğan mutsuz. İnsan, bu meçhul. Hayır, meçhul değil.

ÜNİVERSİTE VE HASTANE

Olayın teknik yönünde, üç cumhurbaşkanı da, Filistin topraklarındaki TOBB’un girişimiyle kurulacak serbest bölgeyi destekliyor. Üçü de, kendi halklarına bu yönde söz veriyor.

Gül’ün yemekte açıklamasına göre, olay serbest bölge ile sınırlı değil. Bilkent önderliğinde, İsrail-Filistin Üniversitesi ve yine Türk girişimcileri eliyle, İsrail-Filistin Hastanesi. İki tarafın da yararına sunulmak üzere. Barış dediğin, işte böyle örülüyor.

OPERASYON MU

Yemekte herkes kendini tam oraya vermişken, salon bir haberle dalgalanıyor:

"Türk uçakları Kuzey Irak’ı vuruyor." Derken bir başka haber:

"Amerikalılar sınıra asker yığıyor, içeri girmeyelim diye."

ABD Büyükelçisine bakıyorum, hiç kıpırdama yok. Sakin ve her şey normal ya da öyle görünüyor. Ardından ek yorum geliyor:

"Başbakan Erdoğan yemeğe bunun için katılmadı."

Rota bir anda geçen haftaki Erdoğan-Bush görüşmesine kadar uzanıyor.

Yahya Kemal, gerçi, "Ankara’nın İstanbul’a dönüşünü seviyor", ama ben, Ankara’yı işte bunun için seviyorum. Her an haber, her an hareket.
Yazarın Tüm Yazıları