İşgücü talebi artıyor ama istihdam artmıyor

Son beş yılda Türkiye ekonomisi tarihinin en uzun ve en yüksek ekonomik büyümesini gerçekleştirdi.

Ama, işgücü istihdamı aynı paralelde artmadı. Bunun nedeni ekonomik büyümenin kalitesinden değil, Türkiye ekonomisinde aynı dönemde yaşanan göreli istikrardan kaynaklanıyordu.

Türkiye ekonomisinde yaşanan göreli istikrar iki önemli dinamik yoluyla üretimde verimlilik artışlarını kaçınılmaz kıldı. Birincisi, ekonomik dengelerin en önemli belirleyicilerinden göreli fiyatların düşük enflasyon ortamında yeni dengelere göre değişmesinin zorluğu idi.

İkincisi ise, göreli istikrarın unsurlarından döviz kurları ile enflasyon arasındaki ilişkinin kopmasıydı. İki etken de üretimde verimlilik artışlarını zorunlu kıldı.

BASKILAR

Ekonomik dengelerin en önemli belirleyicilerinden biri göreli fiyatlardır
. Yani, bir ekmeğin mutlak fiyatı değil, bir ekmeğin diğer mal ve hizmetlere göre fiyatı önemlidir. Ortalama fiyatların yılda yüzde 60 arttığı bir ekonomide farklı oranlarda da artsalar, her şeyin mutlak fiyatı artmaktadır. Dolayısıyla, üretilen bir malın mutlak fiyatını artıramamak gibi bir sorun böyle ortamlarda yoktur.

Yıllık ortalama enflasyonun yüzde 10 olduğu bir ortamda, bazı malların fiyatları yüzde 25 artabilecektir, ama belli bir göreli fiyat düzeyi için bazı malların fiyatları düşecektir de. Dolayısıyla, düşük enflasyon ortamında fiyat ayarlamaları yüksek enflasyon ortamına göre hem daha zordur hem de çok daha maliyetlidir. Enflasyonun düşüyor olması fiyatlarını kolayca artıramayan mal ve hizmet üreticilerini daha fazla verimli olmalarını mecbur kılmıştır.

Eskiden iki kişinin yapabileceği bir üretimi beş kişiyle yapmaya alışmış bir işletme bugün aynı işi bir kişi ile yapabilmenin yolunu aramaktadır.

Benzer bir baskı döviz kurlarındaki istikrardan da gelmektedir. Yurt içi üretimde maliyetleri artan üreticiler ihracat pazarında döviz cinsinden fiyatlarını artırmakta zorlandıklarından, maliyetlerini düşürmekten başka bir yol bulamamaktadır. Onlar da iki işçinin yapabileceğini üç kişi ile yapmak yerine bir kişi ile yapmanın yollarını bulmaya zorlanmaktadır.

GİZLİ İŞSİZLİK

Üretim arttıkça, aslında gerçek istihdam artmaktadır
. Giderek iki kişinin yapabileceği iş iki ya da daha az kişiyle yapılmaya çalışılmaktadır. İki kişilik işi beş kişi ile yaparken, üç kişi aslında ücret alan gizli işsiz konumundaydı. Şimdi, gizli işsizler ya açık işsiz konumuna düşmektedirler ya da gerçekten üretken olabilecekleri yerlerde çalışmaktadırlar. Üretim arttıkça işgücü talebi artmaktadır. Ama, gizli işsizler çığa çıkmaktadır.

Yüksek enflasyon ortamın yarattığı iktisadi ataletten kurtulma yolunda işgücü istihdamının üretkenliği artmaktadır. Bundan kaçış yoktur. Aksine, gözlenen eğilimler ekonominin uzun dönemli sağlığı açısından olumludur.

Bugünkü üretim yapısında, "istihdam odaklı" politikalar ya da "istihdam dostu" üretim artışı gibi kavramlar üretimde verimsizliğin teşviki anlamına gelir. Bu çeşit kavramlar siyasi açıdan kulağa hoş gelse de, iktisadi açıdan içi boş kavramlardır.

Üretim yapısı değişip de, hizmetler sektörü gibi, göreli olarak emek yoğun sektörlerin üretiminde çok daha büyük artışlar sağlanabildiğinde, toplam istihdama olumlu katkılar söz konusu olabilecektir. Ama, yine iki kişilik işin iki kişi tarafından yapılması esas olacaktır.

İstihdama kısa dönemde gerçekten katkı yapılmak isteniyorsa, hedef, emek piyasasının esnekliğinin artırılması olmalıdır. İki kişilik üretimin bir kişi tarafından yapılmaya çalışılması yerine iki kişi tarafından yapılmasının iktisadi olabilmesi için emek piyasasının esnek olması gerekmektedir. Siyasi platformlarda ise bu konu hiç gündeme getirilmemektedir.
Yazarın Tüm Yazıları