Irak seçimleri bekledi mi?

OYLARIMIZI kullandık dün. Çok canlı ve rekabetçi bir seçim ortamı yüzünden dış politika gündeminden tamamen kopmuştuk.

Oysa dışarıda çok önemli gelişmeler var. Hepsi de bizi yakından ilgilendiriyor.

Rusya’nın, Kosova’nın bağımsızlığını engellemesinden; Putin’in silahsızlanma anlaşmasından çekilmesinden söz etmeyeceğim. Bu gelişme de çok önemli ama benim dikkat çekmek istediğim mesele kadar öncelikli değil.

Avrupa Birliği de unutulmamalı. Kendi kurumsal sorunları ile boğuşurken Türkiye’yi kenarda tutuyor olması, bu belirsizlik durumunun nasıl yönlendirileceği de yeni hükümeti bekleyen sorunlardan.

Ama ben bizi daha da yakından ilgilendiren bir gelişmeye dikkat çekmek istiyorum.

Bir sabah kapıyı açtığımızda kollarımızda bulabileceğimiz ateşten topun yakıcı kaderinin ortağı olabiliriz.

Irak’tan söz ediyorum.

* * *

AMERİKAN
üst yönetimi, Irak’a odaklanmak için bütün dış ziyaretlerini peş peşe iptal etmeye başladı. Bir süre önce Bush, Singapur’daki Güneydoğu Asya liderler zirvesine katılmadı. Rice, Afrika ve Filipinlere yapacağı gezileri iptal etti. Savunma Bakanı Gates de Latin Amerika ülkelerine, önceden kararlaştırılmış olan ziyaretlere gitmiyor.

Bu iptaller olumsuz duygulara yol açıyor. Hatta, ABD’nin prestijini sarsacağı yorumları yapılsa da Bush Yönetimi’nin gözü şu sıralarda Irak’tan başka hiçbir şeyi görmüyor.

Demokratların, ordunun Irak’tan çekilmesi için baskıyı artırması yönetimi sıkıştırıyor.

Önümüzdeki yıl yapılacak başkanlık seçimlerini de hesaba katarsanız, durumun bu yönetim için ne kadar kritik hale geldiğini daha iyi tahmin edersiniz.

Yönetimin, Irak konusunda kamuoyuna ikna edici bir tablo sunması gerekiyor.

Demokratlar, kendilerine verilen 15 Eylül tarihine kadar beklemeyi kabul ettiler. O gün, Irak’taki general Petraeus, Irak’taki gelişmeleri ispatlaması beklenen bir rapor sunacak Kongre’ye.

Irak’ta gelişme olduğunu kanıtlamak için, Maliki Hükümeti’nin petrol yasasını çıkartması, Baasçıların sisteme entegre edilmesi ve yerel seçimleri yapması gerekiyor.

Ama iki ay içinde bunların gerçekleşmesi imkansız. Petrol yasasıyla ilgili çok temel çıkar çatışmaları var. Kürtler, petrol kartını terk etmeye niyetli değiller. Yerel seçimlerin yapılması da bu kaos ortamında mümkün görünmüyor.

Eğer, 15 Eylül’de Kongre’yi ikna edici bir rapor ortaya konamazsa Bush Yönetimi üzerinde askerlerin geri çekilmesi baskıları artacak.

Amerikan Yönetimi’nin bu baskılara karşı durması kolay değil. Irak’ı terk etmek de (Irak’ta belli miktar güç bıraksalar bile) Bush için yenilgiyi kabul etmek anlamına gelecek.

* * *

BU
kritik dönemin sonuçları Türkiye’yi yakından etkileyecek. PKK ve Kuzey Irak konusu zaten yeni hükümeti bekleyen en önemli gündem maddelerinden.

Washington eğer Türkiye’nin bölgeye müdahalesini gerçekten istemiyor ise mutlaka yeni hükümete bu konuda bir jest yapacaktır.

Ya hiçbir adım atılmazsa? O zaman bunun, Bush Yönetimi’nin Kongre baskılarına karşı zaman kazanmasını sağlamak için Türkiye’nin bölgeye çekilmesi planı olarak yorumlanması mümkün.

Irak’taki belirsizlik, bölge dengelerini altüst ederken Türkiye’yi de sarsacak.

Yeni hükümeti bekleyen birincil konu, bu sarsıntının Türkiye’ye ulaşmasını engellemenin çarelerini aramak olmalı.
Yazarın Tüm Yazıları