Bush, Türkiye’yi gözden çıkaramadı

Türk heyeti Beyaz Saray’a giderken çok huzursuzdu.

Sinirler gergin, Başkan Bush’un ne diyeceği merak ediliyordu. En büyük korku, Bush’un bütün ağırlığını koyup Türkiye’nin olası bir askeri müdahalesinin önüne geçmesiydi. Türkiye böyle bir durumda, Kuzey Irak’a müdahale ile Amerika arasında bir tercihle karşı karşıya kalabilecekti. Başbakan bunu istemiyordu.

Türkiye, ABD’nin, Barzani’yi kaybetme pahasına, Kuzey Irak’ta Türkiye ile birlikte PKK avına çıkmayacağını biliyordu. Kaygı, Türkiye’nin bir askeri harekattan tümüyle vazgeçirilmesiydi. Korkulan olmadı. Başbakan “Burada ben istediğimi elde ettim ve memnun ayrılıyorum” diyerek durumu özetledi. Gerçekten de son derece rahat ve neşeliydi. Görüşme öncesindeki sıkıntısı kalmamıştı.

Ancak şimdi farklı bir süreç başladı.

Başbakan ile yaptığımız çeşitli konuşmalar, heyetin diğer üyeleriyle sohbetlerimiz ve Amerikalılar’ın verdikleri brifingler sonrasında durum çok daha netleşti. Başbakan’a göre “Bir operasyon süreci başladı.”

Bu sürecin ne kadar uzayacağı da belli değil. Her şey bundan sonraki gelişmelere bağlı.

Başbakan’ı en çok memnun eden nokta, Başkan Bush’un “PKK hem Türkiye’nin, hem Irak’ın, hem de Amerika’nın düşmanıdır” demesi. Erdoğan’a göre, Başkan Bush bu şekilde PKK’yı hem terör örgütü olarak niteledi, hem de mücadelede kararlı olduğunu gösterdi.

Türkiye’nin PKK’ya karşı bir koalisyon yarattığını söyleyen Başbakan, Washington görüşmesiyle birlikte, PKK aleyhtarı kampın sağlamlaştığını belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü:

 5 nokta üstünde durduk.

-       �Kampların dağıtılması.

-       �Lider kadrosunun yakalanması.

-       �Lojistik desteğin kesilmesi.

-       �PKK’nın Kuzey Irak’ta siyaset yapmasının engellenmesi.

-       �İstihbarat paylaşımı yapılması.”

Başbakan bu konularda gereken çalışmaların başladığını ve ABD ile dayanışma içinde olunduğunu söylerken, Türkiye’nin gelişmelere göre hareket edeceğini söyledi.

Benim tüm temaslarımdan edindiğimi izlenim şöyle:

Türkiye hemen yarın-öbür gün askeri bir operasyon yapmayacak.

Önümüzdeki günlerde nelerle karşılaşılacağını bekleyecek.

Gelişmeleri şu iki sorunun yanıtları kesinleştirecek.

1. Acaba Kuzey Irak yönetimi ve Amerikalılar yukarıdaki beş nokta konusunda adım atıyorlar mı yoksa hiçbir kıpırdanma yok mu?

2. PKK’nın yeni bir saldırısı olacak mı, olmayacak mı?

Bu soruların yanıtlarına göre, Türkiye askeri operasyon konusunda kararını verecek.

Belki önümüzdeki birkaç hafta içinde, belki beş altı ay sonra bir operasyon söz konusu olabileceği gibi, beklentiler karşılandığı taktirde askeri bir harekattan tümüyle de vazgeçilebilecek.

Bu sonuca bakıp, askeri bir harekatın başka bahara kaldığını da söyleyebiliriz.

Başbakan ile aramızda şöyle bir konuşma geçti.

-       �Bush kırmızı ışık yakmadı. Sarı ışık yaktı, denilebilir mi?

-       �Fazla olumsuz ve belirsiz bir anlam vermiş olursunuz. Konuşmamız daha olumlu geçti.

-       �Önümüzdeki birkaç hafta içinde bir askeri operasyon olmayacak denilebilir mi?

-       �Hayır, bunu söyleyemezsiniz. Biz operasyon sürecine girdik. Elimizde bir tezkere var ve buna göre hareket edeceğiz. Gerektiği anda gerekeni yapacağız. Biz çok kararlıyız ve herkes haklılığımızı kabul ediyor.

Özetlemem gerekirse, Türkiye ABD ile yepyeni bir süreçten geçecek. Washington’un Kuzey Irak yönetimini ikna edebilmesi ve hızla yeni adımlar atılması gerekiyor.

Türkiye elindeki askeri seçeneği elinde tutuyor. Ayrıca kararlılığını da gösterdiğinden dolayı, her an bu seçeneği kullanacağı izlenimini veriyor.

Bundan sonra her şey PKK’nın tutumuna bağlı.

Eğer Türkiye yeni bir saldırı ile karşılaşırsa, işte ondan sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’ni kimse durduramayacak.

Son bir not:

Pakistan’daki olaylar, Washington’da Türkiye’nin çok işine yaradı. Bütün bakışlar Pakistan’a döndü ve Başkan Bush, Türkiye’yi yatıştırmak için daha fazla çaba harcadı. İki büyük müttefiki ile aynı anda mücadele edemeyeceği için, Ankara’nın sırtını sıvazladı.

Yarın Washington değerlendirmelerine devam edeceğim.