İklim değişikliği sanki yok

HANGİ parti iklim değişikliğine çare arıyor? Hangi parti kuraklığa çözüm öneriyor? Hangi parti global ısınmayı mercek altına alıyor?

İklim değişikliği, kuraklık, global ısınma.

Günlük, aynı zamanda yarınki hayatımız açısından en acil, en hayati, en vazgeçilmez olan sorun, bu ürpertici kavramlarla bağlantılı. Sağlıktan ormana, tarımdan enerjiye, ulaşımdan turizme kadar, günlük yaşamımızı bire bir etkileyecek olan alarm ayyuka çıkıyor. Dünyada ve bizde.

Bizde aynı zamanda seçim var. Seçime giderken, yüzlerce siyasal çekişme, hatta siyasal kavga var. Kör döğüşü var. Kör düğüm var.

Ama, seçime giderken, hiç bir partide iklim değişikliği ve kuraklıkla ilgili tek bir söz yok.

Partiler bıktırıcı, kısır siyasal çekişmelerle meşgul.

SU VE SU VE SU

İklim değişikliğinden bizim payımıza kuraklık düşüyor.

Kuraklık en çok büyük kentleri vuruyor. İstanbul ve Ankara barajlardaki su seviyesi açısından kırmızı çizgiyi çoktan geçiyor. Son on yılın en az yağış alan kışını, ilkbaharını ve yazını yaşıyoruz.

Ülke yönetmek, kent yönetmek ne demek? Ne anlama geliyor?

Tamam, kuraklık. Tamam, iklim değişikliği. Onun için susuzluk. Yağış normalken, böyle bir sorun yok. Ama, yağış olmadığında, bu ihtimale karşı, hangi önlem alınıyor? Yönetmek, bu değil mi?

1994’ten bu yana İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyeleri RP, FP ve AKP’nin elinde. Aynı zihniyet. Kuraklık ihtimaline karşı, tam onüç yıldır bu belediyeler hangi önlemi alıyor?

Bunun sorumlusu bu belediyeler değil mi? On-üç, tam on-üç yıldır onlar yönetmiyor mu?

ERDOĞAN’IN ÇIKIŞI

Herhangi bir tökezleme ya da başarısızlık halinde, Tayyip Erdoğan daha önceki hükümetleri suçlama alışkanlığında. "Bizden önce şöyle olmuştu, şimdi onun için böyle" diyerek, sorumluluğu geçmiş hükümetlere atıyor.

Geniş bir hoşgörüyle bakıldığında, bu çıkışlarında zaman zaman doğruluk payı olabilir. Bazı durumlarda, o tökezlemede geçmişte alınan hatalı kararların payı bulunabilir.

Bu mantıktan yola çıkarak, Erdoğan’ın bir ara kendisinin de görev aldığı büyükşehir belediyelerinin yaşadığımız susuzlukta sorumluluğu yok mu? Tek kusurlu, kimsenin elinde olmayan kuraklık mı?

On-üç yıl. Onüç yıldır nerede bu ihtimallere karşı önlemler? Nerede?

Ayrıca, ülke genelinde hangi çareler düşünülüyor? Gerçi, TBMM’de iklim değişikliğini incelemekle görevli bir komisyon kuruluyor. Çok da, iyi yapılıyor. Ama, o çarelerin parti programlarına yansıması nerede?

Özdalga’nın açıklaması

SOSYAL demokrasiden AKP’ye transfer olan Haluk Özdalga, geçen gün kendisiyle ilgili yazdığım yazıya açıklama gönderiyor. Ben kendisini Onur Öymen’in komutanlarla gizli görüşme yaptığı yolundaki sözlerini, ama asıl AKP’ye doğru büyük dönüşümünü eleştiriyorum.

Özdalga’nın açıklaması özetle şöyle:

"Onur Öymen’in söz konusu görüşmeleriyle ilgili bilgi, Nokta Dergisi’nin 29 Mart 2007 tarihli sayısında çıktı. Ben bu açık bilgiyi daha önce değişik gazete makalalerinde kaynak vererek kullandım. Ama, bir mülakatın akışı içinde, kaynak vererek konuşmanın mümkün olmadığını takdir edersiniz. Ayrıca, parti içinde olmam nedeniyle, böyle önemli ve özel bir bilgiye ulaşmamın mümkün olmadığını da, eminim kolayca tahmin edebilirsiniz."

Özdalga
kendisine yönelik eleştirilerin ağır ve haksız olduğu inancında. Bu durumda, benim söyleyecek sözüm kalmıyor. AKP kendisine helal olsun.
Yazarın Tüm Yazıları