Bu anayasa sivil mi oluyor

BUNDAN bir ay kadar önce Amsterdam’a uçarken Fransız Le Point Dergisi’ni aldım.

Kapağını, Hollandalı filozof Spinoza’ya ayırmışlar.

Bu yıl bütün Avrupa, Spinoza’yı konuşuyor.

Aydınların sorduğu soru da şu:

"Aradan 500 yıldan çok zaman geçtiği halde bu düşünür niye bugün her zamankinden daha önemli, her zamankinden daha etkili?"

Bilmeyen okurlarım için biraz bilgi vereyim.

Benedictus de Spinoza veya İbranice adıyla Baruh Spinoza, 17’nci yüzyılda yaşamış, Yahudi asıllı Hollandalı bir düşünür.

1632’de Amsterdam’da doğmuş ve 45 yaşında ölmüş.

Her tür dini taassuba karşı olduğu için Yahudilikten aforoz edilmiş.

Fanatik Hıristiyanlarla yıldızı hiç barışmamış.

Yani, 45 yaşına kadar, böyle bir yalnızlık içinde yaşayıp ölmüş.

* * *

Başbakan Erdoğan’ın siyasi danışmanı olsaydım, ona bugünlerde, Spinoza’nın Türkçe yayınlanmış, "Siyaset Üzerine Seçmeler" kitabını okumasını tavsiye ederdim.

"Sivil Anayasa" hazırlıyoruz değil mi?

Öyleyse Spinoza’yı mutlaka okumak lazım.

Belki Başbakan’ın zamanı yoktur.

Onun için, kendisine bu kitaptan iki küçük bölümü aktarmak istiyorum.

"Ayakta kalabilen devlet, tüm yönleriyle tamamlandıktan sonra artık yasaları bozulmayan devlettir. Çünkü yasalar, devletin ruhudur. Onlar varlıklarını korudukları ölçüde zorunlu olarak devlet de ayakta kalır. Yasaların akıldan başka dayanağı yoksa geçerlilikleri çok azdır ve kolayca dirençleri kırılır."

Ve ikinci bir bölüm:

"Site (devlet) ne kadar iyi düzenlenmiş olursa olsun, kurumları ne kadar yetkin olursa olsun sıkıntı anlarında herkes, çoğu kez görüldüğü gibi kendini korkulu bir bozguna kaptırınca, insanlar geleceği de yasaları da unutarak korkunun uzlaştığı yana teslim olurlar; bütün bakışlar zaferin ortaya çıkardığı adama çevrilir. O tüm yasaların üstüne konur, iktidarı genişletilir (olabileceklerin en kötüsü) ve tüm kamu işleri ona teslim edilir. Roma Devleti’nin yıkılmasına da bu neden oldu."

* * *

Diyeceksiniz ki, şimdi durup dururken bu alıntıları niye yaptın?

Cevabım şu:

Türkiye’ye yeni bir Anayasa taslağı hazırlanıyor.

Ve bunun "sivil Anayasa" olduğu iddia ediliyor.

Ama ben şu ana kadar kendi kendime soruyorum.

Böyle sivil Anayasa hazırlanır mı?

Ortaya her gün, Anayasa taslağının bir parçası atılıyor ve anında lime lime ediliyor.

Stratejiyi de anlamış değilim.

Acaba bizleri, ölümü gösterip sıtmaya mı razı etmeye uğraşıyorlar?

Yoksa ortada strateji falan yok, bazı kişiler kendi kendine gelin güvey mi oluyor?

Sonra aklıma şu soru da geliyor:

Biz "sivil Anayasa" mı hazırlıyoruz, yoksa AKP Anayasası mı?

* * *

İşte o nedenle Başbakan’a Spinoza okumasını tavsiye ediyorum.

Eğer gerçekten herkesi tatmin edecek bir sivil Anayasa hazırlamak istiyorsak, bunun önce yöntemini belirlemeliyiz.

"Atatürk’ün adını çıkaralım, türbanı üniversiteye sokalım, YÖK’ü etkisiz hale getirelim" gibi buram buram AKP kokan maddelerden tartışmaya başlarsak, korkarım ki, hazırlayacağımız taslağın 12 Eylül Anayasası’ndan hiç farkı olmaz.

Neticede onu askerler, bunu da AKP’liler hazırlamış olur.

Üstelik unutmamamız gereken çok ciddi bir şey daha var.

12 Eylül Anayasası referanduma sunulmuş ve yüzde 92 oy almıştı.

Bu Anayasa’nın o oyu alamaması ihtimali de var.

Bir başka nokta daha.

12 Eylül Anayasası’nı askerler yaptı ama Özal o Anayasa ile iktidar oldu.

Erdoğan da...

Bunu da unutmayalım.
Yazarın Tüm Yazıları