Demokrasi mi soytarılık mı?..

DÜN adaylar açıklandı.

Sizi temsil edecek insanlardan bir tekini dahi siz bilmiyordunuz, bilemezdiniz.

Dün bu belli oldu.

Bir koşu birer gazete alıp ya da Ti-Vi haberlerinde kulağınızı dört açıp sizi kimin temsil edeceğini öğrenmeniz gerekiyor.

Bu demokrasi değil.

Soytarılık...

Seçilecek olanlar da keza bir koşu gazete almak ya da Ti-Vi haberlerine kulak kabartmak zorundalar.

Çünkü onlar da sizinle birlikte neyi-kimi temsil edeceklerini öğrenecekler.

Birilerini "temsil" edeceklerini biliyorlar da, kimi temsil edeceklerini bilmiyorlar.

Diyelim Yozgatlıları mı, Çorumluları mı, İstanbulluları mı, Ankaralıları mı, belli değil...

Bu; parası ve iradesi olmayanlara, hukuk varmış gibi gözüksün diye, mahkemenin avukat ataması gibi bir şeydir ki...

Kandırmacadır...

*

Dün Ankara böyleydi.

"Temsilci" olduğu belli olanlar, neyin-kimin "temsilcisi" olduklarını öğrenmek için koştular.

Bu Türklere özgü bir "demokrasi"dir.

Seçilenleri, partilerin genel başkanları seçtiği için, onlar her zaman genel başkanlara minnet ve şükran duyarlar.

Halka değil...

Halka, sadece genel başkanların belirlediklerini onaylayarak işe "demokrasi" süsü verme düşer.

İşte; dünyanın en güzel coğrafyasında yer alan Türkiye’nin kara yazgısını yenememesinin nedenidir bu:

Demokrasinin asla "demokrasi" olmayışı...

*

Koyu takımları çekmiş, pancar mendilleri sarkıtmış, bıyıklı ve göbekli "temsilciler" neyin ve kimin temsilcisi olduklarını öğrenmek için dün saat 17.00’yi beklediler:

"Beyfendi sizi koydular mı?..."

"Koydular ama nereye koydular o belli değil..."

"Olsun, koysunlar da..."

Dün Ankara böyleydi...
Yazarın Tüm Yazıları