Ekonomik tedbirler nihayet başladı

HÜKÜMET ekonomik tedbirler konusunda, nihayet adım atma kararı aldı. Dünkü Resmi Gazetede yayımlanan kararlarla akaryakıt ürünleri ve tütün mamullerinde Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) oranları, ciddi oranlarda yükseltildi.

Akaryakıt ürünlerinden 95 oktan kurşunsuz süper benzinde yüzde 8.36, motorinde yüzde 10.78, doğalgazda yüzde 9.52, araçlarda kullanılan LPG’de yüzde 15.77, evlerde kullanılan LPG’de yüzde 17.13 oranında ÖTV artışı yapıldı. Maktu vergisinde yapılan artırımla, bir paket sigaradan alınan ÖTV ise 1.5 YTL’ye yükseldi.

Yani AKP Hükümeti yine tütün ve akaryakıt ürünlerine zamla kaynak bulma yoluna gitti.

Maliye yetkilileri, yapılan bu zamların, yıllık vergi tahsilatını 2 milyar YTL civarında artırmasını bekliyorlar. Vergi zammı diyoruz çünkü bizce KDV’den sonra ÖTV de, "sıkışınca ilk başvurulan kaynak arama yolu" oldu ama bu artışlar olduğu gibi enflasyona da yansıyor. Dolayısıyla aybaşında yapılan bu zamlar nedeniyle, bu zamların getirdiği tüm yük Kasım ayı enflasyonuna yansıyacak.

Bu zamların ardından sıra elektrik fiyatlarına yapılacak zamlara geliyor. Tedbir almaya başlayan Hükümetin yakın zamanda, 3 yıldır tartışılan, elektrik zammını, sonunda yapmasını bekliyoruz. Elektrik zammıyla birlikte, bir anlamda "seçimlerin enflasyon üzerinde yaratacağı etki" de ortaya çıkmış olacak.

Merkez Bankası’nın yıl sonu itibariyle, hedef aralığının bile üzerinde kalınacağı belirtmesinin ardında, bu zorunlu zamların yapılacak olmasının çok önemli bir payı bulunuyordu.

Bu zamların yanısıra Maliye’nin vergi denetimlerini, biraz da abartılı biçimde, sıkılaştırmasının vergi tahsilatını artırması bekleniyor.

Aslında son dönemde vergi kontrollerinde yaşanan olay ile Hükümetin ÖTV ve KDV yoluyla neredeyse tüm vergi tahsilatını yapmaya çalışması birleşince, artık savsaklanan kapsamlı bir vergi reformunun acil hale geldiği de, kendiliğinden ortaya çıkıyor.

Vergi adaleti açısından sakıncası açık olan bu vergilerdeki artış, vergi kontrollerinin konjonktüre göre yapılıp, belirli bir kurumsal niteliğe kavuşmamış olması, vergi reformuna ihtiyacı ortaya koyarken, sigara ve akaryakıt üzerindeki vergi yüklerinin artmasının, ekonomik olarak kaçağı artırdığı, dolayısıyla tahsilatın azaldığı da bir başka gerçek.

KAMU BANKALARI SATIŞI HIZLANIYOR

Mali disiplinin elden kaçması nedeniyle, uzun zamandır beklenen ekonomik tedbirlere başlanmış olması ise sonuç olarak olumlu görülebilecek bir davranış. Bu önlemler aynı zamanda Hükümetin IMF’le anlaşmaya, gözden geçirmenin tamamlanmasına adım adım yaklaştığının da, bizce önemli bir göstergesi.

AKP Hükümeti, yakaladığı yüksek büyümeden fedakarlık etmek istemiyor. Ancak ekonomi yönetimi, enflasyonla mücadelenin gevşemesi, mali disiplinin elden kaçması halinde, büyümenin de sağlanamayacağının, istikrarın büyümeye feda edilemeyeceğinin farkında.

İşte bu nedenle en iyi yol olmasa bile, belirli bir kaynağı bulup, harcamaya fazla dokunmadan ekonomiyi götürmek istiyor.

Bununla birlikte yeni kaynak arayışları da hızlandı. Son olarak öğrendiğimiz kadarıyla, Hükümet Halk Bankası’nın yüzde 75 hissesini blok olarak satarak, yüklü bir kaynağın peşine düşmüş durumda. Yanısıra Vakıfbank’ın yüzde 25 hissesinin daha önümüzdeki yıl halka açılması, böylece Bankanın özel statüye kavuşturulması amaçlanıyor.

Ziraat Bankası’nda ise hisse ağırlığı kamuda kalmak kaydıyla, halka arzlarla özel şahısların yatırımlarına açılması kararı alınması da çok önemli bir adım olarak ortaya çıkıyor.

Yanısıra diğer özelleştirme çalışmalarına hız verileceği de ortada. Tüm bunlar, IMF’le yapılacak anlaşmanın şartları arasına girecek. Yani IMF’ye bu konularda söz verilecek.

Özetle; mali disiplinin önemi, gecikerek de olsa kavranmış gözüküyor. Bu nedenle tedbirlerin başlaması önemli ama sürdürülebilir istikrar için özellikle vergi reformu yapılması da şart.
Yazarın Tüm Yazıları