Hükümet sivil dilekçeyi iyi değerlendirmeli

AKP Hükümeti’nin önüne, başından beri kötü yönettiği Anayasa sürecini düzeltebilmek için hayati bir fırsat çıktı.

AKP Hükümeti sivil toplum örgütleri tarafından yapılan açılımı çok iyi kullanıp, Anayasa nedeniyle giderek artan siyasi çatışma ortamını artık yatıştırmak zorunda.

Türkiye’nin hemen her kesimini temsil eden sivil toplum kuruluşları önceki gün Ankara’da Anayasa değişiklik yönteminin Hükümetin öngördüğü mevcut haliyle yürümeyeceğine, bu haliyle yürüdüğü takdirde gerginliklerin artacağına işaret etti. Bu yanlışı, bu kelimelerle söylemeden, herkesin içinde olacağı şeffaf bir Anayasa değişiklik sürecinin yönetilmesi gerektiğini ifade ettiler.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun bir süredir, "devam eden Anayasa tartışmalarından rahatsız olduğunu ve gerginliklerin yumuşatılması gerektiğini düşündüğünü" biliyoruz. Önceki gün kamuoyuna açıklanan sivil dilekçenin, bir süredir TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun sürdürdüğü çabaların bir sonucu olduğunu tahmin ediyoruz.

Açıklamaya TOBB’un yanasıra, Türkiye İşverenler Sendikası (TİSK), Türk-iş, Hak-iş, Türkiye Ziraat Odaları Birliği(TZOB) ve Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyon (TESK) imza koydu.

Yani işadamları, işçiler, çiftçiler ve esnaf kesimi Hükümete, "Böyle Anayasa değişikliği yapılmaz. Süreci şeffaf kılın, herkesin katılacağı bir süreci başlatın ve bu yolla toplumda yeniden hortlatılan gerginliklerin önüne geçin yoksa iş kötü" demeye çalışıyor.

TOBB Başkanı bütün bu kuruluşlar adına yaptığı açıklamada, yeni bir Anayasa’nın yapılmasının tüm kesimlerin ihtiyacı olarak görüldüğünü hatırlatarak, "Atatürk bu ülkenin kurucusudur. Onu silmeye kimsenin gücü yetmez. Bu tip boş hayallerden herkes kurtulmalı. Türkiye’nin vazgeçemeyeceği unsur; demokratik, laik, sosyal hukuk devletidir" diyor.

Yani sivil toplum tartışmanın ve yapılacak değişikliklerin kırmızı çizgilerini çizmiş oldu.

ANAYASA HERKESİN İŞİ

Bizce bundan sonraki aşama, AKP Hükümeti’nin yaptığı Anayasa çalışmalarına gerekirse ara verip, TBMM’de yeniden tüm partilerin, hatta tüm sivil toplum örgütlerinin katılacağı bir anayasa değişiklik zemini ve süreci başlatmaktan geçiyor.

Başbakan Tayyip Erdoğan ABD dönüşünde bakalım bu çabaları, sivil toplumun kullandığı bu inisiyatifi nasıl değerlendirecek?

Başbakan herhalde ABD’ye giderken rektörlerin açıklaması karşısında takındığı, "Herkes işine baksın", veya "Herkes haddini bilsin" tavrını artık göstermeyecektir. Anayasa değişikliğinin "Ben yaptım oldu" diye yapılamayacağını umarız artık görmüştür.

Üstüne üstlük sivil toplum böyle bir açılım yaparak, Anayasa değişikliğinin "bizzat kendi işleri" olduğunu göstermiştir. Aynen rektörlerin işi olduğu gibi... Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Anayasa konusunda rektörlerin görüş açıklamasından doğal bir şey olamayacağını söylemesi, ileriye dönük umut veren bir açıklama olmuştur.

Evet, Anayasa değişikliği herkesin işi. Herkes Anayasa değişikliği ile oluşturulacak "yeni ana zemin"in üzerinde yaşayacak. Bu nedenle de Anayasa için kafa yormak herkesin görevi de...

Anayasa değişikliği TOBB ve TİSK gibi, daha önce bu yönteme karşı çıkan TÜSİAD gibi, işaleminin çok yakından ilgilenmek zorunda olduğu bir konu. Anı zamanda memurların da, işçilerin de, çiftçilerin de, esnafların da yakından ilgilenmek zorunda olduğu temel bir konu.

İşte bu nedenle Hisarcıklıoğlu’nun çabasıyla başlayan bu sivil inisiyatifi AKP Hükümeti’nin çok iyi değerlendirmesi gerekiyor. Sadece AKP değil muhalefet partileri de, bu sürecin sağlıklı yürümesi için bu sivil dilekçeyi çok sağlıklı değerlendirmeli.

Ekonomide, seçimin üzerinden 2 ay geçmesine rağmen somut adım atılamıyor, beklenen yeni hedefler, stratejilerin oluşturulmasına bile başlanamadı. Bunun nedeni de Hükümetin Anayasa tartışması ile kamplaşma yaratıp, toplumun bütün enerjisini burada harcaması...
Yazarın Tüm Yazıları