Merkez Bankası iki çapayı geri istiyor

ULUSLARARASI ekonomideki beliren tehlike karşısında henüz somut bir adım gözükmüyor ama ekonomik kurumların yavaş yavaş yeni duruma hazırlık yaptıkları da gözleniyor.

Ama bizce bu hazırlıklar hala yetersiz düzeyde ve daha ciddi çabaya ihtiyaç olduğu kesin.

Merkez Bankası da doğal olarak uluslar arası finans piyasalarındaki gelişmeleri yakın takibe almış durumda. Bu takip ve tedirginliği artık yayımladığı raporlara da yansımaya başladı.

Merkez Bankası’nın dün yayımladığı "Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti" bu tedirginliği yansıtıyor. 14 Ağustos tarihli toplantıya ilişkin notta, toplantının yapıldığı tarihte enflasyonla mücadele açısından olumlu gelişmeler kaydedildiği belirtilirken, bu tarihten sonra meydana gelen uluslar arası piyasalardaki gelişmelere değinilmeden geçilmediğini görüyoruz.

Merkez Bankası yönetimi, açıkca söylemiyor ama bizim gördüğümüz kadarıyla, ekonomik istikrarın kazanılmasında çok önemli paya sahip olan, eski iki çapayı geri istiyor...

Açıklamada "İçinde bulunduğumuz konjonktürde ekonomimizin şoklara karşı dayanıklılığını artırmak için, para politikasının yanında maliye politikaları ve yapısal reformların desteği de kuşkusuz büyük önem taşımaktadır" denilerek, bu çerçevede Avrupa Birliği’ne uyum ve yakınsama sürecinin devam etmesi ile ekonomik programa ilişkin yapısal reformların hayata geçirilmesi konusundaki çabaların devamının önemini koruduğuna işaret ediliyor.

Toplantı özetinde konuyla ilgili olarak, "Özellikle mali disiplinin kalitesini artıracak olan yapısal reformlar konusundaki gelişmeler, gerek makroekonomik istikrar gerekse fiyat istikrarı açısından yakından izlenmektedir" deniyor.

"Avrupa Birliği’ne uyum ve yakınsama sürecinin devam etmesi" sözü açık; Merkez Bankası AB ile ilişkilerin yeniden canlandırılması gerektiğini, bu çapa gevşediği takdirde önemli bir istikrar motivasyonunun ortadan kalkmış olacağını ifade etmeye çalışıyor.

IMF konusunda ise, belli ki bu konu siyasi otoriteye ilişkin bir karar olduğu için, açıkca "IMF’le ilişkiler bir biçimde devam etsin" denilemiyor ama IMF’le programın eksik kalan önemli unsuru olan yapısal tedbirlerin yerine getirilmesinin önemine değiniliyor. Yine mali disiplinin konusu IMF’le hala devam eden anlaşmanın ana unsuru olduğu da unutulmamalı.

10 GÜN ÖNCESİNE GÖRE ORTAM FARKLI

Merkez Bankası toplantı özetinde "Toplantının yapıldığı tarih itibarıyla piyasalardaki dalgalanmaların Türkiye’nin orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkileyecek nitelikte olmadığı" değerlendirmesinin yapıldığı söyleniyor ve "Bu doğrultuda Kurul, Enflasyon Raporu’ndaki politika duruşunu korumuş ve kısa vadeli faiz oranlarında öngörülen ölçülü indirim sürecinin yılın son çeyreğinde başlayabileceği öngörüsünü teyid etmiştir" deniyor.

Bu ibarelerin hemen ardından ise "Ancak önümüzdeki dönemde uluslararası likidite koşullarındaki gelişmelere, dış talebe, kamu harcamalarına ve orta vadeli enflasyon görünümünü etkileyen diğer değişkenlere dair veri ve bilgi akışına bağlı olarak olası faiz indirimlerinin zamanlaması ve miktarı farklılaşabilecektir" değerlendirmesi yapılıyor.

Uluslararası piyasalardaki gelişmeler ve bunun yurt içi piyasalara etkisinin dikkatle izlenmeye devam edileceği belirtilen açıklamada, Merkez Bankası’nın dünya piyasalarındaki olumsuz gelişmelerin enflasyon görünümüne etkisini sınırlamak için elindeki araçları etkin olarak kullanmaktan kaçınmayacağı kaydediliyor. Bu çerçevede Kurulun, toplantıda aynı zamanda likidite gelişmelerini ve likidite yönetim stratejisini de değerlendirdiğine dikkat çekiliyor. Önümüzdeki dönemde Yeni Türk Lirası likiditesinin yeterli düzeylerde seyredeceğinin öngörüldüğü hatırlatılarak, "Ancak Merkez Bankası, gerektiği taktirde mevcut açık piyasa araçlarını kullanarak likidite düzeyini her iki yönde ayarlayabilecektir. Bu yolla olağanüstü boyuttaki dalgalanmalar dışında, gecelik vadeli faizlerin Merkez Bankası borçlanma faizlerine yakın bir seviyede oluşması yönündeki temel politika sürdürülecektir" deniliyor.

Özetle; yaklaşık 10 gün önceki görünümle bugünkü görünüm çok farklı ve Merkez Bankası bu farkı açıkca ortaya koyup, "temkini elden bırakmayacağını" söylemeye çalışıyor.
Yazarın Tüm Yazıları