Uzlaşmaya hazırız

’DİKMEN Vadisi Halkı’ adına yapıan açıklamada, "Binerce insanın sokağa atılmasının adaletsizliğine karşı, nihayet sesimizi duyan"oldu denilerek "Yargı’nın, DikmenVadisinde yıkımları durduğu" bildiridi.

Açıklama özetle şöyle:

"Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in, biz yöre sakinlerinin taleplerini ve ekonomik-sosyal gerçekliğini dikkate almayan, ’insan’ ve ’kent’ yararından çok ’rant elde etme’ amacına hizmet eden ’kentsel dönüşüm projesi’ne karşı haklı direnişimiz, neredeyse ikinci yılını doldururken; yargıdan sevindirici bir haber aldık.

Yargımızın, Dikmen Vadisi’nde yaklaşık 2 yıldır yaşanan sorunda, Belediye Başkanı Melih Gökçek’in izlediği şiddet ve yıkım yanlısı tutumu, bu kararlarıyla mahkum ettiği inancındayız.

Bu vesile ile, Dikmen Vadisi halkı olarak her zaman için, başta Melih Gökçek olmak üzere, belediye yetkilileri ile sorunun adalet ve hakkaniyet temelinde çözümü için görüşmeye, gerek biz yöre sakinlerinin gerekse bütün bir kentin yararına olacak bir uzlaşmaya hazır olduğumuzu, bir kez daha yenilemek istiyoruz. Zaten aylardır diyalog kapılarının açılması için çabalıyoruz.

Hep söylediğimiz gibi bizler, ne saray ne de villa; yaşanabilir konut, insanca bir yaşam ve güvenli bir gelecek istiyoruz.

Halkın ’barınma hakkı’ vardır. Bu nedenle, ’rant’ için değil, ’insan’ için kentsel dönüşüm yapılsın diyoruz."

Başkent Üniversitesi ’eleştiriye’ hiç tahammül edemiyor

BAŞKENT Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Korkut Ersoy, "Başkentin akademik personeli üzülüyor" (19.9.2007) başlıklı yazı üzerine köşemize sitem dolu haksız bir açıklama gönderdi.

Çıkan yazıda üniversitenin bir grup öğretim üyesi "Her işyerinde sunulan bir hizmet olan telefon görüşmesi yapma özgürlüğünden mahkum bırakıldıklarını, zira yapılan görüşmelerin ücrete tabi tutuduğunu" belirtirek, üniversite yönetiminin kaşıkla verdiğini kepçe ile geri alma çabasında olduğunu öne sürüyorlardı.

Masum bir eleştiri...

Şu bilinmelidir ki; kimseye önyargılı davranmayız, haksız şekilde kimseyi yargılamayız ve suçlamayız. Okurlarımızın şikayet, dilek ve görüşlerine katkı vermeye çalışırız. Bildiğimiz, doğruluğuna inandığımız bu sorunları köşemize taşırız.

(İlgi duyan ve merak edenler varsa, öğretim üyelerinin gönderdiği ilk yazıyı bizim adımız üzerinden internetten okuyabilirler.)

Cevap hakkına saygı duyduğumuz için Prof. Ersoy’un yazısını aynen yayınlıyoruz.

"19.9.2007 tarihli Hürriyet Gazetesi Ankara Eki’ndeki köşenizde yer alan yazınızı, Başkent Üniversitesi ile ilgili önceki yazılar gibi, üzüntüyle okuduk. Köşenizde yer verdiğiniz mektup içindeki Başkent Üniversitesi’nin şeref ve haysiyetini ihlal edici ve gerçeğe aykırı ifadeler sadece Üniversitemiz için değil, tüm Türk Yüksek Öğretim topluluğu ve kurumsal kimliği olan tüm kuruluşlar için kabul edilemez niteliktedir.

Türkiye Cumhuriyetinin onurlu bir kurumu olarak çağdaş yönetim bilimi anlayışının egemen olduğu Üniversitemizde, çok gerilerde kalması gereken ’devletin malı deniz, yemeyen...’ düşüncesine yer olmayacağı açıktır. Ne yazık ki bu düşünceye sahip olan kimilerinin üniversitelerin aydınlığına kara çalma çabasıyla sizi ve sizin şahsınızda tüm toplumumuzu kandırma girişimleri bizleri sizin adınıza da üzüntüye sevk etmektedir.

"Halkın doğru haber alma ve bilgi edinme hakkının kişisel çıkarlara alet edilemeyeceği" ilkesine bağlılığınızdan kuşku duymayarak, kapılarımızın devlete hizmeti onur sayan herkese ve her zaman açık olduğu bilgisiyle tekzibini rica ederim."

Açıklamada görüldüğü gibi öğretim üyelerinin şikayetlerine dönük bir bilgi yok. Halbuki, öğretim üyelerinden telefon parasının neden alındığı anlatılabilirdi. Bunun ’şeref ve haysiyetle’ ne ilgisi olabilir.

Bu arada hocamıza hatırlatalım; yukarda gönderdiğiniz metin bir cevap hakkının kullanılma talebidir; tekzip değildir. İsteseydik biz bunu yayınlamayabilirdik; siz de o zaman ’tekzip’ talebi ile yargıya gidebilirdiniz. Biz de, elimizdeki belge ve bilgileri mahkemeye sunardık; yargı kararının sonucunu beklerdik.

Sayın Prof. Ersoy şunu bilmelidir; ne üniversitenize ve ne bir başka eğitim kurumuna karşı hiçbir önyargımız yoktur. Ama ne yazık ki, az da olsa en çok şikayet sizin üniversitenizle ilgili olarak gelmektedir.
Yazarın Tüm Yazıları