Erdoğan’ın başı belada

Hayır! Hayır!

Tayyip Erdoğan açısından...

Bir Ahmet Kaya şarkısında işaret edildiği gibi "Adamın biri vurulmuş sokakta / Cebinde adresim bulunmuş / Başım belada / Tabancamı unuttum helada" durumu söz konusu değil...

Tayyip Erdoğan’ın başı, "parti içindeki bazı şişkin egolar" yüzünden belada olacaktır.

Bu "bela" türü ise...

En az şarkıda geçen bela kadar korkunçtur...

Ve yabana atılamaz.

* * *

Mesela alalım Bülent Arınç’ı...

Öyle anlaşılıyor ki...

Bülent Arınç yeni dönemde...

Meclis Başkanı olamayacak.

Hükümetin iki numaralı koltuğuna oturtulmayacak.

Parti içinde üst düzey bir görev alamayacak...

Bu durumda Bülent Arınç’ın ruh hali nice olur dersiniz?

Düşünün:

Makamı ve mevkisi yerinde bir Bülent Arınç onca arızaya yol açtı...

İşlevsiz kalmış bir Bülent Arınç neler yapmaz?

Yani demem o ki, Tayyip Erdoğan’ın bir "Bülent Arınç muhalefeti"ne şimdiden hazırlıklı olması gerekir.

Olay Bülent Arınç ile sınırlı kalsa iyi...

Cumhurbaşkanı olamamış bir Abdullah Gül de arıza çıkarır, hükümetin iki numaralı koltuğuna oturmamış bir Ertuğrul Günay da...

Çankaya’ya çıkamamış bir Abdullah Gül’ü yeniden Dışişleri Bakanlığı koltuğu keser mi?

Hükümetin iki numarasına gelememiş bir Ertuğrul Günay, sosyal demokrat geçmişini gerekçe göstererek ayrı baş çekmez mi?

Zafer Üskül Hoca, daha şimdiden bir Ertuğrul Yalçınbayır edası göstermeye başlamadı mı?

* * *

Bence Tayyip Erdoğan...

Ya Ahmet Kaya’nın "Başım Belada" şarkısını dinleyerek hislenmeli...

Ya da ego yönetimi işine ağırlık vermeli...

Kampanya temaları

BİR: "Madem Armağan’ın tapusu Bülent’tedir / O halde Bülent Ersoy Armağan’ı affetmelidir" kampanyası...

İKİ: "Sabih Bey! Sabih Bey! Lütfen şapkanızdaki tavşanların tümünü birden ortaya çıkarır mısınız?" kampanyası...

ÜÇ: "Baskın Oran parti kursun / İlk çıkışı Cihangir’deki Firuzağa kahvesinden yapsın" kampanyası...

DÖRT: Tuncay Özkan, Grup Yorum’un "Marşlarımız" adlı albümünde yer alan "Halkın adaleti güç veriyor bizlere / Titriyor titriyor halk düşmanları" marşını yüz kez dinleyerek cezalandırılsın kampanyası.

BEŞ: Deniz Baykal, ünlü şair Sezai Karakoç’un "Biz yarış bittikten sonra da koşan atlarız" dizesi ile "Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır" dizesini okusun kampanyası.

ALTI: Deniz Baykal, "CHP’nin aldığı oyların yarısı DSP’nindir" diyen DSP Genel Başkanı Zeki Sezer’e, "Kedi buysa / Ciğer nerede" diye sorsun kampanyası.

YEDİ: Edip Akbayram motorları maviliklere sürsün kampanyası...

SEKİZ: Erkan Mumcu eşiyle yeni bir Prag tatiline çıksın kampanyası...

DOKUZ: Murat Belge ve İsmet Özel, "Halkın Dostları" adlı o efsane dergiyi yeniden çıkarsın kampanyası...

ON: Cüneyd Zapsu fındıktan sorumlu devlet bakanı yapılsın kampanyası.

ON BİR: Sezen Aksu "Yüzde 46.6" adlı bir şarkı yapsın kampanyası.

Sakın yapma

Tatilin tam ortasındayız diye sakın "Şöyle bir Alaçatı’ya doğru açılayım" falan demeyin... Çünkü maalesef zavallı Alaçatı’mız, bir tür "Vatan gazetesi dinlenme tesisi"ne dönüşmüştür.

Şu sıcak yaz günü klimatize bir ortamda Tarantino Baba’nın el verdiği, Rodriguez Abi’nin çektiği "Dehşet Gezegeni" adlı filme gitmeyin... Çünkü "Tarantino / Rodriguez" adlı iki kafadarın ne yapmaya çalıştığıyla ilgili bir fikri olmayanların bu filme "Ay çok iğrenç" dışında bir tepki vermek dışında bir seçeneği yoktur.

Dikkat! Hıncal Uluç’un kankası Ertekin, ünlüler için stil danışmanlığına başlıyormuş... Eğer kendinizi kırmızı dar pantolon, düğmeleri açık civciv sarısı gömlek ve Meksika şapkası içinde görmek istemiyorsanız "uzak durun" derim.
Yazarın Tüm Yazıları