İntikamcı ev ödevleri

PAZAR yazılarına bir hafta ara veriyorum.Çünkü halletmemiz gereken çok ciddi bir mesele var.

Cumhurbaşkanlığı seçimini bile, askerle bilek güreşine çevirmeye, böyle herkesin kararı olması gereken bir karardan bile askerin sırtını yere getirme bahanesi yaratmaya çalışan kişilerle bir hesabımız var.

Bugün onlara seslenmek istiyorum.

* * *

Beyler, vazgeçin bu asker husumetinden.

Ülkenizin adı Portekiz değil.

Bir tarafınız İspanya, öteki tarafınız Okyanus değil.

Komşularınız, Cervantes’in torunları değil.

Bir tarafınızda sessiz balıkların ülkesi uzanmıyor.

Siz, biz, bir melanet coğrafyasında yaşıyoruz.

Dünyanın başına ne felaket gelmişse, hepsinin altında bölgenizin imzası var.

Her tarafınız eli silahlı, beli bombalı insanlarla dolu.

Biri bile, koskoca bir ülkenin huzurunu, uykusunu kaçıracak en az üç beş komşunuz var.

Böyle bir coğrafyada, böyle bir mahallede nedir bu husumetiniz askere?

Neden böyle öfkeli, intikamcı, rövanşist bir haletiruhiyedesiniz?

Neden?

* * *

Ülkeye cumhurbaşkanı seçiyoruz.

O cumhurbaşkanı, askerinizin başkomutanı olacak.

Onu böyle kavga küfür oraya göndermeye çalışmanın kime ne yararı var?

Cumhurbaşkanı adayı bugün yarın belli olacak.

O Meclis’ten kim çıkarsa çıksın meşrudur.

Kimsenin itiraz etmeye hakkı olamaz.

Herkes fikrini söyler, herkes içindekini döker, itirazını, onayını dile getirir.

Sonrası, artık sükûnettir.

Bu tavrınızla, Abdullah Gül’e en büyük kötülüğü yapıyorsunuz.

Aklı başında kimse, "Gül’ü seçerseniz asker gelir" gibi bir laf etmedi.

Dolayısıyla aklı başında kimsenin de Gül’e Çankaya yolunda rövanşist misyonlar, intikamcı ev ödevleri verme hakkı olmamalıdır.

* * *

Öfkeli, hakaretamiz destekçilere bakıyorum.

Sanki Gül oraya, sırf "askerin haddini bildirmek için çıkmalı" havasındalar.

Hayır, Gül oraya çıkmakta bu kadar ısrarcı ise bütün Türkiye’nin Cumhurbaşkanı olarak çıkmalı.

Askerine rövanşist duygularla değil, sevgi bağlarıyla bağlı bir başkomutan olarak çıkmalı.

Onu Çankaya’da görmek isteyenler gerçekten iyi niyetli ise kendisini işte bu duygularla uğurlamalıdırlar.

İnsan ruhunun kaidesidir.

Öfke başka öfkeleri, intikam başka intikamları getirir.

Rövanş, rövanşı mutlaka alınan bir duygudur.

* * *

İşte o nedenle bir defa daha yazıyorum.

Abdullah Gül, bu rövanşist zevatı Çankaya’nın kapısından içeri sokmamalıdır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı, askeriyle kavga etmez.

Onun sırtını yere getireceğim duygusu taşımaz.

Çankaya duvarlarında işte bu görünmez kaide yazılıdır.

Makul çoğunluğun anayasasını yazmaya bu duygularla başlamak gerekir.
Yazarın Tüm Yazıları