Demek ki, 7 yılı boşa harcamışız

1999 yılında Öcalan, yakalandıktan sonra, PKK’ya ateşkes emri vermişti. Türkiye 7 yıl rahat etti. Güneydoğu nefes aldı. 2006’da terör geri döndü. Bir de baktık ki, arpa boyu yol almışız. Aynı dehşet, aynı korku...

Haberin Devamı

1987-1999 arasını düşünün. Güneydoğu’da, düşük bir yoğunlukta bir savaş yaşamıştık. PKK saha kontrolünü elde edebilmek için gruplar halinde baskınlar yapardı. Köyler basar, mezraları dağıtırdı. Bazı bölgelerde, gündüz TSK gece PKK kontrolü elinde tutardı. Güneydoğu gidilmemesi gereken, gidildiğinde ise risk dolu bir ortama girildiği bölge idi. 12 yıllık dönemde 35 bin kişi öldü. Binlercemiz yaralandı. Terör ülkeyi tutsak etmiş, demokrasi ve insan hakları neredeyse askıya alınmıştı.

 

1999 Şubat’ında Öcalan tutuklandı ve PKK’yaateşkestirdi.

 

PKK, Kuzey Irak’ta Kandil Dağı’na çekildi. Terörle bir yere varılamayacağı. Türk güvenlik güçlerini kolaylıkla aşamayacaklarını anladılar.

 

Haberin Devamı

Türkiye rahatladı. Güneydoğu da derin bir nefes aldı. Bölge giderek zenginleşmeye başladı. Bu süreç tam tamına 7 yıl sürdü.

 

Başta, bölgede çarpışan ve koşulları çok iyi bilen askeri yetkililer olmak üzere, terörden ağzı yananları ve düşünürleri ardı ardına uyardılar:

 

Terör bitti ancak PKK bitmedi ve Kürt sorunu çözümlenmedi... Bu da silahla halledilemez. Büyük yatırım ve daha fazla demokratikleşme gerekir” dendi.

 

Üstelik ortam çok müsait idi. AB’ye tam üye adaylığına kabul edilen Türkiye, Kopenhag Kriterleri’ne uyum sürecine girdi.Kürt vatandaşları en çok rahatsız eden, Kürtçe yasağı, Kürtçe öğrenim, Kürtçe yayın gibi konularda eski kısıtlamalar esnekleştirildi.

 

Ancak, daha ileri gidilemedi.

 

Ne doğru dürüst yatırım yapıldı.

 

Ne halka iş ve aş sağlandı.

 

Ne de, PKK’yı ortadan kaldıracak önlemler alındı.

 

Haberin Devamı

Irak’ın istilasından sonra her şey altüst oldu. Kuzey Irak’taki bağımsızlık hareketi somutlaştı. Kürtler arası dayanışma başladı. Kısa süre öncesine kadar savaşan Barzani ile PKK, işbirliğine girdiler. Kürt sorunu, bölgesel bir harekete dönüştü.

 

Türkiye, 7 yıl süresince bütün bu gelişmeleri izlemekle yetindi. Sorunu temelindençözebilecek hiçbir somut adım atamadı. Cesaretle önlemler alamadı.

 

Sonunda, 2006 yılında PKK tekrar teröre başvurdu. Ancak bu defa daha farklı bir tutum sergiledi. Artık, vur kaç taktiği, uzaktan kumandalı mayınlarla terör uygular oldu. 2-3 kişilikgruplarla hareket ediyor, kolayca saklanıyor.

 

Ancak en çok dikkati çeken nokta, eskiye (1987-1999) oranla çok daha az sayıda suikast girişimi yaşanmasına rağmen, kamuoyunun tepkisi oldu.

 

Haberin Devamı

PKK bu defa, daha az sayıda suikast ile kamuoyunda daha fazla ses çıkardı. İnsanlarımız daha fazla tepki gösterdiler. Avuç içi kadar bir grubun koskoca bir ülkeyi birkaç olayla altüst etmesinin nedenleri iyi incelenmeli. Hepimiz, bu saptamanın perde arkasını araştırmalıyız.

 

Türkiye, 7 yılını boşa harcamanın ve hazırlıksız yakalanmanın şaşkınlığını yaşıyor.

 

*                               *                               *

 

HÜKÜMET, BU KRİZİ İYİ YÖNETEMİYOR…

          

Önce Cumhurbaşkanlığı seçimi, ardından PKK terörü, sivil- asker gerginliği, laiklik ve terörü lanetleme mitingleri, şehit cenazeleri… Dikkat edecek olursanız, sanki başka konulardan söz ediyoruz, oysa hepsinin ucu seçimlere dayanıyor.

Haberin Devamı

                      

PKK terörüne karşı mücadelede garip bir durum var.

          

Asker yetki verilmesini istiyor. Hükümet ise, “yazılı isteyin, gerekçelerini bildirin, ona göre hareket edelim” diyor.

          

Sürekli pasif bir tutum sergileniyor.

          

22 Temmuz seçimlerine kadar kriz yaratacak herhangi bir adım atmak istemediğini çok açıkça gösteriyor, ancak bıraktığı izlenim, sanki kararlı davranmaktan kaçınıyormuş gibi yansıyor.

          

Siyaset çok zor bir iştir.

Ak Parti etrafının çevrildiğini ve giderek sıkıştırıldığının farkında. Hemen her tartışmanın seçimle ilgili olduğunun da farkında. Ancak, nedense inisiyatifi eline alamıyor. Hareket edemedikçe de, sanki terörü durdurmama pahasına, K.Irak’a müdahale istemediği söylentisi yayılıyor.

Haberin Devamı

          

Eğer Ak Parti bir an önce yaklaşımını değiştirmez, kamuoyunu etkileme konusunda kontrolünü kuramazsa, çok kayba uğrayabilecek.

          

Gidiş hiç iyi değil.

 

Bu durumu değiştirecek tek fırsat, dünkü terör doruğu idi. Bu yazıyı kaleme alırken, henüz herhangi bir karar çıkmamıştı. Eğer asker ile sivil iktidar, atılacak adımlarda anlaşırlar ve artık kamuoyu önünde tartışmaları kesip, ne yapılması gerekiyorsa, onu yaparlarsa, işler yeniden rayına oturur.

 

Aksi halde, kendi kendimize zarar vermekten öteye geçemeyiz.

Yazarın Tüm Yazıları