AKP, boşta TV bırakmıyor

TELEVİZYONLARDA AKP’lilerin her biri bir kanalı ’parselliyorlar’; hiçbir kanalı boş bırakmıyorlar.

Karşılarına da rakip istemiyorlar; tek kaleye durmadan gol atıyorlar. TV kanalları çok sayıda ama çoğundan aynı ses çıkıyor; sanki tek sesli koro...

Fox TV’deki ’Çapraz Ateş’te önceki akşam gazeteci kökenli MHP İstanbul milletvekili adayı Nazif Okumuş; Nazlı Ilıcak, oğlu M.Ali Ilıcak ve ’Akit’ Gazetesi Ankara Temsilcisi Serdar Arseven ile kapıştı.

Tek başına da olsa televizyonlardaki ’tek kale’ maçlara son verdi sayılabilir Okumuş...

Nazlı Ilıcak’ın, 1989’da bugünkülerin tam tersi görüşleri savunduğunu ortaya koydu Okumuş:

"Nazlı Hanım, Özal’ın savunduğunun aksine ’Cumhurbaşkanlığını halk seçsin demek son derece yersizdir’; ’(Özal’ın) Doğu ve Güneydoğu’yu vuran eşkıya hakkında ağzından tek laf çıkmıyor’, ’Kalbinde hep aynı hülya Çankaya, Çankaya, Çankaya’ diye yazmadınız mı? Özelleştirmeler için ’Atatürk bugünleri görseydi, özel sektör ve devlete ait müesseseleri yabancılaştıranlara ve çökertenlere tahmin ediyorum, sadece lanet ederdi’ demediniz mi?"

Nazlı Hanım, sanki Özal’ı değil de Abdullah Gül’ün durumunu ve Başbakan’ın duruşunu anlatıyor.

TÜRBAN KONUSUNDA MEĞER NE DİYORMUŞ

Okumuş, Nazlı Ilıcak’
ın 24.10.1998 tarihli yazısında türban konusundaki görüşlerine de dikkat çekti. İlginç biçimde Ilıcak, bugün söylediklerinin tam tersi görüşler savunuyor, sanki türbanlı Merve Kavakçı’yı Meclis’e getirecek kişi o değilmiş gibi türban konusunda Türkiye’yi bakın nasıl uyarmış: "Türkiye çok daha hassas bir noktadadır. Türban olayı karşı grupları örtünmeye zorlayacak bir çizgiye yönelmedikçe, müsamaha ile karşılanabilir. Ama nihai amacı Türkiye’yi laiklikten koparmak olan bir siyasi hareketin altyapısını hazırlamaksa elbette hepimiz bu konuda çok dikkatli davranmalıyız."

Ilıcak yazısında ayrıca Fransa ve Belçika’nın ’laiklik elden gidiyor’ telaşına kapıldıklarını da anlatıyor. Ne yazık ki Ilıcak bugün en çok ’laiklik elden gidiyor’ cümlesini kuranlara kızıyor.

Nazif Okumuş, bütün bunlardan sonra son noktayı koydu:

"Dün bunları söyleyen sen, bugün küresel çetenin yerli işbirlikçilerin avukatlığına soyundun. Yazıklar olsun sana!"

Ilıcaklar ile Serdar Arseven’in AKP yandaşlığına da değinen Okumuş şöyle devam etti:

"Onlar cesaret edip hiçbir televizyonda muhalefetle tartışamıyor. Köşe bucak kaçıyorlar. Sizin gibi taşeronlarla işi idare ediyorlar. Yaptığınız basın ahlakına da uymuyor. 4.5 yıllık iktidarı eleştirip sorgulayacağınıza, MHP’yi ve CHP’yi sorgulamak peşindesiniz. Başörtüsünü, Apo’nun idamını, Kuran kurslarını, kiliseleri AKP’ye sorma cesaretiniz yok. Demek ki siz de siyasi şirket içindesiniz."

Reha Muhtar’ın bu belgeler karşısında ekranlardan "Siz de amma döneksiniz" dediği duyuluyor.

Biliyor musunuz

DİSK’in seçimle ilgili açıklamasında, IMF ve Dünya Bankası’nın, ulusal ve uluslararası sermayenin istemleri doğrultusunda ekonomi politikaları uygulayan sermaye partilerine oy verilmemesini, Türkiye’nin içinde bulunduğu koşullar dikkate alınarak her şeye rağmen CHP-DSP’nin desteklenmesini, bu arada ’seçim barajlarına hayır’ kampanyasının bir parçası olarak ’bağımsız sol adayların’ TBMM’de temsilinin uygun olacağı görüşüne yer verildiğini...

Türk parası ile ABD bağımsızlık kutlaması

KIDEMLİ gazeteci ve yazar ağabeyimiz Orhan Karaveli ilginç bir konuya dokunmuş:

"İstanbul Başkonsolosu Bayan Daborah K. Jones ile değişik soyisimli ’eşi’ Bay Richard G. Olson’un ’Amerikan Bağımsızlık Yıldönümü’ nedeniyle geçtiğimiz 3 Temmuz günü AB Başkonsolosluğu’nda verdikleri kabul davetiyeleri beni çok üzdü ve düşündürdü. Davetiye ekinden anlaşıldığına göre, çoğu Türk yasalarına tabi tam 65 sponsor şirketin ’cömertçe katkıları’ sayesinde düzenlenebilmiş ’stratejik ortağımız’ın (!) ’Bağımsızlık Günü’ törenleri.

Bazıları Türk sermayeli olan şirketlerden seçebildiğim isimler şöyle: Burger King, Cargill, Citibank, Coca Cola, Doğa Enerji, Dole, Efes Pilsen, FNS Savunma, Hyatt Regency, Kentucky Fried Chicken, Mey, Olmuksa, Procter Gamble, Pepsi Cola, Philip Morris, Pionner Tohumculuk AŞ, Pizza Hut, Starbucks, ESBAŞ, Fedex, FNSS, Ford Motor, Güney Bağımsız Denetim, Honeywell, John Deere, Levis, Little C. Pizza, Lockheed, McCormick, Marck, Merrill Lynch, Microsoft, Olmuksa, Schering, Singer ve UPS.

İstinye’de ’kale’ gibi korunan başkonsolosluk binasına gelen Türk konukların araçları özel bir otoparka bıraktırıldıktan sonra kendileri özel araçlarla içeri alınıyor. Bu kadar destekli başka bir kokteyl ne gördüm, ne duydum."

Anlaşılan Amerikalılar, ’kendin pişir kendin ye’ usulünü bizden daha iyi uyguluyorlar.

AKP ’seçim’e tam bindirme yaptı

AKP şimdiye kadar hiçbir partinin yapmadığı bir seçim kampanyası yürütüyor. Türkiye, AKP flamaları ve Erdoğan’ın posterleriyle donatıldı; otoyollar, resmi hastane kapıları bile.

Zonguldak’taki fabrika, bayrak ve flama baskısı için tam kapasite çalışıyor. Bütün belediye kaynakları seferber edilmiş durumda; çünkü para bol, yevmiyeli ekip çok.

Afişlerdeki ’çarpıcı’ afiş ve sloganlarla ’heyecan’ yaratmak isteniyor.

Bazı TV kanalları, ’AKP’nin tek başına seçimi kazanacağını’ bildirdiğinden borsa fırlıyor. CHP tabana inemediğinden etkin muhalefet yapamıyor; ancak gazete reklamlarıyla kampanyasını yürütmeye çalışıyor. MHP’nin, sokakta AKP’lilerle bire bir ve dişe diş mücadele etmesi dikkat çekiyor. GP sokaklardaki araçlarıyla sesini duyurmaya çalışıyor. DP ’hüzünlü’ bir fotoroman gibi nostaljik kalıyor. Erbakan ise kanal kanal dolaşarak eski öğrencileri karşısında adeta yeniden bir ’milli mücadele’ başlatıyor.

22 Temmuz, sonucu hiç kestirilemeyecek bir seçim olacak.

GÜNÜN SÖZÜ

"(AKP) Yeniden iktidar olmamamız siyaset mantığına aykırı."

(Egemen Bağış)
Yazarın Tüm Yazıları