Yine mi gerilim

Tartışmaların şiddetini düşünebiliyor musunuz?

Halkı zerre kadar ilgilendirmeyen bir kitapçığın etrafında, kıyametler kopacak... İktidar, her taraftan topa tutulacak.

Böyledir.

İş yapmaya kalkarsan, başına dert.

Acaba diyorum, anayasa taslağını -rica edip- muhalefete mi yaptırmalı? O nasıl isterse öyle mi olmalı? Ne farkeder? Anayasa bu... Kötüsü düşünülemez.

*

Şimdiki Anayasa var ya... Yüzde 93 halk oyu’yla kabul edildi

ama Allahın tek kulu okumadı onu.

Yeni Anayasa da böyle olacak... Yâni referanduma sunulması sadece güvenoyu’nu tazelemek içindir... Eh, değer doğrusu.

Çünkü bir dizi kavga döğüşten sonra sandıktan gelecek bir galibiyet daima taze başlangıç morali getirir. Bunları biliyoruz.

Ama aylardır yaşadığımız gerginlikten sonra bir de anayasa gerginliği yaşamaya mecbur muyuz?

Bu bizim kaderimiz mi?

*

Muhalefete taslak hazırlatmak diye bir gelenek yok. Hükümet elbette ki böyle bir jest yapmaz.

Ama muhalefet, kendiliğinden bir alternatif anayasa hazırlayamaz mı?

Böyle bir zahmete lütfen katlanamaz mı? Bir şablon da o getirsin, üstünde tartışalım.

- Hayır, ben kılımı kıpırdatmam. Benim işim, senin yaptığını eleştirmek.

Ne güzel iş bu.

Siyaseti “konforlu bir hayat biçimi” haline getirmişler.

*

Her neyse.

Sivil Anayasa’yı kim hazırlarsa hazırlasın.

Yalnız, çok rica ediyoruz, iyi yazsın. Nereye istersen oraya çekilecek bir dil kullanmasın.

Kanun yapmak başka, kanun yazmak başka... Bu yüzden başımıza ne işler geldi.

Yazamayacaksanız, lütfen Türkçesi düzgün bir heyet bulup o’na yazdırın.