Belirsizlik seçim sonrasına da uzadı

ANAYASA Mahkemesi’nin kararı herkes için sürpriz oldu. Bizce AKP yönetimi de Anayasa Mahkemesi’nin böyle bir karar vermesini beklemiyordu.

Hatta, Anayasa Mahkemesi’nden çıkacak karardan o kadar eminlerdi ki; seçim meydanlarında Anayasa Mahkemesi’ne çatmaya devam ediyor, bu karardan sonra "Bakın işte size Cumhurbaşkanı seçtirmemek için bu kararı da aldılar" demeye hazırlanıyorlardı.

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, dün NTV’de Murat Akgün’le yaptığı söyleşide bu beklentilerini itiraf etti. Şahsen böyle bir karar beklemediğini, Anayasa Mahkemesi’nden çıkan kararın kendisi için sürpriz olduğunu söyledi.

Gül, meydanlarda çattığı Anayasa Mahkemesi’nin aldığı bu kararı, bu kez de, "Türkiye siyasi tarihi, demokrasisi açısından dönüm noktası olacak bir karar" diyerek olumladı. Yani aynı Mahkemenin aldığı bir kararı yerin dibine batırıp, bir politikacının hiç söylememesi gereken sözler edeceksiniz, aynı Mahkemenin aldığı başka bir kararı ise göklere çıkaracaksınız... Bu olsa olsa, herhalde ancak Türkiye gibi çifte standartın bu kadar bol olduğu bir ülkede olabilir.

Şimdi çıkıp meydanlarda Başbakan Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ne diyecekler acaba? Ama bir yolunu bulurlar değil mi? Örneğin "bu kadarı da artık içlerine sinmedi herhalde" veya, "bakın biz zorladık artık öyle bir karar alamadılar" bile diyebilirler.

Her seferinde bir çifte standart söz konusu olmayacak mı, bu tür çelişkili demeçler sizce gerçekten demokrasi kaygısı nedeniyle edilen sözler mi?..

Bu aşamada asıl sorulması gereken sorular ise bundan sonra ne olacağı, bu kararla oluşan yeni kaosun nasıl çözüleceği, yeni çatışmaları beraberinde getirip getirmeyeceğidir...

Şurası bir gerçek ki; seçimle birlikte dinmesini beklediğimiz, daha doğrusu özlediğimiz, siyasi çatışma, gerginlik ve bunun yarattığı belirsizlik, seçim sonrasına da, kesinlikle uzamış oldu.

Bırakın ne olacağını düşünmeyi, bu belirsizliğin uzaması, hani Başbakan’ın hep sözünü ettiği ekonomiye zarar vermeyecek mi, o meşhur "Borsa endeksi"ne zarar vermeyecek mi?

Madem Genelkurmay Başkanı’na sitem edecek kadar ekonomiyi, piyasayı düşünüyorlardı, o zaman AKP yönetimi yeni bir kaos yaratacak bu Anayasa değişikliğinden neden vazgeçmedi?

YENİ MİLLETVEKİLLERİ ÇÖZECEK

Murat Akgün, "bundan sonra ne olacağını"
da Abdullah Gül’e sordu ama aldığı yanıt kimseyi tatmin etmedi. Gül, parti hukukçuları ve başka anayasa hukukçularından konuyu araştırmalarını istediklerini, birkaç güne kadar tavır belirleyeceklerini söyledi.

Yani AKP yönetimi de, büyük katkı yaptıkları, gelinen siyasi tabloda, neler yapılabileceğini şimdilik bilmiyor. Daha sonra ne karar alacaklar, ne diyecekler, göreceğiz.

Şu anda Türkiye ekonomisinde içtalep kaynaklı, kademeli de olsa, bir yavaşlama eğilimi seziliyor. Bu yavaşlamanın daha da belirgin hale gelip gelmeyeceği, enflasyonla yapılan mücadeleye ve oluşan belirsizlik havasının giderilmesine bağlı. Yani yaratılan belirsizliğin uzun süre, seçim sonrasında da devamı halinde ekonomi bundan büyük zarar görecek.

Asıl belirleyici olan, herkesin de mutabık kaldığı gibi, 22 Temmuz seçimlerinde çıkacak siyasi tablodur. Bu tablo, 2 ay içinde yeni Cumhurbaşkanı’nın TBMM’de seçilip seçilmeyeceğini, halkın seçmesi halinde bu Cumhurbaşkanlığının ne zaman geçerli olacağını, hatta referandumun yapılıp yapılmayacağını bile belirleyecek güce sahip olacaktır.

AKP Hükümeti’nin referandumu öne çekmek için TBMM’yi böyle bir dönemde toplama yoluna gidebileceğini sanmıyoruz. Yani kaosu çözmek büyük ihtimalle yeni Meclis’e kaldı.

Bizce yeni TBMM’ye düşen görev, oluşan bu kaosu biran önce gidermek olmalıdır. Şimdiye kadar yapılanları bir kenara bırakıp, bu siyasi çatışmanın ve belirsizliğin biran önce giderilmesi için, yeni milletvekilleri, gerekirse partilerinin aleyhine de görünse, ülkeyi düşünerek hareket etmeliler.

Yaşadığımız, tüm kurumların yıprandığı, politikacıların çıkar ve hırsları için tüm değerleri ayak altına aldıkları, kamplaşmanın keskinleştiği süreç yaşadık. Bu süreçten ders alsak, bari...
Yazarın Tüm Yazıları