Bu gerilimle PKK’yı durduramayız

Genelkurmay Başkanı’nın son basın brifingi çok farklı yorumlara neden oldu. Medyanın başlıklarına bakılırsa, Orgeneral Büyükanıt hükümeti sıkıştırdı, asker-iktidar ilişkisi yine gerildi sonucu çıkıyor. Oysa ayrıntılara girilince ortaya çok daha farklı bir resim çıkıyor. Artık bu yanlış anlamalardan kurtulmalıyız. En doğrusu bir süre susmaktır.

Haberin Devamı

Türk Silahlı Kuvvetleri’yle (TSK) iktidar arasındaki ilişkiler yeniden gündemin baş köşesine oturdu. Toplumun bir bölümü, TSK’nın hükümeti kamuoyu önünde açıkça eleştirmesinden,köşeye sıkıştırmasından memnun olabilir, ancak toplumun büyük bölümü rahatsızdır. Ayrıca, içinde bulunduğumuz konjonktürde, özellikle PKK terörüne karşı hem ülke içinde hem de ülke dışında mücadele verilirken, Kürt sorunu ve PKK ile mücadele konularında yeni bir politika oluşturulması gereği ortadayken, yanlış anlamalara yol açabilecek demeçler sadece Türkiye’yi zayıflatmaktadır.

 

Bir hatırlatma yapayım.

 

1’inci AKP iktidarının son döneminden itibaren TSK-iktidar ilişkileri değişmiş ve bu ilişkilerin muhalif bir siyasi parti ile iktidar partisi arasındaki ilişkiden farkı kalmamıştı.Seçim öncesinde, özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde ve ardından da Kuzey Irak konusunda bu gerilim hep sürdü.

 

Haberin Devamı

Gelişmeleri medyaya yansıyan açıklamalardan izleyenlerin genel kanısı, TSK’nın Kuzey Irak’a müdahale edilmesi için bastırdığı, acele ettiği; iktidar partisinin ise daha temkinli hareket ettiği, PKK’yı Kuzey Irak’tan, askeri bir harekata gerek kalmadan çıkartma çabasında olduğu, soğukkanlı davrandığı şeklindeydi.

 

Kamuoyu önünde, TSK temsilcileriyle iktidarın arasındaki demeçleşmeler, çekişme ve birbirini suçlamalar son derece rahatsız ediciydi.

 

Aslında, TSK ile sivil iktidar birbirinden çok farklı düşünmüyor.

 

TSK Kuzey Irak’a girmenin risklerini, siyasi iktidardan daha da fazla biliyor, askeri bir harekat ile PKK terörünün sonunun gelmeyeceğini herkesten fazla görüyor; PKK’nın Kuzey Irak’tan silaha başvurmadan çıkarılmasını (Başbakan gibi) tercih ediyor.

 

Haberin Devamı

Ancak iş siyaset meydanlarındaki konuşmalara, grup toplantıları, basın demeçleri ve brifinglere gelince yörüngesinden çıkıveriyor.

 

Herkes her sözü farklı algılıyor, farklı yorumluyor. Muhalefet etme adına Genelkurmay Başkanı’nın söyledikleri abartılıyor. Başbakan Genelkurmay’a yanıt vermeye zorlanıyor. Muhalefet partileri, askerin sözlerini iktidara karşı kullanıyor.

 

En acısı, herkese akıl veren medyamız, bütün bu karmaşayı, ağzından sular akarak körükledikçe körüklüyor.

 

Anlayacağınız, bir yandan “yanlış anlamalar”, öte yandan “kasıtlı çarpıtmalar” ve medyanın “abartılı köpürtmesi” bir araya gelince, karşımıza asker-iktidar gerilimi çıkıyor.

 

İşte son örnek;

 

Haberin Devamı

Genelkurmay Başkanı’nın son brifingindeki sözleri, medyanın bir kesiminde ve muhalefet çevrelerinde, TSK’nın iktidarı sıkıştırdığı, işi savsaklamakla suçladığı, bir an önce hem de büyük bir askeri harekatla Kuzey Irak’a girilmesi gerektiği şeklinde yorumlandı. Kamuoyuna olumsuz şekilde yansıdı.

 

Oysa Orgeneral Büyükanıt’ın bütün sözleri ayrıntılı şekilde incelendiğinde, iktidara herhangi bir suçlama getirmediği, herhangi bir geç kalınmanın söz konusu olmadığını söylediği anlaşılıyor.

 

Orgeneral Büyükanıt “Hayır top bizde değil, hükümette. Bize siyasi-diplomatik hedefleri çizecekler, biz bundan sonra tetiği çekeceğiz” diyor. Kendi açılarından yanlış gördükleri bir izlenimi silmenin ötesine geçmiyor.

 

Haberin Devamı

Medyaya yansımasıyla, gerçekler arasında ne büyük fark var değil mi?

 

Bu karmaşadan kurtulamayacak mıyız?

                                 *                               *                               *


ORTAK YAKLAŞIM BULUN

 

Acaba bu gidişe bir son vermek gerekmez mi?

 

Acaba bu yanlış anlamaları ortadan kaldıracak bir başka yaklaşım bulunamaz mı?

 

Unutmayalım ki, bugün her zamankinden daha fazla “birlik-beraberlik görüntüsü” vermemiz gerekiyor.

 

Buna bizlerin büyük ihtiyacı var.

 

En sevdiklerini kaybedip, canı yananların...

 

Ülkenin gidişinden kaygılananların...

Ayrıca dış dünyaya ve PKK terörüne karşı da bu “birlik ve beraberlik görüntüsünü” vermemiz gerekiyor.

 

Haberin Devamı

Askerinden başka ses, iktidarından, muhalefetinden başka bir sesin çıktığı, askeri ile sivil iktidarın hala ortak bir hedef ve yaklaşım saptayamadığı izlenimi verdiği bir ülke güçlü olamaz. Politikalarında zaaf gösteren, kargaşa içinde birbirini yiyen bir ülke bu mücadeleyi başarıyla sürdüremez.

 

Türk kamuoyu bugün askerinin-iktidarının ve muhalefetinin belirli bir temel yaklaşımda buluşmalarını istiyor.

 

Türk kamuoyu bugün, asker ile iktidarın, iç politika puanları kazanmak için birbirlerini iğnelemelerini istemiyor.

 

Türk kamuoyu, Deniz Baykal’ın son açılımı gibi, akılcı, sağlıklı ve bir partinin değil bütün ülkenin çıkarını kollayan bir tutum bekliyor.

 

Türk kamuoyu, artık herkesin susmasını, yeni bir yaklaşım ve yeni bir örgütlenmeyle, Kürt sorunu bir yandan, PKK terörü öte yandan, yepyeni ortak milli bir politika oluşturulmasını arzuluyor.

 

Artık yetti.

 

Bu defa, yaşanan kakofoni, kamuoyunun boğazına bıçağı dayadı.

 

Askeri de, iktidarı da, muhalefeti de bu sesi dinlemeliler...

Yazarın Tüm Yazıları